Abdülkadir Selvi: Erdoğan'ı seçimle gönderebilirsiniz, Gülen'i nasıl gönderecektik?
Abdülkadir Selvi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın bir grup gazeteciye verdiği kahvaltıda, ‘paralel yapı’yla ilgili aralarında geçen diyalogları aktardı.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın bir grup gazeteciye verdiği
kahvaltıda, ‘paralel yapı’yla ilgili aralarında geçen diyalogları
aktardı. Selvi, Bakan Albayrak’ın “Paralel yapı son bin yılın en
tehlikeli örgütü” dediğini belirterek, “Erdoğan’ı istemediğiniz
zaman seçimle gönderirsiniz, ama Paralel darbe başarılı olsaydı,
Fetullah Gülen’i nasıl gönderecektik?” ifadelerini kullandı.
Selvi, kahvaltıda Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff’e yönelik
operasyonla, 17 - 25 Aralık operasyonlarının karşılatırıldığını
değinerek Enerji Bakanı’yla aralarında geçen “Brezilya’da Erdoğan
gibi güçlü bir lider yoktu. O yüzden bunlar başına geldi”
diyaloğuna dikkat çekti.
Selvi’nin bugün (21 Nisan 2016) yayımlanan “Erdoğan farkı” başlıklı
yazısı şöyle:
Bir grup gazeteci güne Enerji Bakanı Berat Albayrak'la kahvaltı ile
başladık.
Enerji Bakanı kahvaltı sofrasına oturduğunda ilk sözü, “Şükürler
olsun bu kışı kazasız belasız atlattık. Herhangi bir sıkıntı
olmadı” oldu.
Enerji Bakanı’yla ne koşuluyor? Elbette ki enerjiyi konuştuk. Ama
sadece enerjiyi konuşmadık. Paralel Yapı’yla mücadele konusuna dahi
enerji üzerinden, “Pipet” uzatarak girdik. Ama tam toparlanıp
kalkıyorduk ki, yeni anayasa sorusu geldi. Hem de dolambaçlı bir
yoldan değil. Bir reklam filminde olduğu gibi, “dümdük”.
Paralel Yapı’ya ait İpek-Koza Grubu’nun Batman’da TPAO’ya ait arama
sahasına dışarıdan sondaj vurup petrol çektiği iddiaları gündeme
gelmişti. “Petrole pipet uzattılar” haberleriyle. Enerji Bakanı,
“Sadece ahlaki değil aynı zamanda hukuki bir konu” dedi. Ardından
ekledi, “Birçoğumuzun bilmediği dünya kadar hikâye var. Önümüzdeki
dönemde yeni şeyler de çıkacaktır.”
Paralel yapı son bin yılın en tehlikeli örgütü
Tabii gazeteci milletinin içine bir kurt düştü. Yeni şeyler ne
acaba?
Berat Albayrak, Paralel Yapı’yla “bütüncül” mücadeleden söz etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete
geçirdiğini, bir başbakan yardımcısının başkanlığında bir ekip
kurulduğunu söyledi.
Başbakan’ın talimatıyla her ay düzenli olarak iki ayrı toplantı
yapılacak. Biri Başbakanlık Müsteşarı Kemal Madenoğlu’nun
başkanlığındaki “Müsteşarlar” toplantısı diğeri ise Maliye,
İçişleri ve Adalet Bakanlığı ile MASAK, polis İstihbarat, KOM ve
Terörle Mücadele Daire Başkanlığı düzeyinde yapılacak olan ikinci
çalışma.
Enerji Bakanı, Paralel Yapı’yı, “Sadece Türkiye Cumhuriyeti’nden
değil Türklerin Anadolu’ya geldiği son bin yılda ortaya çıkmış en
sıkıntılı, tehlikeli örgüt” olarak tanımladı. Sonra herkesin
aklından geçen sözü söyledi, “Türkiye’de bu kadar güçlü bir
liderlik olmasaydı, atlatılamayabilirdi”.
17-25 Aralık sürecini içinden takip etmiş biri olarak söylüyorum ki
Erdoğan olmasaydı, Paralel darbenin başarılı olmasının önünde
hiçbir engel yoktu.
Darbenin başarılı olacağından hiç kuşkuları yoktu. Öyle ki,
Başbakan için iddianameye “Dönemin Başbakanı” diye yazmışlardı.
Yani devrik Başbakan...
“Örgüt lideri Recep Tayyip Erdoğan” diye iddianame düzenlemişlerdi.
“Hükümete karşı harekete geçtiniz ama başarılı olacak mısınız?”
diye soranlara, “Bir fiskelik canları var” yanıtını veriyorlardı.
Seçilmiş bir başbakan olarak Erdoğan, 17-25 Aralık’ta kendisini
değil, demokrasiyi kurtardı. Erdoğan’ı istemediğiniz zaman seçimle
gönderirsiniz, ama Paralel darbe başarılı olsaydı, Fetullah Gülen’i
nasıl gönderecektik?
Rejim sorunu yok bir sistem sorunu var
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, “Erdoğan’dan başkası bu
yapıyla mücadele edemezdi” sözü, arkasında cezaevi tecrübesi yatan
bir tespiti yansıtıyor.
Berat Albayrak’a yöneltilen son soru yeni anayasa oldu. “Türkiye’de
bir rejim sorunu yok, bir sistem sorunu var” diye söze başladı.
İstikrarsız yılların Türkiye’ye neler kaybettirdiğini anlattı. Bu
anlamda 7 Haziran-1 Kasım arasındaki sürecin Türkiye açısından bir
“Demo” olduğunu söyledi. 7 Haziran gecesinden itibaren
İstikrarsızlığın nelere mal olduğunu hatırladık. Millet istikrar
endişesi ve beka kaygısıyla gittiği sandıktan istikrarı
çıkardı.
Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu
Enerji Bakanı kahvaltı sırasındaki sohbetin bir yerinde Brezilya’da
Devlet Başkanı Dilma’ya yönelik operasyona değinmişti. Bizde Gezi
olaylarının yaşandığı bir sırada Brezilya da karıştırılmıştı.
Erdoğan mücadeleyi, Dilma ise uzlaşmayı tercih etti. Durum ortada.
Erdoğan hem Gezi’yi hem 17-25 Aralık Paralel darbe girişimini aştı.
Eğer Erdoğan mücadeleyi seçmekte zerre kadar tereddüt etse,
başarılı olamazdı. 17 Aralık’tan sonra yaşanan ünlü ‘Sulhname’ ve
diyalog arayışları ile zaman kaybedilmese 25 Aralık
önlenebilirdi.
Ayrılırken Enerji Bakanı ile aramızda şu diyalog yaşandı:
- Brezilya’da Erdoğan gibi güçlü bir lider yoktu. O yüzden bunlar
başına geldi.
- Haklısın. İşin özü o.