21 Oca 2018 10:39 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:46

Açtığı sanat kafede meddahlık geleneğini yaşatıyor

- Kırşehir'de sanat kafe açan Ufuk Cengiz, sergilediği sahne gösterileri ile meddahlık geleneğini genç nesle tanıtıyor- Meddah Cengiz:- "Sanat kafede anlattığımız hikayelerle geçmiş ve gelecek arasında bağ kurarak hem seyirci kitlesini eğlendiriyor hem de misafirleri meddahlık geleneği ile...

KIRŞEHİR (AA) - Kırşehir’de açtığı sanat kafede anlattığı hikayelerle seyircilerini bilgilendirirken eğlendiren Ufuk Cengiz, misafirlerini meddahlık geleneği ile tanıştırıyor.

Almira Tiyatro Akademi ve Sanat Kafe’nin hem işletmecisi hem de oyuncusu olan 28 yaşındaki Cengiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiyatroya küçük yaşlarda taklit yaparak ilgi duymaya başladığını söyledi.

Daha sonra okumaya ve öğrenmeye başlayınca taklit yapmayı bıraktığını, edindiği bilgileri insanlara aktarmak isterken kendini yine tiyatronun içinde bulduğunu anlatan Cengiz, aynı zamanda drama, enstrüman, dans, gelenek ve yaratıcı yazarlık kurslarının da verildiği sanat kafeyi açtığını ifade etti.

Masa isimlerinin sanatçıdan oluştuğunu vurgulayan Cengiz, sanat kafeyi kurmasının hikayesini şöyle anlattı:

"Aynı paraya tiyatroya mı gideceksin hamburger mi yiyeceksin diye sorulduğunda hamburger tercih ediliyordu. Biz de dedik ki madem öyle siz buraya gelip hamburger yiyin, çay, kahve için. Boğazınızın derdi ile gelin buraya, biz de ruhunuzu doyuralım. Ruhunuzu doyurmanın bedeli yok. Ona bedel alamayız. Siz çayınızın ücretini ödeyin, biz kiramızı ödeyelim. Biz sanatımızı icra edelim sizin ruhunuz tamir olsun. Sanat kafede anlattığımız hikayelerde geçmiş ve gelecek arasında bağ kurarak hem seyirci kitlesini eğlendiriyor hem de misafirleri meddahlık geleneği ile tanıştırıyoruz. Burada geleneğimizle ilgili yeni şeyler söylemeye çalışıyoruz."

Kafede meddah gösterilerine ilk başladığında günlük kıyafetleri ile sahneye çıktığını, sonrasında gösteri için özel kıyafet hazırladığını dile getiren Cengiz, "Aslında meddahta kıyafete gerek yok. Normal kıyafetinle olabilirsin ya da eski usul bir gömlek, cepken olabilir. Bir asan olur en fazla bir de mendilin ama bizim insanımızın özellikle günümüz programlarından dolayı kafalarında bir şekil var. Eğer hikaye anlatıyorsan mesaj veriyorsan doğru yolu göstermeye çalışıyorsan görüntü itibariyle bir derviş olabilirsin, bir din büyüğü olabilirsin. Bunlara uygun olmanı bekliyorlar." diye konuştu.

Meddahlıkta kavuk devretme geleneği olduğuna işaret eden Cengiz, şunları kaydetti:

"Rahmetli Münir Özkul kavuğunu İsmail Dümbüllü’den almıştı, 1989’da Ferhan Şensoy’a devretti. Ben onlarla bir araya gelmedim. Aşıklık geleneğinde de usta çırak ilişkisi vardır. Eğer bir yerde ustası olmayan bir aşık türerse ona ‘Rüyasında bade içmiş’ derler. Biz de kendimizce kavuğu rüyamızda taktık."