09 Şub 2010 09:01 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 14:04

ACUN BOMBALADI!.. "LİG TV'NİN KARARI NORMAL ERMAN HOCA ZOR DURUMA DÜŞÜREN BİRİ!.."

Bugün Show TV bana, "Ben seninle çalışmıyorum da x biriyle çalışıyorum" dese bunda ne sakınca var...

Acun Ilıcalı Bloomberg HT Gündem'de Gülin Yıldırımkaya'nın sorularını yanıtladı

* Show TV sayesinde tutumlu oldum, geç ödedikleri için param birikiyor!
* Cip aldım diye maaşımı düşürdüler!
* Ezel Show TV sayesinde tuttu, ayrılması etik olarak yanlış
* Lig TV´nin kararı normal, Erman Hoca herkesi zor duruma düşüren biri

REYTİNGDE İKİNCİ OLDUĞUM GÜN, BENİM İÇİN KARA GÜNDÜR

Bütün yaptığınız işler tuttu. Reytingde birinci olmaya alıştığınız için ikinci veya üçüncü olduğunuzda üzülüyorsunuzdur diye tahmin ediyorum..

Doğru. Belki çok iyi bir şey değil ama kendimizi çok kaptırdığımız bir gerçek. İkinci olduğumuz zaman benim için kara bir gün diyebilirim yani. O yüzden böyle olması da mesleki açıdan belki çok güzel bir şey ama insanın kendi hayatı açısından da çok yıpratıcı. Yani "İkinci olacak mıyım?" diye endişe de var. O bir yandan pozitif olarak işimize kendimizi daha çok vermemizi de sağlıyor. Ama bir yandan da hayatımızın büyük çoğunluğunun da iş olduğunu zannediyorsunuz. Bir insan mesela niye birinci olduğu zaman mutlu olsun da ikinci olduğu zaman mutsuz olsun? Bunu anlamak mümkün değil. Ama biz televizyoncular için böyle bir zehirlenme var. Ben de o zehirlenmeye maalesef uğradım.

O zaman size sabah rapor gelir gelmez haber veriyorlar...


Ben sabaha karşı 5´te, 6´da da yatsam sabah mutlaka 10.00´da kalkarım. 10.01´de AGB raporu geliyor. AGB raporuna bakıyorum. Ondan sonra bir daha uyuyorum.

Diyelim ikinci veya üçüncü çıktınız, moral bozuldu, sizin tabirinizle kara gün... Ne yapıyorsunuz? Orada dilim dilim kontrol mü ediyorsunuz nerede reyting düşmüş diye?

Dilim değil, dakika dakika. Dilimi de geçeriz, dakikalara da döneriz. Şimdi yanlış anlaşılmasın, uzun zamandır da ikinci olmadık. Çok yaşamayı düşündüğümüz şey değil. İnşallah yaşamam da. İkinci deyince bir anda irkildim. Biz ciddi derecede konsantre oluyoruz. Başarılı olmaya çalışıyoruz.

DEVLER LİĞİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ OLMADI, MERKEZİNDE BENİM OLDUĞUM İŞLER TUTUYOR

Hakikaten dayanılır bir stres değil. Devler Ligi bu bağlamda biraz hayal kırıklığı oldu mu sizin için?


Bir tek Devler Ligi değil, bizim iki üç tane projemizin istediğimiz sonuçları almadığı oldu. Benim şöyle bir şansım oldu, aktif olduğum, sunucu olduğum projelerin hepsi tuttu. Kendi dışımda iki üç tane proje denemişliğim vardı. Orada yeteri kadar kendimi kaptıramıyordum. Yani biraz menajer futbolcu gibi düşünün. Kendi içinde olduğum Acun Firarda, tutmuş tek gezi programı. Üzerine Fear Factor´u yaptık, çok ciddi reytingler aldık. Survivor´ı yaptık, her bölümü birinci oldu. Üzerine Var mısın Yok musun´u yaptık bayağı birinci olduk. Şimdi de bunu yapıyoruz. Bir şekilde merkezde ben varsam, halka bir şekilde sıcak geliyorum herhalde. Oradaki ortamı ben kablo gibi düşünüyorum, enerji kaybına uğramadan halka iyi bir şekilde aktarabiliyorum diye düşünüyorum. O yüzden bazı denemelerimizde istemediğimiz sonuçları alamadığımız oldu. Ama sonuçta her zaman en iyi reytingi alcağız diye de bir şey yok.

