21 Nis 2016 09:06
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:28
Abdülkadir Selvi: Erdoğan'ı seçimle gönderebilirsiniz, Gülen'i nasıl gönderecektik?
Abdülkadir Selvi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın bir grup gazeteciye verdiği kahvaltıda, ‘paralel yapı’yla ilgili aralarında geçen diyalogları aktardı.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın bir grup gazeteciye verdiği
kahvaltıda, ‘paralel yapı’yla ilgili aralarında geçen diyalogları
aktardı. Selvi, Bakan Albayrak’ın “Paralel yapı son bin yılın en
tehlikeli örgütü” dediğini belirterek, “Erdoğan’ı istemediğiniz
zaman seçimle gönderirsiniz, ama Paralel darbe başarılı olsaydı,
Fetullah Gülen’i nasıl gönderecektik?” ifadelerini kullandı.
Selvi, kahvaltıda Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff’e yönelik operasyonla, 17 - 25 Aralık operasyonlarının karşılatırıldığını değinerek Enerji Bakanı’yla aralarında geçen “Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu. O yüzden bunlar başına geldi” diyaloğuna dikkat çekti.
Selvi’nin bugün (21 Nisan 2016) yayımlanan “Erdoğan farkı” başlıklı yazısı şöyle:
Bir grup gazeteci güne Enerji Bakanı Berat Albayrak'la kahvaltı ile başladık.
Enerji Bakanı kahvaltı sofrasına oturduğunda ilk sözü, “Şükürler olsun bu kışı kazasız belasız atlattık. Herhangi bir sıkıntı olmadı” oldu.
Enerji Bakanı’yla ne koşuluyor? Elbette ki enerjiyi konuştuk. Ama sadece enerjiyi konuşmadık. Paralel Yapı’yla mücadele konusuna dahi enerji üzerinden, “Pipet” uzatarak girdik. Ama tam toparlanıp kalkıyorduk ki, yeni anayasa sorusu geldi. Hem de dolambaçlı bir yoldan değil. Bir reklam filminde olduğu gibi, “dümdük”.
Paralel Yapı’ya ait İpek-Koza Grubu’nun Batman’da TPAO’ya ait arama sahasına dışarıdan sondaj vurup petrol çektiği iddiaları gündeme gelmişti. “Petrole pipet uzattılar” haberleriyle. Enerji Bakanı, “Sadece ahlaki değil aynı zamanda hukuki bir konu” dedi. Ardından ekledi, “Birçoğumuzun bilmediği dünya kadar hikâye var. Önümüzdeki dönemde yeni şeyler de çıkacaktır.”
Paralel yapı son bin yılın en tehlikeli örgütü
Tabii gazeteci milletinin içine bir kurt düştü. Yeni şeyler ne acaba?
Berat Albayrak, Paralel Yapı’yla “bütüncül” mücadeleden söz etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirdiğini, bir başbakan yardımcısının başkanlığında bir ekip kurulduğunu söyledi.
Başbakan’ın talimatıyla her ay düzenli olarak iki ayrı toplantı yapılacak. Biri Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu’nun başkanlığındaki “Müsteşarlar” toplantısı diğeri ise Maliye, İçişleri ve Adalet Bakanlığı ile MASAK, polis İstihbarat, KOM ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı düzeyinde yapılacak olan ikinci çalışma.
Enerji Bakanı, Paralel Yapı’yı, “Sadece Türkiye Cumhuriyeti’nden değil Türklerin Anadolu’ya geldiği son bin yılda ortaya çıkmış en sıkıntılı, tehlikeli örgüt” olarak tanımladı. Sonra herkesin aklından geçen sözü söyledi, “Türkiye’de bu kadar güçlü bir liderlik olmasaydı, atlatılamayabilirdi”.
17-25 Aralık sürecini içinden takip etmiş biri olarak söylüyorum ki Erdoğan olmasaydı, Paralel darbenin başarılı olmasının önünde hiçbir engel yoktu.
Darbenin başarılı olacağından hiç kuşkuları yoktu. Öyle ki, Başbakan için iddianameye “Dönemin Başbakanı” diye yazmışlardı. Yani devrik Başbakan...
