Abdullah Gül'den cemaat açıklaması! Paralel devlet iddiaları için ne söyledi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Habertürk'te gazetecilerin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 17 Aralık'ta başlayan rüşvet ve
yolsuzluk operasyonuyla alevlenen paralel devlet iddialarına
ilişkin her iki taraf için de çok kritik bir uyarı yaptı. Gül,
siyaset kurumunda iktidarların rakiplerinin muhalefet partileri
olduğunu ifade ederken, devlet kurumlarında farklı görüşlerde görev
alan kişilerin ise başka motivasyonlarla hareket etmemeleri
gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Habertürk'te Basın Kulübü'nün konuğu
oldu. Erhan Çelik'in moderatörlüğünde Fehmi Koru ve Ruşen Çakır'ın
sorularını cevaplayan Gül, 2013 yılını değerlendirirken, gündeme
ilişkin görüşlerini paylaştı. Gazetecilerin sorularına yorum yapmak
yerine daha çok ilkeler üzerinden cevap vermeyi tercih eden Gül,
hükümet ve cemaat arasındaki kavga için de her iki tarafı
uyardı.
HÜKÜMETİN KARŞISINDA MUHALEFET OLUR
Ruşen Çakır'ın hükümet ile cemaat arasındaki kavgayı işaret eden
sorusuna oldukça ilginç bir üslupla cevap veren Gül, hükümetin
karşısına muhalefeti koyabileceğini söyleyerek hükümetin karşısına
siyasetin kurumları dışında bir şey koyulmasını kabul etmeyeceğini
anlattı. İşte Gül'ün o sözleri;
"Bu tip konularda bir hükümet vardır, karşısında ise muhalefet
vardır. Hükümetin karşısına ben başka, herhangi bir şeyi koymam
mümkün değildir. Doğrusu böyle bir denge söylemem mümkün değildir.
Siz bunu nasıl söylerseniz söyleyin."
BİR UYARI DA CEMAATE
Bunun ismini siz nasıl söylerseniz söyleyin. Sivil toplum örgütleri
şeklinde, daha geniş olarak düşünürsek. Bunların kimisinin güçleri
olabilir kimisinin farklı güçleri olabilir. Eğer sınırları aşan,
demin söylediğim çerçevesinde hukuk ve Anayasa'yı aşan, devletin
kendi çalışma sistemini tanımayıp, başka bir dayanışma içerisine
giren herhangi bir faaliyet olursa, hükümetin görevi bunları ortaya
çıkarmaktır.
MÜDAHALELER İÇİN HUKUK UYARISI
Ama bu müdahaleler bir hukuk düzeni içerisinde olur. Burada
Cumhurbaşkanı olarak ne yapabilirim ben? Dolayısıyla afakani
kimsenin konuşmaması gerekir. Ben ancak gerekirse herkesin bazen de
aleni olarak dikkatini çekebilirim. Şimdi yaptığım gibi bazı
ilkeler koyarım ortaya.
Bakın bugün devlet içerisinde böyle bir iddia olabilir, dün başka
türlü bir iddia olabilir. Tamaman farklı inanç neyse bunlar
olabilir. Prensip olarak bunlara müdahale olursa da yine söylediğim
gibi hukuk yoluyla olur. Eğer öyle olmassa bakın mahkemeler olur. O
bakımdan ilkeli davranmak önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olan herkes o kurumların ilkelerini yerine getirebilirse, o
kurumlarda çalışır. Kendi ayrı inancı olabilir, siyasi eğilimleri
olabilir. Eğer konu devlet meselesi olursa bunlar asla bir
motivasyon konusu oluşturmaz.
"GEZİ PARKI OLAYLARININ DEVAMI DEĞİL"
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak daha önce yaptığı
açıklamalarına benzer bir yorumda bulunan Cumhurbaşkanı Gül, 17
Aralık soruşturmalarıyla Gezi Parkı olayları arasında birbirine
paralel bir unsur bulunmadığını söyledi. İşte Gül'ün konuşmasından
bazı satır başları;
"Çözümsüzlük gibi bir şey yok. Türkiye 10 yıl öncesine göre
demokratik hukuk standartlarında çok gelişti. Sıkıntılar muhakkak
var. Pembe bir tablo çizmiyorum. Ama 10 yıl öncesi ile mukayese
edildiğinde iyi noktadayız.
