Abdulkadir Selvi Atatürk Havalimanı'ndaki o anları anlattı: Abi hırsıza benziyor takip mi etsek?
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısında 'Güvenlik zaafiyeti var mıydı?' sorusunu köşesine taşıdı.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, dün gazeteci Hande Fırat'ın CNN
Türk'te dile getirdiği, Atatürk Havalimanı'nda saldırı ihtimalinin
istihbarat birimleri tarafından 20 gün önceden bildirildiğine dair
iddiaları, "MİT haziran ayının başında, Atatürk Havalimanı’na
yönelik DEAŞ saldırısı olabileceği yönünde, Emniyet’e ve Jandarma
ve Ulaştırma Bakanlığı’na uyarıda bulunmuş" diyerek doğruladı.
Selvi, Başbakan Yıldırım'ın 42 kişinin ölümüyle sonuçlanan
saldırıyla ilgili tepki çeken "Güvenlik zaafiyeti yoktur" sözlerine
ilişkin olarak, "MİT istihbaratının da katkısıyla tedbirler
güçlendirildiği için 'Daha büyük bir facia önlendi. Böylece 250-300
kişi kurtarıldı' değerlendirmesi yapılıyor" ifadelerini
kullandı.
Selvi, polislerin müdahale etmeden önceki anları anlatırken "Dış
hatlar terminalinin giriş bölümünün önünde bir sivil polis,
hareketlerinden şüpheleniyor... Olaydan tam 5 dakika önce. Polis
memuru olan arkadaşına WhatsApp’tan, 'Yaz günü mont giymiş, hırsıza
benziyor' diye mesaj atıyor" diye yazdı
Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (30 Haziran 2016)
nüshasında yayımlanan 'Abi hırsıza benziyo takip mi etsek' başlıklı
yazısı şöyle:
Atatürk Havalimanı'ndaki saldırıyı gerçekleştiren üç terörist, saat
21 civarında Fatih'ten, Vatan Caddesi üzerinden bir taksiye binip
Atatürk Havalimanı'na geliyor.
Dış hatlar terminalinin giriş bölümünün önünde bir sivil polis,
hareketlerinden şüpheleniyor... Olaydan tam 5 dakika önce. Polis
memuru olan arkadaşına WhatsApp’tan, “Yaz günü mont giymiş, hırsıza
benziyor” diye mesaj atıyor.
İşte o WhatsApp mesajı:
Arkadaşı kendisini takip ederken, kuşkulandığı kişinin peşine
düşüyor. Sivil polis, şüphelendiği şahsa ‘dış hatlar gidiş’in
önünde kimlik soruyor. Çantadan kimlik çıkarmak için eğilir gibi
bir hareket yapan terörist ateş ediyor. Üç el ateş ediyor. Sivil
polis orada ağır yaralanıyor.
Polis yaralanınca, kimlik sorulan terörist koşarak aşağı iniyor,
‘dış hatlar geliş’in önünden taksicilerin yan tarafına geçip,
kendini patlatıyor. O sırada saat tam 21.51. Bu polis, kahraman
polis. Çünkü bu müdahalesiyle canı pahasına teröristlerin eylem
kurgusunu bozuyor. Eşi ilk çocuğuna 6 aylık hamileymiş.
Bağcılar’da, hastanede yaşam savaşı veriyor.
Bu arada diğer iki terörist dış hatların olduğu bölümden içeriye
koşuyor. X-Ray cihazının önündeki boş alanda çok kısa bir süre
duruyorlar. Patlama sesinin gelmesiyle birlikte Kalaşnikof’la ateş
ederek içeri giriyorlar. İnsanların üzerine, biri sağa, diğeri sola
doğru ateş ederek ilerliyorlar. O sırada ikinci polis memuru ateş
etmeye başlıyor.
2. polis yaralı
Polis o anı Başbakan Binali Yıldırım’ın ziyareti sırasında şöyle
anlatıyor:
“Sütre gerisine saklanıp ateş ettim. Çatışmaya girdik. Onu vurdum.
Yere düşünce ateş etmeye devam ettim ama kafasından vuramadım.
Yerde hareket ediyordu, canlı bomba olduğunu o anda fark edip,
kendimi bir sütunun arkasına attım. O anda pimi çekip, kendini
patlattı.”
İkinci kahraman polis de yaralı. Şu anda hastanede. Polis memuru
ikinci teröristi vurunca, terörist pimi çekip kendini imha ediyor.
Bu arada teröristlerin kurgusu bozuluyor. Üçüncü terörist ateş
ederek hızla merdivenlerden aşağıya doğru iniyor. Alt kata
ulaştığında gümrük görevlisi müdahale ediyor, bunun üzerine
terörist pimi çekip kendini patlatıyor.
İki polisin dikkati daha büyük bir facianın yaşanmasını
önlüyor.
Glock marka tabancayla sivilleri tarıyor, kendisine ateş açan
polisle, uzun namlulu silahla çatışmaya giriyor. El bombası atıyor.