Aslında tam da bunu düşünmüştüm. Acaba biz sizi mi izliyoruz yoksa işler mi iyiydi?

Yani menajer futbolcu gibi daha iyi oluyor gibi geliyor bana. Olayda ben varsam o olayı ben anlatıyorsam. Bunların arasında tutmayan proje olmadı.

ALİ TARAN PARA ALMIYOR, SABAHA KADAR BERABER MONTAJ YAPIYORUZ

Yetenek Sizsiniz´de de o zaman ufak bir risk var. Çünkü üç kişisiniz. Sözü de paylaşmış oluyorsunuz. Bir de siz çok başarılı bir televizyoncu olunca, yani Acun derse ki "Bu çocuk yeteneklidir" o zaman öyledir gibi gözle de izliyoruz. Siz "hayır" deyip öbürleri "evet" deyince ya da siz "evet" deyip öbürleri "hayır" deyince bozuluyor musunuz?


Şimdi orada çok önemli bir şey yaptım ben. Jüriyi seçerken çok düşündüm. Arkadaşlarımla yapmaya karar verdim. Yani oturduğun zaman güzel sohbet edebildiğin, eğlenebildiğin insanlar. Benim iki seçimim de bu çerçevede. Birisi Ali Taran, çok sıcak sohbetlerimiz olmuştu, geçen yaz Fatih Hoca´nın evinde Bodrum´da. Bir iki günü beraber geçirdik ve çok eğlendik. Ciddi derecede bir arkadaşlık doğdu Ali Ağabeyle. Hülya´yı da ben zaten çok uzun zamandan beri tanıyorum. Bu ikiliyle beraber bu işe geldiğimiz zaman biri zaten ekranda doğal mı değil mi dememize gerek yok. Adamın zaten televizyonla ilgili bir hırsı ya da beklentisi yok.

Para da almıyormuş galiba Ali Taran...

Para da almıyor. O işleri aşmış bir adam. Ofise geliyor, fikirler veriyor... Ali Ağabey´e böyle kalkıp da bir şey anlatmak çok kolay değil. Çünkü çok değişik bir insan. "Para almıyor"u da yanlış anlamayın, ben bir para teklifi yapıyorum yani öyle para almıyor. Düşünmediğini söyledi. Sonuçta para almıyor, enerjisini veriyor, programa geliyor, Erzurum´a götürüyoruz, Malatya´ya götürüyoruz. Çok değişik, çok farklı bir insan. Zaten bu programın güzelliği de buradan geliyor.

Herhalde o yüzden çok iyi arkadaş oldunuz. Sizin de pek parayla pulla bir işiniz yok.

Ben zaten o tarz insanlara daha yakın dururum hayatımda. Paraya çok yakın insandan ben soğurum açıkçası. Bir insanın paraya düşkünlüğü bence ondan soğumak için yeterli bir sebeptir. Benim dünya görüşüm bu. Bir insan ne kadar paraya meyilliyse, ne kadar hayatını ona göre yönlendiriyorsa benden o kadar uzak durması gereken bir insandır. Ben hiçbir zaman paranın beni yönetmesine izin vermedim Allah´a şükür. Bir şekilde zevkli işler yaparak para kazandığım için ben paraya hükmettim. Bu da benim için Allah´ın verdiği bir lütuf.

Evet, gerçekten Ali Taran´a da çok şaşırdım. İnanılmaz performans gerektiren bir program.

Şaka gibi. Programın ismini de o buldu. Dün gece montajdayız mesela, gitmiyor. İşine çok bağlı, takıntılar var, mükemmeliyetçilik var. Bende de o hastalık var. O yüzden bazen dört saat, beş saat montajda buluyoruz kendimizi.

EZEL SHOW TV SAYESİNDE TUTTU, AYRILMASI ETİK OLARAK YANLIŞ

Ezel ayrıldı Show TV´den ve gerekçe olarak da para alamadıklarını söylediler. Siz paranızı alabiliyor musunuz? Show TV ile maddi bir sıkıntınız var mı?


