Abdurrahman Dilipak “bizim yamyamlar” deyip bombaladı! "Kaçırdıkları parayı..."
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak muhafazakâr çevrelere yönelik eleştirilerine bugün bir yenisini daha ekledi.
Zaman zaman muhafazakar kesime yönelik eleştiriler yazan Abdurrahman Dilipak bugün “Babalar ve oğullar” başlığıyla kaleme aldığı yazısında adeta bombaladı.
"AZGIN İHTİRASLARININ PEŞİNDE KOŞUYORLAR"
Yazısında Necip Fazıl, Osman Yüksel'den örnekler veren Dilipak bu kesimin gayeye ulaşmak için her türlü çareyi mübah saymak şeklinde tezahür eden yozlaşma belirtileri gösterdiğini belirterek "Vurgunlarını gizlemek için, haram malın zekatı olmayacağını, haram malla hayır yapılmayacağını bilmezden gelerek, yediklerinin zekatı etmez bir parayla cami, okul, yurt yaptılar. Oralara adlarını verdiler. Hem Allah’ı, hem de insanları kandırmaya çalıştılar akıllarınca. Şimdi ne mi yapıyorlar. Korkuyorlar. Paniklediler. Uykuları kaçıyor. Kimileri azgın ihtiraslarının peşinde koşuyor, mafyalaşıyor, tehditler savuruyor. Öfkeleri korkuları kadar büyük bunların." diye yazdı.
"HARAM PARA CÜZDANDA DURDUĞU GİBİ DURMAZ"
Dürüst, toplumsal kurallara değer veren, bunu önemseyen ve buna göre yaşayanların da olduğunu belirten Dilipak yozlaşmış kesimi uzun uzun anlatarak "Şarap şişede durduğu gibi durmaz, haram para da cüzdanda durduğu gibi durmaz.. Bu gidişe kendini kaptırmış olanların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, kalpleri var hissetmezler. Yokuş aşağı koşar gibi giderler. Eleştiriye, farklı bir sese tahammülleri yoktur. Kendi dar çevreleri dışında fazla kimseyle görüşmezler." ifadelerine yer verdi.
"HERKES İHTİYAR KURDUN PARASININ PEŞİNDE"
Yazısına "Bir zenginden söz ediyorlar" diye devam eden Dilipak " Herkes ihtiyar kurdun elinden kasanın anahtarı çalma derdinde. O da çalmış serveti zaten, çalanın servetini çalarlar. O da hepsinden korkuyor. Dağıtsa iki gün sonra har vurup harman savuracaklar. Nisbeten güvendikleri birine emanet edip paralarını, bir de vakıf kurup, çocuklarına ihtiyacı kadar vermelerinin pazarlığını yapıyor. Bu çocukların hepsi de dil bilir, Avrupa görmüş kişiler ha! Hâlâ da bayramlarda seçilmiş camilerin ön saflarında görürsünüz onları. Çünkü o tür “hayır” işleri de vardır, yarın lazım olacağını düşündükleri. Bunların hali yaman! Bakın Türkiye’de ABD, İngiltere, Rusya, İsrail, Almanya, Fransa, İtalya, İsviçre ve Vatikan’ın çok sayıda istihbarat elemanı vardır. Aslında yok yok. Türkiye ajanların cirit attığı bir ülke. İçeride de o kadar çok kiralık adam var ki, işadamı, politikacı, bürokrat, gazeteci ve STK’cı kılıklı! Zarrab falan geç onları. “Bizim yamyamlar”ın hepsi izlenir ve fişlenir. Bunların paraları nerede bilinir. Nakitlerin kimi BAE’dedir, kimi İsviçre’de. Kaçırdıkları parayı kimi o bankalardan alınmış kredi gibi geri getirir ki, yarın kaçırmak gerekirse garantili olsun diye. Bu milletin paralarını çalarlar, sonra da götürüp “kapitalist gavura” emanet ederler. E ne demişler “Haram para haram parayı çeker”! Bunlar birlikte haşrolunacak onlarla! Tencere yuvarlanacak kapağını bulacak." dedi.
Dilipak devamında şunları yazdı:
Bu, FED, Dünya Bankası, IMF, BM Terörle Mücadele Komisyonu zaman zaman rapor yayınlar, kara para ve teröre yardım ve yataklık edenlerle ilgili. Mesela hepsi Sisi’ye yardım eder, ona danışmanlık ederler, BAE, Suudiler Hafter’e yardım ederler, PYD’ye, PDY’ye de, onlara kimse bir şey demez. Özellikle de “Bizimkiler” hani onlar zekat-mekan diye, ya da belli çevreler nezdinde itibar kazanmak için, ya da birilerini kıramadıklarından bir yerlere 3-5 kuruş verirler ya, o birileri, işte o paraları bir şekilde batılıların terör örgütü dedikleri birtakım kişi ve kuruluşlarla ilişkilendirir ve bunun faturasını da size ödetir, hesabınıza el koyarlar. O paralar gider ve bir daha da geri gelmez. İtiraz edecek, hakkınızı arayacak olursanız, başınıza gelecekler bellidir.
Usame b. Laden’i hatırlayın. Laden’in Suudi Arabistan’dan topladığı zekat paraları Baba Bush’a gitti, oradan Stringer aldılar, Ruslara karşı direnişte öne geçtiler. CIA, Usame üzerinden cihadın arşivinin bulunduğu Peşaver’deki merkezi kontrolüne geçirdi. Laden üzerinden Taliban’ı örgütleyip, geleneksel cihad hareketini kontrollerine aldılar, sonra da El Kaide’yi terör örgütü ilan ettiler. ABD’deki ikiz kulelere yönelik saldırının faturasını Suudilere çıkarıp, Suudilerin milyarlarca dolarına el koydular. Bunların dostu yok! Çıkarları var. Yasin el Kadı’yı biliyorsunuz, BİM’in ortağı idi. Sanırım Price Waterhouse da ortaktı. Bunlar kimlerle ortak olduklarını bilmeden ortaklık kurmazlar, ama Yasin el Kadı olayından hemen sonra çekildiler.
Yasin El Kadı11 Eylül’den sonra BM Güvenlik Konseyi’nin “Terörü Finanse Edenler” listesine girdi. Kadı’nın tüm dünyadaki mal varlığına el konuldu. Daha sonra açtığı davaları kazandı ve Kadı’nın adı terör listelerinden çıkarıldı. Bu işler böyledir.
Bu defa da FED bir kara para, kayıtdışı para, teröre yardım ve yataklık eden örgütler, kişiler ve kuruluşlar diye bir rapor hazırlamış. Yakında kokusu çıkar. Anlaşılan yine birilerinin parasına çökecekler. Ve o birilerinin de GIK’ı çıkmayacak. Kaçırdıkları paralara el koyacaklar. Bu vesile ile “Kurunun yanında yaş da yanar” hesabı bir sürü masum kişi ve kuruluşun da canı yanacak. Bütün bu olanlardan neden ders almaz insanoğlu, gider yine aynı delikten ısırılır. Bizim de sormamız gerek: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım!” Bu işlere yardımcı olanlar, aracılık yapanlar yok mu! Denmiştir ki, “Zalimlere yardım etmeyin sonra ateş size de dokunur. Onlar başınıza musallat edilir!”