“Örgüt lideri Recep Tayyip Erdoğan” diye iddianame düzenlemişlerdi. “Hükümete karşı harekete geçtiniz ama başarılı olacak mısınız?” diye soranlara, “Bir fiskelik canları var” yanıtını veriyorlardı. Seçilmiş bir başbakan olarak Erdoğan, 17-25 Aralık’ta kendisini değil, demokrasiyi kurtardı. Erdoğan’ı istemediğiniz zaman seçimle gönderirsiniz, ama Paralel darbe başarılı olsaydı, Fetullah Gülen’i nasıl gönderecektik?
Rejim sorunu yok bir sistem sorunu var
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, “Erdoğan’dan başkası bu yapıyla mücadele edemezdi” sözü, arkasında cezaevi tecrübesi yatan bir tespiti yansıtıyor.
Berat Albayrak’a yöneltilen son soru yeni anayasa oldu. “Türkiye’de bir rejim sorunu yok, bir sistem sorunu var” diye söze başladı.
İstikrarsız yılların Türkiye’ye neler kaybettirdiğini anlattı. Bu anlamda 7 Haziran-1 Kasım arasındaki sürecin Türkiye açısından bir “Demo” olduğunu söyledi. 7 Haziran gecesinden itibaren İstikrarsızlığın nelere mal olduğunu hatırladık. Millet istikrar endişesi ve beka kaygısıyla gittiği sandıktan istikrarı çıkardı.
Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu
Enerji Bakanı kahvaltı sırasındaki sohbetin bir yerinde Brezilya’da Devlet Başkanı Dilma’ya yönelik operasyona değinmişti. Bizde Gezi olaylarının yaşandığı bir sırada Brezilya da karıştırılmıştı. Erdoğan mücadeleyi, Dilma ise uzlaşmayı tercih etti. Durum ortada. Erdoğan hem Gezi’yi hem 17-25 Aralık Paralel darbe girişimini aştı. Eğer Erdoğan mücadeleyi seçmekte zerre kadar tereddüt etse, başarılı olamazdı. 17 Aralık’tan sonra yaşanan ünlü ‘Sulhname’ ve diyalog arayışları ile zaman kaybedilmese 25 Aralık önlenebilirdi.
Ayrılırken Enerji Bakanı ile aramızda şu diyalog yaşandı:
- Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu. O yüzden bunlar başına geldi.
- Haklısın. İşin özü o.
Selvi, kahvaltıda Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff’e yönelik operasyonla, 17 - 25 Aralık operasyonlarının karşılatırıldığını değinerek Enerji Bakanı’yla aralarında geçen “Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu. O yüzden bunlar başına geldi” diyaloğuna dikkat çekti.
Selvi’nin bugün (21 Nisan 2016) yayımlanan “Erdoğan farkı” başlıklı yazısı şöyle:
Bir grup gazeteci güne Enerji Bakanı Berat Albayrak'la kahvaltı ile başladık.
Enerji Bakanı kahvaltı sofrasına oturduğunda ilk sözü, “Şükürler olsun bu kışı kazasız belasız atlattık. Herhangi bir sıkıntı olmadı” oldu.
Enerji Bakanı’yla ne koşuluyor? Elbette ki enerjiyi konuştuk. Ama sadece enerjiyi konuşmadık. Paralel Yapı’yla mücadele konusuna dahi enerji üzerinden, “Pipet” uzatarak girdik. Ama tam toparlanıp kalkıyorduk ki, yeni anayasa sorusu geldi. Hem de dolambaçlı bir yoldan değil. Bir reklam filminde olduğu gibi, “dümdük”.
Paralel Yapı’ya ait İpek-Koza Grubu’nun Batman’da TPAO’ya ait arama sahasına dışarıdan sondaj vurup petrol çektiği iddiaları gündeme gelmişti. “Petrole pipet uzattılar” haberleriyle. Enerji Bakanı, “Sadece ahlaki değil aynı zamanda hukuki bir konu” dedi. Ardından ekledi, “Birçoğumuzun bilmediği dünya kadar hikâye var. Önümüzdeki dönemde yeni şeyler de çıkacaktır.”