Birincisi Ezel´in ayrılmasını etik olarak yanlış buluyorum. Her insan bir şekilde belli kanallara projeler yapabilir. Fakat herhangi bir yapımcının bir projeyi ortasındayken başka bir kanala götürmesini ben çok doğru bir hareket olarak görmüyorum. Bunun en önemli sebebi bir kere o projeyi destekleyen doğuran Show TV´dir. Unutmayın ki 20 tane dizinin 19´u batar. Ve Show TV ortalama 20 tane dizi batırmıştır, yirmi birincisi tutmuştur. Ve Show TV´nin Ezel´i orada tutmasını böyle güle oynaya karşılamayalım. 20 tane dizi de denenmiş, buraya çok ciddi paralar verilmiş, Ezel de başarılı olmuş. Ezel´in başarılı olması da Show TV´nin desteklemesi, koyduğu gün... Bugün dizilerin başarısında bunların çok önemli payı var. Yanlış güne koyarsınız, dizi kaybeder. Reklamı, tanıtımı... Az reklam kullanmanız lazım başta, ondan sonra reklamları artırabilirsiniz ama dozunda artırırsınız. Ezel için Show TV çok özverili davrandı. Maddi konulara gelince her insanın her yerden alacağı olabilir. Televizyon şirketleri zaten genelde bir gün sonra paranızı vermez. Ve siz alacağım var diye ve Show TV´nin belli derecede ödeme geciktirdiği doğrudur fakat sonuçta parasını öder. Kimse "Show TV´den paramı alamadım" diye çıkmamıştır. Herhangi birini gördünüz mü, "Show TV´den paramı alamadım" diyen? "Geç aldım" diyen olabilir, bu müessese daha geç ödüyordur. Fakat Ezel´i yapan arkadaşlar, unutmayalım ki iki sene evvel de bir dizileri vardı Show TV´de, Dudaktan Kalbe diye. Onun da ödemesini geç alıyorlardı. Fakat o dizi iş yapmıyordu. O zaman, iş yapmıyorken Show TV o diziyi hep destekledi. 10 sharelerde giden diziyi Show TV bir şekilde orada direndi ve tuttu. Zarar etmelerine rağmen Show TV Dudaktan Kalbe´yi destekledi ve orada tuttu. Ama onun da parasını geç alıyorlardı. Dudaktan Kalbe kötü gidiyor, paranızı geç alıyorsunuz hiç sorun yok. Ezel çok iyi gidiyor, paranızı geç alıyorsunuz "Ben o zaman başka kanala gideyim." Ben çok yanlış buluyorum açıkçası. O yüzden bana göre bir hareket tarzı değil.

Siz "vefasızlık" dediniz ama onlara da sorsak "profesyonellik" diyecekler.

Ben kelime olarak "vefasızlık"ı kullanmıyorum. Fakat benim yapacağım bir hareket tarzı değil. Ben doğru bir hareket olarak bulmuyorum. Bir kez daha söylüyorum, parayı geç alıyor olmanız projeyi ortasındayken başka bir kanala götürmenizi gerektirmez. Şu olabilir, diziyi yayına vermezsiniz o hafta, bu bir çözümdür.

Öyle bir hakkı var mı, dizi yapımcılarının?

Tabii ki var. Yani diziyi yayına vermez, "Para mı alayım, öyle vereyim" der. Bak çözüm bulduk değil mi ikimiz?

SHOW TV İLE SÖZLEŞMEM YOK

Bize göre bulduk ama dizinin tutmasını da etkileyebilir o...


Yo etkilemez. Onda bir sorun olmaz. Bütün diziler ocakta üç hafta ara veriyor, öyle bir sebep olamaz. Yani burada ben doğru çözümün bulunduğunu düşünmüyorum. Baktığınız zaman da yanlış bir hareket. Bu her kanal için, her proje için geçerli. Yetenek Sizsiniz´in finalini düşünün başka bir kanalda yapıyorum... Abartısız söylüyorum, 50 milyon dolar verseler... Bugün istesem gidebilirim. Komik bir şey söyleyeyim mi, Show TV ile sözleşmem yok benim.

Siz mi istemediniz?

