Abdülkadir Selvi'den Devlet Bahçeli'ye sert sözler!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, MHP lideri Devlet Bahçeli'ye Dersim olayları üzerinden çok sert sözlerle yüklendi.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, hükümetin Alevi
açılımına ilişkin yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verdiği
yazısında MHP'li lideri Devlet Bahçeli'ye çok sert sözlerle
yüklendi.
Devlet Bahçeli'nin Ahmet Davutoğlu'nun "Dersim modern Kerbela'ydı"
sözlerini eleştirmesine sert çıkan Abdülkadir Selvi, "MHP lideri,
Dersim benzetmesi üzerine kıyameti kopardı. Bahçeli'ye göre
Dersim'de bir katliam yaşanmadı. Tam aksine bir isyan bastırıldı"
ifadesine yer verdi.
"Peki ey Bahçeli resmi rakamlarla 13 bin 200 sivil nasıl
katledildi? Kadınların günahı neydi?" diye soran Abdülkadir Selvi,
"Çatı aday konusunda ittifak yaptığınız Kemal Kılıçdaroğlu'na da
sorabilirsin Dersim katliamını. Eğer Ferdi Tayfur filmleri
izlemekten vaktiniz kalırsa, 'Dersim'in kayıp kızları' belgeselini
izleyin Sayın Bahçeli... Geç bunları Devlet Bahçeli geç..." diye
yazdı.
Devlet Bahçeli'yi Ülkücü şehitlerin kemiklerini sızlatlakla itham
eden Abdülkadir Selvi, şöyle devam etti:
"Çatı aday konusunda yaptıkları işbirliğinden sonra MHP lideri tek
parti devrinin zulümlerini savunmak gibi bir görev mi edindi? Sakın
ha ezanların susturulduğu, camilerin satıldığı Kur'an-ı Kerim'in
yasaklandığı bir devri savunarak, alnı beş vakit secdeye giden
ülkücü şehitlerin kemiklerini sızlatma Devlet Bey."
Abdülkadir Selvi'nin 'Alevi açılımında ne var?' başlıklı bugünkü
yazısı şöyle:
DERSİM MODERN BİR KERBELA'YDI
Meclise ulaştığımda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasını
bitirmiş ancak Başbakan Ahmet Davutoğlu henüz gelmemişti.
Herkes Başbakan'ın, MHP liderine ne cevap vereceğini merak
ediyordu.
Aslında tartışmanın fitili Başbakan'ın, Hacı Bektaş-ı Veli'yi anma
törenleri sırasında yaptığı konuşma ile ateşlendi.
Başbakan, 'Dersim modern bir Kerbelaydı' dedi. Aslında
Davutoğlu'nun tam sözü şu şekilde: 'O katliam kime karşı yapılmış
olursa olsun, gerçekten bir Kerbelaydı' dedi.
Şia ve Alevilik inancı gibi değil ama her Müslüman, Peygamberimizin
torunlarının Kerbela meydanında günlerce susuz bırakıldıktan sonra
şehit edilmesini üzerinden yüzyıllar geçse de acıyla anar.
Peygamberimizin Ehli Beytinin kanının Müslümanlarca akıtılması ise
bu acıyı daha da ağırlaştırmıştır.
Şia ve Alevilik, Kerbela olayı üzerine bir inanç sistemi inşa
etmiştir. Onu siyasallaştırmıştır. Ancak bizler de Kerbela olayını
hüzünle anar, Peygamberimizin torunlarına ve Kerbela'da şehit
edilenlere rahmet okuruz, dualar ederiz ve bu acı olayı
lanetleriz.
BAŞBAKAN'IN SÖZLERİNİN RAHATSIZ EDİCİ TARAFI
NE?
Başbakan'ın Alevi toplumunun yoğun duygular içinde olduğu muharrem
ayı içerisinde, Hacı Bektaş-ı Veli'yi anma törenlerine katılması,
orada Dersim katliamı ile tarihte yaşanan Kerbela olayı arasında,
'insani ve vicdani' bir bağ kurmasının rahatsız edici tarafı
nedir?
Irak'ın, Suriye'nin etnik ve mezhepsel iç savaşla boğuştuğu bir
dönemde, Sünni Türkmen bir Başbakan olan Ahmet Davutoğlu'nun Alevi
kardeşlerimizin acısını paylaşması, Karadenizli Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt sorunun çözümü için, 'Baldıran zehrini
dahi içmeye hazırım' diye irade ortaya koymasının yanlış olan
tarafı ne?
Kürt sorununa Türkler, Alevi meselesine Sünniler sahip çıktığı
sürece biz bu meseleleri etnik ve mezhepsel fay hattından çekip,
sağlıklı çözüme kavuşma imkanına sahip oluruz.
Hem ayrıca biz kardeş değil miyiz?
Birbirimizi öldürerek, birbirimizin acılarını yok sayarak mı kardeş
olacağız?
Böyle kardeşlik olur mu?
BAHÇELİ'YE GÖRE DERSİM'DE İSYAN BASTIRILDI
MHP lideri, Dersim benzetmesi üzerine kıyameti kopardı. Bahçeli'ye
göre Dersim'de bir katliam yaşanmadı. Tam aksine bir isyan
bastırıldı.
Peki ey Bahçeli resmi rakamlarla 13 bin 200 sivil nasıl katledildi?