Haziran olaylarıyla 17 Aralık sürecini ben birbirine paralel olarak
görmüyorum. Bunlar birbirinden ayrı meseleler.
BDP'Lİ VEKİLLERİN TAHLİYESİ
Demokratik hukuk devletinde kuvvetler ayrılığı prensibi vardır ama
bunların bir ahenk içinde olması gerekir. Hepsi de kendi
saygınlığını korumakla yükümlüdür. Yasama ve yürütme işini iyi
yapmazsa seçimlerle değiştirilebilir. Yarı bu anlamda farklıdır.
Yargı kendi saygınlığını ve bağımsızlığını korumalıdır. Bu
kararların oy birliği ile alınması önemlidir. Bu kararları ben
memnuniyetle karşıladım.
'ORDUYA KUMPAS' İDDİASI
Ben o konuda cumhurbaşkanı olarak bir şey diyemem. Ama böyle bir
algı ortaya çıkarsa bunun bütün hukuki çalışmaları yapılabilir.
Nitekim bazı çalışmalar da yapılıyor. Geçen Barolar Birliği Başkanı
beni ziyaret etti. Böyle bir algı söz konusu olursa
bakılabilir.
HSYK'NIN AÇIKLAMASI
HSYK'nın açıklamasını ben doğru bulmadım. Mahkeme karar verecek ve
mahkemenin kararını gölgelememek lazım. Bu tür çekişmeler, bunları
çok açık dillendirmeler iyi şeyler değil. Anayasal kurumlar
anayasal görevlerini iyi bilmeli. Hukukun üstünlüğü demokrasinin
temel prensiplerinden biridir. Soruşturmanın gizliliği esası yokmuş
gibi hareket ediliyor.
'YENİ OPERASYON' İDDİALARI
Böyle bir korku düzeni olamaz. Yanlışı olan korkar. Yanlışı
olmayanın korkmaması gerekir. Ama düşünün ki bazen büyük
yatırımcılar var. Eğer kurallarına uygun olmayan bir şekilde suç
atılırsa, birden bire herkesin itibarını da yok edersiniz. Bu
yüzden soruşturmalar kanun içerisinde, bağımsız yapılırsa o zaman
doğru bir neticeye ulaşır.
Soruşturma safhası gizli olmaldır. Ben bunu askerlerle ilgili
olaylarda da söyledim. Bunlara herkes dikkat etmeli.
Ama tekrar söylüyorum. Yolsuzlukların eğer üstü kapatılırsa, bunlar
o kadar konuşulur ki; toplumu çürütür.
ÇÖZÜM SÜRECİ NE AŞAMADA?
Türkiye'nin en önemli konularından birinin bu olduğunu Türkiye'yi
yöneten herkes görmüştür. Ama kimi cesaret etmiştir, kimi
edememiştir. Bu konuları başkalarını hiç karıştırmadan kendi
içimizde konuşarak çözmemiz gerekir. Hükümeti de bu anlamda sürekli
destekledim. Dış konjonktür bugün iyi değil. O yüzden meseleleri
geciktirmek iyi değil. Gerek Suriye gerekse de Irak'ta yaşananlar
bu konuda dezavantajdır. Keşke daha önce çözülseydi.
Herkes kan dökülmemesinin önemini kavramış vaziyette. Bu
önemlidir.
GENEL AF TARTIŞMALARI
Genel olarak af kelimesini kullanmak tehlikeli bir şeydir. Bu
sözleri bir kez ağzınıza aldığınızda nerelere gideceği belli olmaz.
Bildiğim kadarıyla hükümet tarafında böyle bir çalışma
görmedim.
İLKER BAŞBUĞ'UN DURUMU
Yargı mensupları ve yargı bir kurum olarak, çok daha hassas
davranmalı. Farklı algıların ortaya çıkmasına izin vermemeli.
İlkeli bir bazda baktığınızda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı
her şeyin başında gelir. Onun için yasalara ve kanunlara herkesin
riayet etmesi gerekir.