16 Haz 2016 09:00 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:19

Abdulkadir Selvi perde arkasını yazdı! Erdoğan askerle neden iftar yaptı?

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, “Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz” sözlerinin askerde kırgınlığa yol açtı.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, “Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz” sözlerinin askerde kırgınlığa ve rahatsızlığa yol açtığını yazdı.

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, şehit yakınlarına verdiği iftarda yaptığı “Türk Silahlı Kuvvetleri dün olduğu gibi bugün de kendisine verilen her türlü görevi ülkesi için, milleti için kahramanlıkla, aynı tertipte, aynı düzende, gözünü kırpmadan yaptı” açıklamasının da bu rahatsızlık doğrultusunda yapıldığını söyleyen Selvi, "Bakan Işık’ın Türkiye’ye dönüşte bu konuda bir açıklama yapması bekleniyor. O nedenle yazılı açıklama yapılması düşüncesi şimdilik askıya alındı. Genelkurmay Başkanı Akar’ın hassasiyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisi sonucunda sorun aşılmış görünüyor" ifadelerini kullandı.

Selvi'nin Hürriyet'te "Askerle iftarın perde arkası" başlığıyla yayımlanan (16 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, önceki gün sürpriz bir şekilde Mardin'de askerlerle birlikte iftar yaptılar.

Şehit cenazelerinin geldiği ve askerin terörle mücadelede morale ihtiyacının olduğu bir sırada Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı’nın Mardin’den verdiği fotoğraf önemliydi.
Bu fotoğrafın peşine düşünce ilginç ayrıntılara ulaştım.

Askerle iftar yapmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan istiyor.

Genelkurmay Başkanı ile ikili görüşmeleri sırasında kararlaştırıyorlar.

İftar programı Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanıyor.

Çok gizli tutuluyor. Hem Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde hem de Genelkurmay karargâhında dar bir kadro dışında kimsenin haberi olmuyor. Onlar da televizyon haberlerinden öğreniyor.
Mardin özellikle seçiliyor

Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı iftardan sonra hemen ayrılmıyorlar, uzun denilebilecek bir süre kalıp, askerlerle sohbet ediyorlar.

Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı’nın birlikte ziyaretleri askere müthiş bir moral etkisi yapıyor.

Mardin özellikle seçiliyor. Çünkü Cizre’de, Nusaybin’de ve Şırnak’taki şehir savaşlarında PKK’ya ağır bir darbe vuran özel birlikler orada. Ayrıca operasyon için bölgeye gelen Kayseri ve Bolu Komando ile JÖH timleri ve korucular Mardin’de.

Cumhurbaşkanı Erdoğan niyetini söyleyince Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Mardin’i öneriyor. Ayrıca bu birlikler önümüzdeki günlerde kırsalda PKK’ya yönelik operasyonlara hazırlanıyor.
PKK şehir savaşlarında yenilgiye uğratıldı ama iş bitmedi. “Önleyici vuruş” kapsamında, bombalı araçların hazırlandığı kamplar hedef alınacak.
Bu yaz PKK ile mücadele kırsalda sürecek.

TSK’daki bir dalgalanma

Terörle mücadelede hassas bir süreçten geçilirken, TSK’daki bir dalgalanmadan söz etmezsem eksik olacak.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın, askere soruşturma iznini başbakan ve bakan onayına bağlayan yasanın görüşülmesi sırasında sarf ettiği bir söz kırgınlığa yol açıyor.
Fikri Işık, 2002 öncesini kastederek, “Şunu biliyoruz; dağda 35-40 yıldır terörist var. Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz. Bunlar sevabıyla günahıyla bizim tarihimizdir” demişti.

Bakandan açıklama bekliyor

Milli Savunma Bakanı deneyimli bir devlet adamı. Ancak sözü geçmişte terörle mücadeleyi yürüten askerlerde rahatsızlığa neden oluyor. O nedenle Genelkurmay Başkanı, şehit yakınlarına verdiği iftarda, “Türk Silahlı Kuvvetleri dün olduğu gibi bugün de kendisine verilen her türlü görevi ülkesi için, milleti için kahramanlıkla, aynı tertipte, aynı düzende, gözünü kırpmadan yaptı” deme ihtiyacı duyuyor. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın Türkiye’ye dönüşte bu konuda bir açıklama yapması bekleniyor. O nedenle yazılı açıklama yapılması düşüncesi şimdilik askıya alındı. Genelkurmay Başkanı Akar’ın hassasiyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisi sonucunda sorun aşılmış görünüyor.

Türkiye, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.

Geçen hafta Diyarbakır Sur’daydım. Yakılmış, siyah duman lekelerinin kurşun deliklerini örtmediği tarihi Kurşunlu Camisi, Halep manzarasını andıran moloz yığını haline gelmiş, delik deşik olmuş evlere girdim. Bir görevli, “Sur’da 65 şehit verdik. Bunların 28’i Kurşunlu Camisi civarında toprağa düştü” dedi.

Şehir savaşlarında güvenlik birimleri yapacaklarını yaptılar. Şimdi sıra sivillerde. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Sur’a yapılacakları anlatırken söze, “Çok konuştuk, artık iş zamanı” diye başladı. Bu anahtar cümle olmalı. Çünkü hükümet değişimi nedeniyle bir zaman kaybı yaşandı. Bölgeye yönelik çalışmaları hızlandırmak için iki başbakan yardımcısı görevlendirildi. Ekonomik boyutun koordinasyonu Nurettin Canikli’de, diğer çalışmaların koordinasyonu Tuğrul Türkeş’te. Sahada ise yük Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin omuzlarında olacak. Binali Yıldırım’ın başkanlığında yapılan AK Parti MYK toplantısında da bu konu ele alınıyor. Bir MYK üyesi, “Büyükler gelecek kaygısı yaşıyor. Çocuklarda ciddi travmalar oluşuyor. Şehirlerin imarıyla gönüllerin ihyası birlikte yürütülmeli” diye konuşuyor.

Yeni dönemin adını ise Başbakan, “Restorasyon süreci” olarak koyuyor.