Paralel yapı son bin yılın en tehlikeli örgütü
Tabii gazeteci milletinin içine bir kurt düştü. Yeni şeyler ne acaba?
Berat Albayrak, Paralel Yapı’yla “bütüncül” mücadeleden söz etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirdiğini, bir başbakan yardımcısının başkanlığında bir ekip kurulduğunu söyledi.
Başbakan’ın talimatıyla her ay düzenli olarak iki ayrı toplantı yapılacak. Biri Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu’nun başkanlığındaki “Müsteşarlar” toplantısı diğeri ise Maliye, İçişleri ve Adalet Bakanlığı ile MASAK, polis İstihbarat, KOM ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı düzeyinde yapılacak olan ikinci çalışma.
Enerji Bakanı, Paralel Yapı’yı, “Sadece Türkiye Cumhuriyeti’nden değil Türklerin Anadolu’ya geldiği son bin yılda ortaya çıkmış en sıkıntılı, tehlikeli örgüt” olarak tanımladı. Sonra herkesin aklından geçen sözü söyledi, “Türkiye’de bu kadar güçlü bir liderlik olmasaydı, atlatılamayabilirdi”.
17-25 Aralık sürecini içinden takip etmiş biri olarak söylüyorum ki Erdoğan olmasaydı, Paralel darbenin başarılı olmasının önünde hiçbir engel yoktu.
Darbenin başarılı olacağından hiç kuşkuları yoktu. Öyle ki, Başbakan için iddianameye “Dönemin Başbakanı” diye yazmışlardı. Yani devrik Başbakan...
“Örgüt lideri Recep Tayyip Erdoğan” diye iddianame düzenlemişlerdi. “Hükümete karşı harekete geçtiniz ama başarılı olacak mısınız?” diye soranlara, “Bir fiskelik canları var” yanıtını veriyorlardı. Seçilmiş bir başbakan olarak Erdoğan, 17-25 Aralık’ta kendisini değil, demokrasiyi kurtardı. Erdoğan’ı istemediğiniz zaman seçimle gönderirsiniz, ama Paralel darbe başarılı olsaydı, Fetullah Gülen’i nasıl gönderecektik?
Rejim sorunu yok bir sistem sorunu var
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, “Erdoğan’dan başkası bu yapıyla mücadele edemezdi” sözü, arkasında cezaevi tecrübesi yatan bir tespiti yansıtıyor.
Berat Albayrak’a yöneltilen son soru yeni anayasa oldu. “Türkiye’de bir rejim sorunu yok, bir sistem sorunu var” diye söze başladı.
İstikrarsız yılların Türkiye’ye neler kaybettirdiğini anlattı. Bu anlamda 7 Haziran-1 Kasım arasındaki sürecin Türkiye açısından bir “Demo” olduğunu söyledi. 7 Haziran gecesinden itibaren İstikrarsızlığın nelere mal olduğunu hatırladık. Millet istikrar endişesi ve beka kaygısıyla gittiği sandıktan istikrarı çıkardı.
Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu
Enerji Bakanı kahvaltı sırasındaki sohbetin bir yerinde Brezilya’da Devlet Başkanı Dilma’ya yönelik operasyona değinmişti. Bizde Gezi olaylarının yaşandığı bir sırada Brezilya da karıştırılmıştı. Erdoğan mücadeleyi, Dilma ise uzlaşmayı tercih etti. Durum ortada. Erdoğan hem Gezi’yi hem 17-25 Aralık Paralel darbe girişimini aştı. Eğer Erdoğan mücadeleyi seçmekte zerre kadar tereddüt etse, başarılı olamazdı. 17 Aralık’tan sonra yaşanan ünlü ‘Sulhname’ ve diyalog arayışları ile zaman kaybedilmese 25 Aralık önlenebilirdi.
Ayrılırken Enerji Bakanı ile aramızda şu diyalog yaşandı:
- Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu. O yüzden bunlar başına geldi.
- Haklısın. İşin özü o.