20 Eki 2024 14:31 Son Güncelleme: 20 Eki 2024 14:31

Adalet Bakanı duyurdu: Erdoğan talimatı verdi! ‘Kararlılığını iletti…’

Türkiye'yi sarsan "yenidoğan çetesi"ne ilişkin soruşturmanın derinleştirildiğini duyuran Adalet Bakanı Yılmaz Tunç "Devlet bebeklerin ölümüne müsaade etmez. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız Sağlık Bakanımızla bizi kabul etti. Bebeklerin ölümüne neden olan bir durum varsa ne gerekiyorsa yapılması kararlılığını iletti" ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, maddi kazanç sağlamak için yenidoğan bebekleri ölüme götüren çeteyle ilgili sürdürülen soruşturma hakkında bilgiler verdi. Soruşturmanın bir yıldır sürdüğünü söyleyen Bakan Tunç, "26 Nisan 2024 tarihinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4’ü doktor 18’i hemşire 112 personelleri de var içerisinde hastane görevlileri de var toplamda 22 kişi tutuklandı. 11 doktor olmak üzere 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi" dedi. İddianamenin Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne iddianame sunulduğunu belirten Bakan Tunç, "Yargılanması istenilen kişiler görülmüş olacak ama şu an için bekleyeceğiz, iddiaların, suç kayıtlarının, delillerin neler olduğunu mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz" ifadelerini kullandı.

Yılmaz Tunç’un açıklamaları şöyle:

Soruşturma konunun hem maddi menfaat sağlama hem de bebeklerin ihmal suretiyle ölümüne neden olma bakımından derinleştirildi. Bu süre içerisinde teknik takipler, dinlemeli ceza mahkemesi kanunumuzun 135 ve 140 maddeleri çerçevesi içerisinde deliller toplandı. Bu deliller toplanırken savcılığımız Sağlık Müdürlüğü ile de irtibatta oldu. Soruşturma gizli ama bebeklerle ilgili bir risk ortaya çıktığında da bu hemen ilgisi sağlık müdürlüğüne bildirilerek onların korunması noktasında da titiz davranıldı. Tespit edilen suç kayıtları bakımından yaklaşık1 yıllık bir soruşturmanın neticesinde 26 Nisan 2024 tarihinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4’ü doktor 18’i hemşire 112 personelleri de var içerisinde hastane görevlileri de var toplamda 22 kişi tutuklandı. 11 doktor olmak üzere 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi. O günden bu yana iddianameyle ilgili hazırlıklar devam etti ve iddianame hazırlığı tamamlandıktan sonra da Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne iddianame sunulmuş durumda.

"HİÇ KİMSE YARGI MENSUPLARIMIZI TEHDİT EDEMEZ, KORKUTAMAZ"

Soruşturmayı yürüten savcı ile ilgili olarak kamuoyuna yansıyan bir tehdit durumu oldu. Onunla ilgili de ayrıca bir soruşturma açıldı. Hiç kimse yargı mensuplarımızı tehdit edemez, korkutamaz. Görevlerini ifa ederken hiç kimseden çekinmezler yargı mensuplarımız. Yargı görevini etkilemeye yönelik kişiler hakkında da bir soruşturma da bir yandan devam ediyor. Şu anda mahkeme iddianameyi değerlendirme aşamasında. Yargılanması istenilen kişiler görülmüş olacak ama şu an için bekleyeceğiz, iddiaların, suç kayıtlarının, delillerin neler olduğunu mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz.

Özellikle ben bir baba olarak şunu ifade etmek istiyorum TC devleti gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez.

"DÜN CUMHURBAŞKANIMIZ İLE GÖRÜŞTÜK"

Dün cumhurbaşkanımız sağlık Bakanı ile birlikte bizi kabul etti, bu soruşturmanın titizlikle devam etmesini, bebeklerin ölümüne neden olan bir durum söz konusuysa gerek idari gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlılığını da ifade etti."

KILIÇDAROĞLU AÇIKLAMASI: KABUL EDİLEMEZ, ÇOK ÇİRKİN SÖZLER, DEĞERLENDİRECEĞİZ

Bakan Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan resen başlatılan soruşturma hakkında da konuştu. "Kılıçdaroğlu’nun söylediği sözleri kabul edilemez, çok çirkin sözler hakaret içeren sözler ve bir ana muhalefet genel başkanlığı yapmış bir kişiye yakışacak sözler. Terbiye dışı sözler" diyen Bakan Tunç, şunları kaydetti:

"TCK’ya göre hakaret suçtur. İfadelere bakıldığında zaten avukatlar gerekli suç duyurularında bulunmuşlardır. Soruşturma izni konusu elbette ki bakanlığımıza gelecektir, bunu değerlendireceğiz. Siyasetin temiz bir dille yapılması lazım. Karalayıcı bir üslupla siyaset yapmanın o siyaseti yapanlara da bir faydası yok. Kendi siyasi partisindeki durum nedeniyle belki gündemde kalmak için Sayın Cumhurbaşkanımıza yakışıksız çirkin, yakışıksız, terbiye dışı sözlerle hakaretler ediyorsunuz ama bunlar suçtur. Kimsenin kanunlar karşısında ayrıcalığı yok.

Avukatlar da gerekli başvuruyu yaptılar. Bunlar değerlendirilecek. Önceki dosyalar da var. Dolaysıyla mahkemenin davetine icabet etmemek ben Türk mahkemelerini takmıyorum demek de bir siyasetçiye yakışmaz. Cumhurbaşkanımıza yapılan hakaretleri kabul etmemiz mümkün değil."