Abdulkadir Selvi perde arkasını yazdı! Erdoğan askerle neden iftar yaptı?
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, “Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz” sözlerinin askerde kırgınlığa yol açtı.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Milli Savunma Bakanı Fikri
Işık'ın, “Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit veririm’
endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz” sözlerinin
askerde kırgınlığa ve rahatsızlığa yol açtığını yazdı.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, şehit yakınlarına verdiği
iftarda yaptığı “Türk Silahlı Kuvvetleri dün olduğu gibi bugün de
kendisine verilen her türlü görevi ülkesi için, milleti için
kahramanlıkla, aynı tertipte, aynı düzende, gözünü kırpmadan yaptı”
açıklamasının da bu rahatsızlık doğrultusunda yapıldığını söyleyen
Selvi, "Bakan Işık’ın Türkiye’ye dönüşte bu konuda bir açıklama
yapması bekleniyor. O nedenle yazılı açıklama yapılması düşüncesi
şimdilik askıya alındı. Genelkurmay Başkanı Akar’ın hassasiyeti ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisi sonucunda sorun aşılmış görünüyor"
ifadelerini kullandı.
Selvi'nin Hürriyet'te "Askerle iftarın perde arkası" başlığıyla
yayımlanan (16 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, önceki
gün sürpriz bir şekilde Mardin'de askerlerle birlikte iftar
yaptılar.
Şehit cenazelerinin geldiği ve askerin terörle mücadelede morale
ihtiyacının olduğu bir sırada Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay
Başkanı’nın Mardin’den verdiği fotoğraf önemliydi.
Bu fotoğrafın peşine düşünce ilginç ayrıntılara ulaştım.
Askerle iftar yapmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan istiyor.
Genelkurmay Başkanı ile ikili görüşmeleri sırasında
kararlaştırıyorlar.
İftar programı Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanıyor.
Çok gizli tutuluyor. Hem Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde hem de
Genelkurmay karargâhında dar bir kadro dışında kimsenin haberi
olmuyor. Onlar da televizyon haberlerinden öğreniyor.
Mardin özellikle seçiliyor
Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı iftardan sonra hemen
ayrılmıyorlar, uzun denilebilecek bir süre kalıp, askerlerle sohbet
ediyorlar.
Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı’nın birlikte ziyaretleri
askere müthiş bir moral etkisi yapıyor.
Mardin özellikle seçiliyor. Çünkü Cizre’de, Nusaybin’de ve
Şırnak’taki şehir savaşlarında PKK’ya ağır bir darbe vuran özel
birlikler orada. Ayrıca operasyon için bölgeye gelen Kayseri ve
Bolu Komando ile JÖH timleri ve korucular Mardin’de.
Cumhurbaşkanı Erdoğan niyetini söyleyince Genelkurmay Başkanı
Hulusi Akar, Mardin’i öneriyor. Ayrıca bu birlikler önümüzdeki
günlerde kırsalda PKK’ya yönelik operasyonlara hazırlanıyor.
PKK şehir savaşlarında yenilgiye uğratıldı ama iş bitmedi.
“Önleyici vuruş” kapsamında, bombalı araçların hazırlandığı kamplar
hedef alınacak.
Bu yaz PKK ile mücadele kırsalda sürecek.
TSK’daki bir dalgalanma
Terörle mücadelede hassas bir süreçten geçilirken, TSK’daki bir
dalgalanmadan söz etmezsem eksik olacak.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın, askere soruşturma iznini
başbakan ve bakan onayına bağlayan yasanın görüşülmesi sırasında
sarf ettiği bir söz kırgınlığa yol açıyor.
Fikri Işık, 2002 öncesini kastederek, “Şunu biliyoruz; dağda 35-40
yıldır terörist var. Biz, operasyon emri verildiği halde ‘şehit
veririm’ endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz.
Bunlar sevabıyla günahıyla bizim tarihimizdir” demişti.
Bakandan açıklama bekliyor
Milli Savunma Bakanı deneyimli bir devlet adamı. Ancak sözü
geçmişte terörle mücadeleyi yürüten askerlerde rahatsızlığa neden
oluyor. O nedenle Genelkurmay Başkanı, şehit yakınlarına verdiği
iftarda, “Türk Silahlı Kuvvetleri dün olduğu gibi bugün de
kendisine verilen her türlü görevi ülkesi için, milleti için
kahramanlıkla, aynı tertipte, aynı düzende, gözünü kırpmadan yaptı”
deme ihtiyacı duyuyor. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın
Türkiye’ye dönüşte bu konuda bir açıklama yapması bekleniyor. O
nedenle yazılı açıklama yapılması düşüncesi şimdilik askıya alındı.
Genelkurmay Başkanı Akar’ın hassasiyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
ilgisi sonucunda sorun aşılmış görünüyor.
Türkiye, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
Geçen hafta Diyarbakır Sur’daydım. Yakılmış, siyah duman
lekelerinin kurşun deliklerini örtmediği tarihi Kurşunlu Camisi,
Halep manzarasını andıran moloz yığını haline gelmiş, delik deşik
olmuş evlere girdim. Bir görevli, “Sur’da 65 şehit verdik. Bunların
28’i Kurşunlu Camisi civarında toprağa düştü” dedi.
Şehir savaşlarında güvenlik birimleri yapacaklarını yaptılar. Şimdi
sıra sivillerde. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Sur’a
yapılacakları anlatırken söze, “Çok konuştuk, artık iş zamanı” diye
başladı. Bu anahtar cümle olmalı. Çünkü hükümet değişimi nedeniyle
bir zaman kaybı yaşandı. Bölgeye yönelik çalışmaları hızlandırmak
için iki başbakan yardımcısı görevlendirildi. Ekonomik boyutun
koordinasyonu Nurettin Canikli’de, diğer çalışmaların koordinasyonu
Tuğrul Türkeş’te. Sahada ise yük Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet
Özhaseki’nin omuzlarında olacak. Binali Yıldırım’ın başkanlığında
yapılan AK Parti MYK toplantısında da bu konu ele alınıyor. Bir MYK
üyesi, “Büyükler gelecek kaygısı yaşıyor. Çocuklarda ciddi
travmalar oluşuyor. Şehirlerin imarıyla gönüllerin ihyası birlikte
yürütülmeli” diye konuşuyor.
Yeni dönemin adını ise Başbakan, “Restorasyon süreci” olarak
koyuyor.