Yo, iki taraf da rahat bir şekilde ilişkiyi götürüyor. Saner Bey var, Zeynep Hanım var, Zeynep Hanım zaten oradaki önemli isimlerden biri. Arkadaşım gibi artık onlar. İlişkilerim o boyutta. Ezel´le ilgili getirdiğim eleştirilerde bu da var. Ezel´in ekibi de Show TV ile ciddi derecede arkadaşlıkları olan bir ekipti. O yüzden ben çok şaşkınım bu konuda. Olmaması gereken bir hareketti diye düşünüyorum. Bazen televizyon dünyasında onların da bildikleri bir şeyler var demek ki. Her şey sizin istediğiniz gibi olmuyor. Bazen kararlar veriyorsunuz. Hepsi de doğru olacak diye bir şey yok.

ERMAN HOCA YAPISI İTİBARIYLA HERKESİ ZOR DURUMA DÜŞÜRÜR, LİG TV´NİN KULÜPLERLE ARASI ONUN YÜZÜNDEN BOZUKTU

Erman Toroğlu ile de Digiturk yollarını ayırdı. Siz Erman Hoca´yı seviyordunuz sanırım. Onu nasıl değerlendiriyorsunuz. Aynı pencereden bakarsak Erman Hoca da uzun yıllar o gruba birçok şey kazandırmış biri ve bir anda ilişki koparılıyor.


Bir yapımcı olarak söyleyeyim. Erman Hoca çok enteresan ve bana göre hakikaten dürüst bir insandır, önemli bir insandır. Fakat tabii şöyle bir şey var. Eleştirilerde ciddi derecede dobra bir insan. Bir kurum koskoca bir ligi milyonlarca dolar verip almışsa ve bu ligi halka pazarlıyorsa ve o kurum içinde bir kişinin ligle ilgili negatif konuşması çok iyi karşılanmayabilir. Ben burada da bir yanlış görmüyorum. Bugün ikimiz ligi almışız, 300 milyon dolar vermişiz sonra bir tane arkadaş geliyor diyor ki. "Bu ligden hiçbir şey olmaz. Ya da "Burada futbol oynanmıyor" diyor. Söylediklerinin doğru mu, yanlış mı olduğu ayrı bir konu. Erman Hoca´nın şöyle bir özelliği var, çok negatife yönelik bir eleştiri tarzı var. Yapı itibariyle öyle, pozitifleri daha az görüyor. Lig TV de burada öyle bir seçime gitmek isteyebilir. Bu da en doğal hakları, ben burada da bir yanlış görmüyorum. Erman Hoca yılarca ordaymış, ne güzel 10 yıl sonra demek ki başka bir yerde de çalışabilir. Bugün Show TV bana, "Ben seninle çalışmıyorum da x biriyle çalışıyorum" dese bunda ne sakınca var, ben bunu da anlamıyorum, olabilir...

Vallahi ben büyük vefasızlık addederim öyle bir şey olursa... Milyon dolarlara da "hayır" deyip gitmemiş birine, "Seninle çalışmıyoruz" derlerse...

Bunu bir kurum olarak düşünelim. Bana bir insanın yaptığı bir hareket olursa bunu arkadan vurulmak olarak görebilirim. Ama koskoca bir kurumun kararıysa zaten karşımdaki insanın bu olayda elinin kolunun bağlı olduğunu anlarım. Ben bu olayın söyleniş şeklini inceleyerek bir analiz yaparım zaten vefasızlık mı, değil mi diye...

