30 Ara 2010 11:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:55

ACI BİZE OSMAN! YAKTIN CİĞERİMİZİ OSMAN!

Yaprak Dökümü'nden kurtulduk derken, bir de başımıza bu dizi çıktı. Ooof ulen offf... Yaktın ciğerimizi be Osman!

Acı bize Osman!

Oğlum Osman ne yaptın yine bu millete? Çarşamba sabahı gazeteye geldim. Asistan arkadaşlarımızdan biri, bilgisayarının ekranına gömülmüş, hüngür hüngür ağlıyor. Merak edip, halini hatırını sormak için yanına yaklaştım. Bir de ne göreyim? Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin final bölümünü izliyor, bir yandan da gözlerinden fışkıran yaşlara mendil yetiştirmeye çalışıyor.

Bizim kata derin bir hüzün hakim. Hafta sonu eklerinde çalışan hanım arkadaşların yüzlerinden düşen bin parça. Hepsi Osman'ın, annesinden ayrılış sahnesini konuşuyor. Arada "Erkek milleti işte" deyişlerine kulak misafiri oluyorum. Vallahi yanlarından geçmeye korkuyorum...

Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin son bölümü, Balkanlar üzerinden yurdumuza giren soğuk ve yağışlı havadan daha çok rutubet yarattı. Eğer kağıt mendil firmaları diziye sponsor olmuyorsa, stoklarına güvenemedikleri içindir! Yahu bu dizide bir tane olsun mutluluk verici olay göremeyecek miyiz? Ayrılık, ihanet, çatışma, dövüşme, yangın, darp, işkence, entrika 32 kısım tekmili birden bu dizinin içinde.

Millet şu garibanlardan bir tanesini gülümserken görmek için adaklar adıyor vallahi... Tam Yaprak Dökümü'nden kurtulduk derken, bir de başımıza bu dizi çıktı. Ooof ulen offf... Yaktın ciğerimizi be Osman!

Yüksel AYTUĞ / SABAH