"ABDULLAH GÜL'ÜN KOLTUĞUNA NEDEN OTURDUM?"!..USTA KAMERAMAN CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL'ÜN KOLTUĞUNA OTURDUĞU "O AN"I ANLATTI!..
Çankaya Köşkü'nün gazetecilere tanıtımı sırasında Cumhurbaşkanı koltuğuna oturarak bir ilki gerçekleştiren Cezmi Sayılgan, eleştirenlere cevap veriyor: "Benim ülkemin koltuğu değil mi? Yine otururum."
14 yıllık kameraman Cezmi Sayılgan da Çankaya'nın kıdemlilerinden.
Sayılgan, 1993'den beri değişik televizyon kanallarında kameramanlık yapıyor. Yıllarca görüntü almak için gittiği Cumhurbaşkanlığı'na giden Sayılgan, Köşk'ün gazetecilere açılması sırasında da oradaydı. Çankaya'nın Kırmızı Salonu'ndan en iyi görüntüyü aldıktan sonra Cumhurbaşkanı'nın koltuğuna oturan Sayılgan, bir hatıra pozu verdi. Aslında ondan önce birkaç basın mensubu da oturmuştu ama onların hiçbiri Sayılgan'ın fotoğrafı gibi gazetecilerin birinci sayfasında yer bulmadı.
Aynı koltukta konuklarını ağırlayan Cummhurbaşkanlarının defalarca görüntülerini çeken Cezmi Sayılgan, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
Süleyman Demirel döneminde çok günlerim geçti o odada. O kadar çok giderdim ki... Hep merak ederdim. Nasıl bir his, nasıl bir duygu diye. Düşünsenize devletin en üst makamı orası. Amacım orada oturup hava atmak değildi. Sadece çoluğuma çocuğuma ileride 'Bakın burası devletin en üst makamı, başkomutanın, cumhurbaşkanının misafirleri kabul ettiği oda' diyeceğim bir hatıra olsun istedim. Aslında ertesi gün gazetelere ve internet sitelerine baktığım zaman hiç de hoş olmayan haberlerle karşılaştım. Amacım o makamı rencide edici davranmak değildi."
Sayılgan, kendisini eleştiren yazarların Amerika'da Beyaz Saray'ın arması önünde fotoğraf vermek için birbirleriyle yarıştığını belirtiyor. Sayılgan "Ayrıca düşünsenize benim devletimin makamı orası. Benim memleketim. Neden eleştirildim ki anlamadım. Bir daha olsa yine otururum."
KENDİMİ KAZAN'IN KUCAĞINDA BULDUM:
Saylgan, ilginç bir de anısını bizimle paylaşıyor: "Yıl 1996. Mesut Yılmaz hükümeti Necmettin Erbakan'a devredecek ama basın mensupları her zamankinden daha çok. Makam odasının kapısı açılınca içeri kalabalık bir şekilde girmek zorunda kaldık. Kendimize yer bulmaya çalışırken, ben kendimi birden birinin kucağında buldum. Ama kimin kucağına oturduğumun farkında değilim. Çekimimi yaparken en sonunda kulağıma 'Kalksana kardeşim' diye bir ses geldi. Ben 'bir saniye efendim' az kaldı dedim. Ama yine bir kaç saniye sonra dayanamayarak 'Tövbe estağfirullah, kalksana kardeşim" dedi. Ben de zaten çekimimi yapmıştım. Kalktım ve arkamı dönüp baktığımda ne göreyim: Şevket Kazan. Tabi çok özür diledim.
YENİŞAFAK