Abdulkadir Selvi, Pınar Gültekin cinayetinin kan donduran detaylarını yazdı
Pınar Gültekin'i boğarak öldürdükten sonra cesedini varil içinde yakan ve üzerine beton döken Cemal Metin Avcı'nın yargılanması devam ederken, Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, Pınar Gültekin cinayetinin kan donduran detaylarını yazdı.
Abdulkadir Selvi, 'Adli Tıp ‘Pınar Gültekin canlıyken yakılmış olabilir dedi’ başlığıyla kaleme aldığı yazısında, vahşice katledilen Pınar Gültekin'e ait, Adli Tıp raporlarını köşesine taşıdı.
"Adli Tıp Kurumu’nun Pınar Gültekin hakkında düzenlediği raporu okudukça kanım dondu." diyen Selvi, "Çünkü Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun raporunda, Pınar Gültekin’in “Boyna basıya bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olabileceği gibi boyna bası eylemi sonrası kişi yaşıyor iken yakılmasına bağlı” da ölmüş olabileceği ifade ediliyor. Yani Pınar Gültekin’in ölümünün daha yaşarken yakılmasına bağlı meydana gelebileceği sonucuna varıyor." ifadelerini kullandı.
Gültekin'in katilinin cinayeti meşrulaştırmak için çaba sarf ettiğini öne süren Selvi, "Metin Can Avcı, Pınar Gültekin cinayetinden az bir ceza ile kurtarmak ve haksız tahrik indiriminden yararlanmak için cinayeti meşrulaştırıcı her taktiği kullanıyor. Mahkemenin bu hataya düşeceğine inanmıyorum ama özel hayatına girerek, Pınar Gültekin’in öldürülmeyi hak eden bir kadın olduğu algısı oluşturmaya çalışılıyor. Hiçbir kadının özel hayatı bu canilere öldürme hakkını vermez." görüşünü savunuyor.
Selvi yazısını şöyle sürdürüyor:
"Pınar Gültekin davasının görüldüğü Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan Adli Tıp Kurumu raporu 30 Ekim 2020 tarihini taşıyor. Prof. Dr. İbrahim Üzün’ün başkanlığında hazırlanan raporun sonuç bölümünde, “Kişinin ölümünün boyna basıya bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olabileceği gibi boyna bası eylemi sonrası kişi yaşıyor iken yakılmasına bağlı da ölümün meydana gelmiş olabileceği, mevcut verilerle bu mekanizmalar arasında tıbben ayrım yapılamadığı” tespitine yer veriliyor.
Ben bu “Asfiksi sonucu ölüm” ifadesiyle Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Karşıyaka Mezarlığı’ndaki ölüm kayıtlarını incelerken karşılaşmış ve irkilmiştim. Bir de bu olayda karşıma çıktı."