Abdulkadir Selvi'den bomba yazı! İşte çözümün yol haritası!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, hükümetle İmralı arasında anlaşmaya varılan 'yol haritasını' açıkladı.
Kobani eylemleri öncesinde üzerinde anlaşılan yol haritasını Yeni
Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi yazdı.
Abdülkadir Selvi'nin açıkladığı yol haritasında dikkat çeken
maddeler şöyle:
Bu yol haritasına göre 2015 Nevruz'unda silahlı mücadelenin
bitirildiği siyasi mücadele döneminin başladığı ilan edilecek ve
Öcalan'la görüşen HDP heyetine yeni isimlerin ilave edilmesi
gibi.
-Burada hem cezaevlerindeki ölüm oruçları, hem çözüm sürecinde
Öcalan'ın yanındaki kararlı duruşu 6-8 Ekim olayları sırasındaki
tavrı nedeniyle Hatip Dicle ismi ön plana çıkıyor.
-Öcalan'ın yanındaki mahkumların değiştirilmesi.
Sekreterya
Abdülkadir Selvi'nin 'Çözümün yol haritası' başlıklı bugünkü yazısı
şöyle:
ZAMAN ZAMAN SARSINTILAR OLUR AMA...
Kobani bahane edilerek çıkarılan 6-8 Ekim olayları sırasında çözüm
süreci ciddi bir yara aldı.
Hatta bir savrulma yaşandı.
Cevabı merak edilen soru şu:
Sürecin seyri nereye doğru gidiyor?
Aynı soruyu kabineden bir bakana sordum.
'Süreç ileriye doğru ama zikzaklı olarak gider' dedi.
Okun yönü yukarıya doğru gider ama zaman zaman öncü sarsıntılar
yaşayabiliriz.
Çözüm sürecine yürekten inanan birisiyim. Ancak süreci romantik
iyimserlikle ya da felaket tellallığı gibi bir zeminde
değerlendirmenin yanlış olacağına inanıyorum.
90'lı yıllarda bölgede nelerin yaşandığını bilen birisiyim.
O nedenle aşırı karamsar yorumları doğru bulmuyorum. Ancak 2 ay 10
gün önceye göre yani 1 Eylül tarihine göre sürecin gerilediğinin de
farkındayım.
Süreç bir kriz yaşadı.
KANDİL'İN BEKLEDİĞİ KALKIŞMA OLMADI
Ancak daha önceki süreçlerde olduğu gibi kriz, sürecin sonunu
getirmedi. Hatta iyi ki çözüm süreci kitleler tarafından bu denli
satın alınmış ki, 28 yerleşim yerinde bir kalkışma provası
yapılmasına rağmen katılım Kandil'in beklediği düzeyde olmadı.
Ayrıca çözüm süreci krizi aşma başarısını gösterdi. Ama bir hasar
bıraktı. Hiç bir kimse sürecin 6-8 Ekim öncesine göre aynı düzeyde
devam edeceğini söyleyemiyor. Yeni bir düzlemde ilerleyecek.
Çünkü hükümette bir aldatılmışlık duygusu hakim.
Şiddetin durması ve kamu düzeninin sağlanması konusunda varılan
mutabakata, Öcalan'ın, Kandil ve HDP üçgeninde 'Yol haritası'
üzerinde sağlanan mutabakata rağmen Öcalan'ın Kurban Bayramının
ikinci günü kardeşi Mehmet Öcalan'la verdiği mesaj, HDP'nin sokağa
çık çağrısı ve Kandil'in, daha önce tespit edilen pasif hedeflere
yönelik silahlı saldırılar talimatı, 'Yol Haritası'na büyük bir
darbe vurdu.
İŞTE YOL HARİTASI
Eylül ayında konuşulan Yol Haritasının genel çerçevesi şu:
1-Şiddet duracak. Kamu düzeni sağlanacak.
2-Geri çekilme tekrar başlayacak.
3-21 Mart 2015 Nevruz'unda silahlı mücadelenin bitirildiği siyasi
mücadele döneminin başladığı ilan edilecek.
4-Normalleşme süreci başlayacak.
Silah bırakan unsurların topluma kazandırılması gibi.
Öz olarak, 'Silah-şiddet yok. Siyaset- diyalog var'
Yol Haritasının çok ince ayrıntıları var.
HDP HEYETİNE YENİ İSİMLER
1-Öcalan'la görüşen HDP heyetine yeni isimlerin ilave edilmesi
gibi.
