01 Nis 2015 15:25 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:10

Abdülkadir Selvi'den bomba iddia:Düğmeye basıldı!

Abdülkadir Selvi, savcı Mehmet Selim'in şehit edildiği Çağlayan Adliye Sarayı'ndaki rehine olayını yazdı.

Kamuoyu Berkin Elvan soruşturmasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesini konuşuyor. Dünkü dehşet verici olay Berkin Elvan için 'adalet isteği' mı yoksa 7 haziran seçimleri öncesi büyük bir oyunun parçası mı?

2 DHKP-C militanının öldürüldüğü dünkü operasyonu bugünkü yazısında değerlendiren Yeni Şafak yazarı Abdulkadir Selvi, olayın sıradan bir DHKP-C eylemi olmadığı görüşünde.

"Ne zaman ki çözüm sürecini başlattık, PKK sahneden çekilirken, uzun bir süredir uykuda olan DHKP-C’yi canlandırdılar." diye yazan Selvi, "DHKP-C, Avrupa Gladio’su üretimi bir örgüt" iddiasında bulundu.

Sabancı suikastını örnek gösteren yazar, Sabancı suikastinin faillerinden Fehriye Erdal'ın, Türkiye’nin girişimleriyle yakalandığı Brüksel’de serbest bırakıldığını hatırlattı.

12 Mart muhtırası öncesi THKP-C kartının sahaya sürüldüğüne dikkat çeken yazar, yazısına böyle devam etti:

DÜN 70'LI YILLARDAN BİR GÜNDÜ

"12 Mart darbesi, İngiltere’nin hazırlayıp 12 Mart sabahı CIA’ya devrettiği bir operasyondu. Sağcı Demirel hükümetini devirmek için solu kullanmıştı ABD…
“Amerika defol” diye sloganlar atanlar, 6.Filoyu denize döken, NATO’nun Ünye’deki radar üssünü basıp, ODTÜ’de Amerikan Büyükelçisinin aracını yakanlar aslında bilmeden Amerikan’ın düğmesine bastığı darbenin gerçekleşmesine hizmet ediyorlardı.
Onlar devrim yapacaklarına inanıyorlardı ama saatler darbe için kurulmuştu.
Yazık oldu üç fidana…
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı astılar.
İhtilal çocuklarını yemişti.

SIRADAN BİR EYLEM OLARAK GÖRMEYİN

Dün 70'li yıllardan bir gündü.
Akşam oldu.
Rehine krizi yeni bir boyut kazandı.
Diyaloğ başladı..
Umutlandık.
Kan akmadan bu işi sonuçlanmasını bekledik.
Saniyeler saat, saatler gün oldu.
6 saat 6 yıl gibi geldi.
Akşam oldu. Saatler ilerlemeye başladı.
Konuşmaların telefonla sürdüğü bir sırada savcının odasından önce bir silah sesi duyuldu, sonra bir bomba patladı.
O anda kıyamet koptu.
Görüşmelerin kritik bir aşamasında Savcı başından vurularak ağır yaralanmıştı.
Görüşmeler sürerken Savcı neden vuruldu?
Olay çok sıcak, sorular çok fazla.
Söz bitti, silahlar konuştu.
Bir kez daha görüşmeler yoluyla sonuç almak mümkün olmadı.
Ve Türkiye kanlı bir olayı daha yaşadı.
Siz siz olun İstanbul’daki eylemi DHKP-C’nin sıradan bir eylemi olarak görmeyin.
Seçim öncesi büyük eylemler için düğmeye basıldı."