Sonunda üzerine bağladığı bombayı patlatıyor. Çatışma 21.51’de
başlıyor ve 3-4 dakika sürüyor. Her iki polisin dikkati ile
teröristler tespit edilip kurguları bozulmasa, güvenlik birimleri
güçlü bir mukavemet sergilemese, teröristlerin 250-300 kişiyi
öldürmek üzere bu eylemi planladıkları söyleniyor. Çünkü
teröristler, “öldürmek ve ölmek üzere” gelmişler.
4 kişi bilgisi yok
Teröristlerin üçü canlı bomba. İlk gelen bilgiler 7 kişi oldukları
yönündeydi. Güvenlik birimleriyle konuştum. Üç kişi olduğunu
söylediler. Diğer 4 kişi hakkında bir bilgi olmadığını söylemekle
yetindiler. Montlu bir teröristin gözaltında olduğu yönünde
haberler vardı. Güvenlik birimlerine sordum, doğrulamadılar. Ama
teröristlerle irtibat halinde olduğundan kuşkulanılan kişiler
gözaltına alınarak sorgulanmaya başlanmıştı. Bilgiler üç teröristin
yabancı uyruklu olduğu yönünde. Arap olmadıkları, taksicinin
ifadesinden Asya kökenli oldukları üzerinde duruluyor. Birinin
Dağıstan kökenli olduğu yönünde haberler var. Suriye’den mi
geldiler, yoksa içerideki DEAŞ hücreleri mi bu eylemi
gerçekleştirdi?... Orası araştırılıyor. Ama Dağıstan kökenli olan
yurtdışından uçakla gelmiş. Parmak izlerinin olmaması nedeniyle bir
kayda ulaşılamadı. Doku örneklerinin uluslararası laboratuvarlarda
incelenmesi söz konusu.
361 kamera incelemede
Teröristleri getiren taksi, eylemden önce sabah saatlerinde
havalimanına gelip keşif yaptıkları yönündeki bilgiler de kısa bir
süre sonra netleşecek. 361 kamera incelemeye alınmış durumda.
Havaalanında kör noktanın olmadığı söyleniyor.
Atatürk Havalimanı’na yönelik saldırıyla ilgili istihbarat
alınamadı mı? MİT, haziran ayının başında, Atatürk Havalimanı’na
yönelik DEAŞ saldırısı olabileceği yönünde, Emniyet’e ve Jandarma
ve Ulaştırma Bakanlığı’na uyarıda bulunmuş. Bu istihbarat üzerine
güvenlik tedbirleri iki katına çıkarılmış, ek önlemler alınmış. Bu
istihbaratın da katkısıyla tedbirler güçlendirildiği için
‘Teröristler çatışmaya girince çok büyük bir mukavemetle
karşılaştı, içeriye girmeyi başaramadılar’ deniliyor.
300 kişi kurtarıldı
Çünkü asıl hedefleri içeri girmekti. “DEAŞ, eylemi büyük bir
katliam yapmak üzere planlamış. Daha büyük bir facia önlendi.
Böylece 250-300 kişi kurtarıldı” değerlendirmesi yapılıyor.
İstihbarat konusunun peşine düştüm. İlgili taraflarla konuştum.
İstihbaratın gün, saat ve mekân bildiren nokta bir istihbarat
olmadığını belirtiyorlar. Atatürk Havalimanı, Ayasofya Camisi ve AK
Parti İstanbul İl Başkanlığı’na yönelik istihbarat gelmiş, ona göre
ek önlemler alınmış.
Ayrıca Atatürk Havalimanı 6 ay içerisinde 5 kez denetlemeden
geçirilmiş. Denetlemeyi yapan kuruluşlardan “ECAC” isimli
uluslararası bir kuruluş. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan
bununla da yetinmemiş, 3 yardımcısı ve bir sivilden oluşan bir,
“üçüncü göz” heyeti kurup inceleme yaptırmış. Tespit edilen
aksaklıklar giderilmiş. İstanbul Emniyet Müdürü, havaalanı
girişinde araçların tek tek incelenmesi suretiyle trafiği
aksatmamak için “süzme usulü” kontrol edildiğini anlattı.
Bir ev, bir isim
Soruşturma sürüyor. Bu arada bazı ipuçlarına da ulaşılmış durumda.
Şu an itibariyle içeriden bir destek aldıkları görünmüyor. Bu
ihtimal üzerinde dikkatle duruluyor. Ama daha önceden gelip keşif
yaptıkları üzerinde duruluyor. Çünkü teröristlerin havaalanını ve
özellikle de dış hatlar terminalini çok iyi bildikleri anlaşılıyor.
Teröristlerden geriye 2 Kalaşnikof, 2 Glock marka tabanca, el
bombası ve bilyelerle takviye edilmiş canlı bomba yeleği kaldı. Çok
kritik bir bilgi daha: Teröristlerle irtibatlı bir ev ve önemli bir
isim üzerinde duruluyor. Soruşturmanın selameti açısından ancak bu
kadar paylaşmakla yetineceğim.