Abdülkadir Selvi'den bomba iddia:Düğmeye basıldı!
Abdülkadir Selvi, savcı Mehmet Selim'in şehit edildiği Çağlayan Adliye Sarayı'ndaki rehine olayını yazdı.
Kamuoyu Berkin Elvan soruşturmasına bakan savcı Mehmet Selim
Kiraz'ın şehit edilmesini konuşuyor. Dünkü dehşet verici olay
Berkin Elvan için 'adalet isteği' mı yoksa 7 haziran seçimleri
öncesi büyük bir oyunun parçası mı?
2 DHKP-C militanının öldürüldüğü dünkü operasyonu bugünkü yazısında
değerlendiren Yeni Şafak yazarı Abdulkadir Selvi, olayın sıradan
bir DHKP-C eylemi olmadığı görüşünde.
"Ne zaman ki çözüm sürecini başlattık, PKK sahneden çekilirken,
uzun bir süredir uykuda olan DHKP-C’yi canlandırdılar." diye yazan
Selvi, "DHKP-C, Avrupa Gladio’su üretimi bir örgüt" iddiasında
bulundu.
Sabancı suikastını örnek gösteren yazar, Sabancı suikastinin
faillerinden Fehriye Erdal'ın, Türkiye’nin girişimleriyle
yakalandığı Brüksel’de serbest bırakıldığını hatırlattı.
12 Mart muhtırası öncesi THKP-C kartının sahaya sürüldüğüne dikkat
çeken yazar, yazısına böyle devam etti:
DÜN 70'LI YILLARDAN BİR GÜNDÜ
"12 Mart darbesi, İngiltere’nin hazırlayıp 12 Mart sabahı CIA’ya
devrettiği bir operasyondu. Sağcı Demirel hükümetini devirmek için
solu kullanmıştı ABD…
“Amerika defol” diye sloganlar atanlar, 6.Filoyu denize döken,
NATO’nun Ünye’deki radar üssünü basıp, ODTÜ’de Amerikan
Büyükelçisinin aracını yakanlar aslında bilmeden Amerikan’ın
düğmesine bastığı darbenin gerçekleşmesine hizmet ediyorlardı.
Onlar devrim yapacaklarına inanıyorlardı ama saatler darbe için
kurulmuştu.
Yazık oldu üç fidana…
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı astılar.
İhtilal çocuklarını yemişti.
SIRADAN BİR EYLEM OLARAK GÖRMEYİN
Dün 70'li yıllardan bir gündü.
Akşam oldu.
Rehine krizi yeni bir boyut kazandı.
Diyaloğ başladı..
Umutlandık.
Kan akmadan bu işi sonuçlanmasını bekledik.
Saniyeler saat, saatler gün oldu.
6 saat 6 yıl gibi geldi.
Akşam oldu. Saatler ilerlemeye başladı.
Konuşmaların telefonla sürdüğü bir sırada savcının odasından önce
bir silah sesi duyuldu, sonra bir bomba patladı.
O anda kıyamet koptu.
Görüşmelerin kritik bir aşamasında Savcı başından vurularak ağır
yaralanmıştı.
Görüşmeler sürerken Savcı neden vuruldu?
Olay çok sıcak, sorular çok fazla.
Söz bitti, silahlar konuştu.
Bir kez daha görüşmeler yoluyla sonuç almak mümkün olmadı.
Ve Türkiye kanlı bir olayı daha yaşadı.
Siz siz olun İstanbul’daki eylemi DHKP-C’nin sıradan bir eylemi
olarak görmeyin.
Seçim öncesi büyük eylemler için düğmeye basıldı."