Burada hem cezaevlerindeki ölüm oruçları, hem çözüm sürecinde
Öcalan'ın yanındaki kararlı duruşu 6-8 Ekim olayları sırasındaki
tavrı nedeniyle Hatip Dicle ismi ön plana çıkıyor.
DTK Eş Başkanı olan Dicle, fikirleri uğruna Meclis'ten alınıp
cezaevine konulmayı göze almış, davası uğruna bedel ödemiş bir
isim. Ancak çözüm sürecinin yanında çok net bir duruş
sergiledi.
Burada yazacağım iki maddeye hiçbir yorum eklemeyeceğim.
2-Öcalan'ın yanındaki mahkumların değiştirilmesi.
3-Sekreterya
4-Akil insanlar heyetinin arasından denetleyici ve gözlemci olmak
üzere 'üçüncü göz'ün teşekkül ettirilmesi.
Şimdi hangi noktadayız.
İMRALI ZİYARETLERİNE İZİN YOK
Maalesef ki, Eylül ayında üzerinde mutabakata varılan, Yol
Haritasının uzağına düştük. Bu işin kilidi, bölgenin hızla 6-8 Ekim
öncesine dönmesi. Şiddetin terk edilip, kamu düzeninin sağlanması.
HDP'liler, İmralı'ya gitmek için başvuruda bulundular. Ancak
iktidar verilen sözlerden ziyade alanda bu iyileşmeyi görmek
istiyor. İyileşme kanaati hakim olana dek, İmralı ziyaretleri
uzayacak gibi gözüküyor.
Burada birkaç önemli nokta var. Ankara bunların birbiriyle
bağlantılı olduğunu düşünüyor.
1-IŞİD'in ABD'nin laboratuvarlarında üretilip, Esed rejiminin ana
rahminde yetiştirildikten sonra Irak ve Suriye'yi hallaç pamuğu
gibi atacak bir şekilde önünün açılması.
2-Kobani üzerinden ABD'nin Esed ve PKK ile ilişki geliştirmesi
3-Kandil'in çözüm sürecine rağmen 6-8 Ekim olaylarının fitilini
ateşlemesi.
Tüm bunların temelinde,
1-Enerji
2-İsrail'in güvenliğinin yattığına inanılıyor.
Türkiye'nin Erbil yönetimi ile yaptığı petrol anlaşmasının ve Irak
petrollerinin Suriye üzerinden Akdeniz'e ulaştırılması projesinin
bu olayların altında yatan temel faktör olduğu görüşü hakim.
Süreçleri, zamandan ayrı değerlendirmek mümkün değil.
KANDİL BEKLEMEYE GEÇTİ
Çözüm süreci başladıktan sonra Türkiye çok önemli gelişmelere sahne
oldu.
21 Mart 2013 Nevruz'unda Öcalan'ın silahlara veda, siyasete merhaba
mesajı Diyarbakır'da okunduktan sonra, 'Üç aşamalı yol haritası'
daha ilk adımında bir engelle karşılandı. Geri çekilme başladı,
Türkiye'de gezi olayları patlak verdi. Geri çekilmeyi durduran
Kandil, iktidarın gidici mi kalıcı mı olacağını görmek istedi.
17-25 Aralık darbe girişimleri oldu. Kandil, yeniden AK Parti'nin
gidici mi kalıcı mı olduğunu görmek için beklemeye geçti.
Ancak hem 30 Mart yerel seçimlerinde hem 10 Ağustos
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile AK Parti siyasi iktidarını tazeledi. AK
Parti bu süreçlerde çok ciddi olarak bir varoluş mücadelesi verdi.
Cumhurbaşkanı'nın Köşk'e çıktıktan, Davutoğlu hükümetini teşekkül
ettirdikten sonra ilk iş olarak çözüm sürecini yeniden raya oturmak
için harekete geçti.
TBMM'den 6 Maddelik çözüm yasası çıkarıldı.
Bakanlar Kurulu, çözümün kurumsal iki ayağını teşekkül ettirdi.
Bunların üzerine bir de 'Yol Haritası' inşa edildi. Bunların
karşılığı ise 6-8 Ekim olayları oldu.
Görünen o ki, ABD'nin Kandil'le, Kandil'in ABD ile bir yol haritası
var.
Hem Ankara'da hem İmralı'da çözüm sürecinin arkasındaki güçlü irade
devam ediyor.
Yaşanan kilitlenmeyi aşacak olan da bu irade.
Biraz zaman sorunu ama kriz aşılıyor.