Kadınların günahı neydi?
Peki ey Bahçeli, 1938'deki harekat öncesinde 1932 yılında yapılan,
'Dersime harekat planı' neydi ve neden ertelendi?
Peki ey Bahçeli çocuklar niye katledildi? Üstad Necip Fazıl'ı
okudun mu? Nasıl anlatır kara yürekli, kara yüzlü birisinin dereye
saklanmış çocukları nasıl tarayıp öldürdüğünü?
Dersim tartışmasını uzatma niyetinde değilim. Ama Bahçeli başta
olmak üzere her kim bu konuyu tartışmak isterse, Cumhuriyet
arşivinden, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM arşivinden çıkardığım
belgelerle tartışmaya hazırım.
KILIÇDAROĞLU'NA SOR DERSİM KATLİAMINI
Dersim konusunda İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarını okumanızı
öneririm. Cumhurbaşkanı vekilliği ve Dışişleri Bakanlığı görevi
yapmış olan Çağlayangil, 'Kürtleri mağaralara doldurup fare gibi
zehirlediler' demişti.
Çatı aday konusunda ittifak yaptığınız Kemal Kılıçdaroğlu'na da
sorabilirsin. Çağlayangil, Kılıçdaroğlu'na verdiği röportajda çok
iyi anlatıyor Dersim katliamını.
FERDİ TAYFUR FİLMLERİ İZLEMEKTEN VAKTİNİZ
KALIRSA...
Eğer Ferdi Tayfur filmleri izlemekten vaktiniz kalırsa, 'Dersim'in
kayıp kızları' belgeselini izleyin Sayın Bahçeli...
Geç bunları Devlet Bahçeli geç...
Türkün en büyük dostu Kürttü... Malazgirt destanını birlikte
yazdık.
Tek parti devrinde Kürtlere yapılanlar doğru muydu?
Alevilere, dindarlara yapılan reva mıydı?
Ahmet Davutoğlu çok samimi bir ilişki kurdu. Devletin birliği ve
bütünlüğü adına buna sevinmek gerekirken Bahçeli bundan neden
rahatsız oldu anlamadım.
ÜLKÜCÜ ŞEHİTLERİN KEMİKLERİNİ SIZLATMA!
Çatı aday konusunda yaptıkları işbirliğinden sonra MHP lideri tek
parti devrinin zulümlerini savunmak gibi bir görev mi edindi?
Sakın ha ezanların susturulduğu, camilerin satıldığı Kur'an-ı
Kerim'in yasaklandığı bir devri savunarak, alnı beş vakit secdeye
giden ülkücü şehitlerin kemiklerini sızlatma Devlet Bey.
Geçen yıl muharrem ayının 10. günü Davutoğlu ile Kerbela ve
Necef'teydik. Oruç tuttuk. Kerbela'yı ziyaret edip Necef'te iftar
yaptık. Sünnilerle Şiilerin camililerinin bile ayrıldığı Irak'ta
bir Sünni ve Türk bakanın yaptığı bu ziyaret ne kadar
anlamlıydı.
Keşke siz de olsaydınız Sayın Bahçeli...
Sayın Bahçeli tek bir millet olacaksak bu konularda yapıcı olmamız
lazım. Sol Aleviliği istismar etti, oy deposu olarak gördü. Recep
Tayyip Erdoğan ise bu sorunun önemini kavradı. Alevi çalıştayları
başlattı. Gelinen noktada devletin elinde nelerin yapılması
konusunda güçlü bir doküman oluştu.
Başbakan Davutoğlu'nun talimatıyla Alevi sorunun çözümü için bir
çalışma yürütülüyor. Bunun ilk adımı Hacı Bektaş-ı Veli Müzesine
giriş ücretinin kaldırılmasıydı. Sembolik ama samimi bir
adımdı.
Aleviler konusunda hükümetin bir çalışması var. Edindiğim bilgiler
ışığında bazı noktaları paylaşmak istiyorum.
CEMEVLERİNE KOLAYLIK SAĞLANACAK
1-Yapılacak yasal bir düzenleme ile Cem Evlerinin ibadethanelerin
yararlandığı kolaylıklardan yararlanması planlanıyor.
2-Alevilerce önemli türbe ve tekkelerin renovasyonunun
sağlanması.
3-Alevilerce önemli türbe, tekke ve mekanların yollarının yapılıp,
alt yapı hizmetlerinin tamamlanması.
Cem Evlerinin statüsü konusunda ise bir siyasi kararın verilmesi
gerekiyor.
Cem Evleri,
1-Diyanet'e mi
2-Vakıflar'amı
3-Kültür Bakanlığı'na mı bağlanacak
4-Yoksa özerk bir yapı mı kurulacak?
Dedelere maaş bağlanması konusu ise üzerinde tartışmaya gerek
duyulmayan bir gereklilik olarak görülüyor.
Bunlara ek olarak TBMM'de Dersim, Sivas, Maraş, Çorum olaylarının
araştırılması için bir komisyon kurulması da gündemde.
Bu adımlar atılınca Alevi meselesi çözülecek mi? Kerbela
hadisesinden bu yana devam eden bir sorun bir çırpıda çözülür mü?
Önemli olan samimiyetle bu adımların atılması. Davutoğlu
hükümetinin yapmaya çalıştığı da bu.