Erman Hoca konusunda dışarıdan analizim şu, yapısı itibarıyla zaten yanındaki herkesi bir şekilde zor duruma düşürür. Dobra bir insan ama sıra dışı bir insan. Bugün ikimiz program yapsak, üçüncü birini getirsek, devamlı hükümete sallamaya kalksa biz ikimiz gerilmez miyiz? Ben Erman Hoca´nın yorumlarının zaten çoğunun doğru olduğuna da inanmıyorum. Bir kısmının doğru olduğuna inanıyorum. Buradaki sıkıntı yorumlar çok sert. Şansal Ağabey de 8-9 sene böyle geçirmişse son üç sene de artık... Şöyle anlatayım, Fenerbahçe ile Lig TV´nin bir sıkıntısı var. Sebebi Erman Hoca, Beşiktaş ile sıkıntı yaşıyor, tek sebebi Erman Hoca. Şansal Ağabey buna rağmen Erman Hoca´yla bir şekilde beraber durmuşlar. Bir kez daha söylüyorum Erman Hoca çok değerli bir insan ve her zaman Türk futbolunda olması gerekiyor ve yorumlar da yapması gerekiyor. Ama ligi satmaya kalkmış, ligin sahibi bir kurumun sözcüsü gibi durması sıkıntı yaratabilir. Şansal Ağabey de bir yerden sonra bir şekilde böyle bir operasyona... Sonuçta unutmayalım o operasyonu yapan yine de Şansal Ağabey değil, Digiturk kurumu böyle bir karar vermiş, Şansal Ağabey de böyle bir şeye okey demiş gibi bir durum söz konusu. Ama yine kendi duruşunu ortaya koyarak bu sezon ortasında böyle bir şey olduğu için ekrana çıkmayı reddetti.

SHOW TV SAYESİNDE TUTUMLU OLDUM, GEÇ ÖDEDİKLERİ İÇİN PARAM BİRİKİYOR!

Büyük teklifleri reddettiniz, paraya düşkün olmadığınızı biliyorum ama sonuçta iyi kazanıyorsunuz. Nereye yatırırsınız parayı? Siz aşırı zengin bir aileden de gelmiyorsunuz. Kazandığınız paranın da değerini daha iyi biliyorsunuzdur.

Bu konuda Show TV´nin hakkını ödeyemem. Gerçekten çok faydaları oldu. Sağolsunlar parayı har vurup harman savurmamı engellediler.

Geç vererek mi?

Aynen öyle. Bir şekilde ödemelerde ağırdan alarak bana hakikaten çok faydaları oldu. İster istemez paranız birikiyor. Bundan daha güzel bir şey var mı, tutumlu yaşamayı öğreniyorsunuz. Geç ödenme... Bir kez daha söyleyeyim Show TV geç öder ama ödemezlik yapmaz. Bir sıkıntımı söylediğim zaman da onu hemen hallediyorlar. Vergi borcum oluyor bazen, "Vergi ödemem gerekiyor" diyorum onu hemen ödüyorlar. Genel itibarıyla sağ olsunlar beni çok kolladılar. Benim annem babam rahmetli oldu. İnsanın babası parayı bir şekilde tutar ya, Show TV de o konuda babacan bir şekilde benim alacaklarımı tuttu. Bankada böyle paralarım pullarım yok zaten... Bir de parayı yakaladığım zaman mutlaka bir araba alıyorum.

CİP ALDIM DİYE SHOW TV MAAŞIMI DÜŞÜRDÜ!

İlk kez elinize iyi para geçtiğinde ne alarak kendinizi ödüllendirdiniz?


Çok komik bir olay, ilk aldığım parayla değil altı ay boyunca alacağım parayla... Acun Firarda´ya başlamıştım iyi de kazanıyordum, "Bu program tutar, bir iki sene gider bir tane jip alayım" dedim, 162 bin euroya... Ondan sonra Show TV´nin önüne çektim arabayı. 15 gün sonra bizim parayı indirdiler.

Sattınız mı sonra?

Hiç satmadım, ölsem öyle bir şey yapmam. "Arabayı aldın da ben senin paranı indiriyorum" diye bir şey değildi. Benim arabayı yanlış yere park etmemden de kaynaklanmış olabilir! Çünkü ben o kadar hakimim ki Show TV´ye, her adımdan haberim oluyor. Oraya gelen bir tane üst düzey insanın "Bu araba kimin?" sorusu, "Acun´un" cevap... Sonra arabaya doğru üç saniye bakarak "hım" dedi. Sonra benim paramın düşürülmesi konuşuluyor... Ben olan paramla almadım ki program bir, bir buçuk yıl sürecek diye, taksitle almıştım... Ben böyle şeylere takmam. Ama "I will be back" dedim o zaman sadece. Allah bu konuda beni hiç mahcup etmedi. Emin olun o paranın elli katıyla da Show TV´yle anlaşma yaptım. O yüzden bir sıkıntı yok. Benim için para ön planda değil. Dedim ya ciddi bir para kesiliyor, biz lay lay lom.