30 Haz 2016 09:00 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:21

Abdulkadir Selvi Atatürk Havalimanı'ndaki o anları anlattı: Abi hırsıza benziyor takip mi etsek?

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısında 'Güvenlik zaafiyeti var mıydı?' sorusunu köşesine taşıdı.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, dün gazeteci Hande Fırat'ın CNN Türk'te dile getirdiği, Atatürk Havalimanı'nda saldırı ihtimalinin istihbarat birimleri tarafından 20 gün önceden bildirildiğine dair iddiaları, "MİT haziran ayının başında, Atatürk Havalimanı’na yönelik DEAŞ saldırısı olabileceği yönünde, Emniyet’e ve Jandarma ve Ulaştırma Bakanlığı’na uyarıda bulunmuş" diyerek doğruladı. Selvi, Başbakan Yıldırım'ın 42 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyla ilgili tepki çeken "Güvenlik zaafiyeti yoktur" sözlerine ilişkin olarak, "MİT istihbaratının da katkısıyla tedbirler güçlendirildiği için 'Daha büyük bir facia önlendi. Böylece 250-300 kişi kurtarıldı' değerlendirmesi yapılıyor" ifadelerini kullandı.

Selvi, polislerin müdahale etmeden önceki anları anlatırken "Dış hatlar terminalinin giriş bölümünün önünde bir sivil polis, hareketlerinden şüpheleniyor... Olaydan tam 5 dakika önce. Polis memuru olan arkadaşına WhatsApp’tan, 'Yaz günü mont giymiş, hırsıza benziyor' diye mesaj atıyor" diye yazdı

Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (30 Haziran 2016) nüshasında yayımlanan 'Abi hırsıza benziyo takip mi etsek' başlıklı yazısı şöyle:

Atatürk Havalimanı'ndaki saldırıyı gerçekleştiren üç terörist, saat 21 civarında Fatih'ten, Vatan Caddesi üzerinden bir taksiye binip Atatürk Havalimanı'na geliyor.

Dış hatlar terminalinin giriş bölümünün önünde bir sivil polis, hareketlerinden şüpheleniyor... Olaydan tam 5 dakika önce. Polis memuru olan arkadaşına WhatsApp’tan, “Yaz günü mont giymiş, hırsıza benziyor” diye mesaj atıyor.

İşte o WhatsApp mesajı:

Abdulkadir Selvi Atatürk Havalimanı'ndaki o anları anlattı: Abi hırsıza benziyor takip mi etsek? - Resim : 1

Arkadaşı kendisini takip ederken, kuşkulandığı kişinin peşine düşüyor. Sivil polis, şüphelendiği şahsa ‘dış hatlar gidiş’in önünde kimlik soruyor. Çantadan kimlik çıkarmak için eğilir gibi bir hareket yapan terörist ateş ediyor. Üç el ateş ediyor. Sivil polis orada ağır yaralanıyor.

Polis yaralanınca, kimlik sorulan terörist koşarak aşağı iniyor, ‘dış hatlar geliş’in önünden taksicilerin yan tarafına geçip, kendini patlatıyor. O sırada saat tam 21.51. Bu polis, kahraman polis. Çünkü bu müdahalesiyle canı pahasına teröristlerin eylem kurgusunu bozuyor. Eşi ilk çocuğuna 6 aylık hamileymiş. Bağcılar’da, hastanede yaşam savaşı veriyor.

Bu arada diğer iki terörist dış hatların olduğu bölümden içeriye koşuyor. X-Ray cihazının önündeki boş alanda çok kısa bir süre duruyorlar. Patlama sesinin gelmesiyle birlikte Kalaşnikof’la ateş ederek içeri giriyorlar. İnsanların üzerine, biri sağa, diğeri sola doğru ateş ederek ilerliyorlar. O sırada ikinci polis memuru ateş etmeye başlıyor.

2. polis yaralı

Polis o anı Başbakan Binali Yıldırım’ın ziyareti sırasında şöyle anlatıyor:

“Sütre gerisine saklanıp ateş ettim. Çatışmaya girdik. Onu vurdum. Yere düşünce ateş etmeye devam ettim ama kafasından vuramadım. Yerde hareket ediyordu, canlı bomba olduğunu o anda fark edip, kendimi bir sütunun arkasına attım. O anda pimi çekip, kendini patlattı.”

İkinci kahraman polis de yaralı. Şu anda hastanede. Polis memuru ikinci teröristi vurunca, terörist pimi çekip kendini imha ediyor. Bu arada teröristlerin kurgusu bozuluyor. Üçüncü terörist ateş ederek hızla merdivenlerden aşağıya doğru iniyor. Alt kata ulaştığında gümrük görevlisi müdahale ediyor, bunun üzerine terörist pimi çekip kendini patlatıyor.

İki polisin dikkati daha büyük bir facianın yaşanmasını önlüyor.

Glock marka tabancayla sivilleri tarıyor, kendisine ateş açan polisle, uzun namlulu silahla çatışmaya giriyor. El bombası atıyor. Sonunda üzerine bağladığı bombayı patlatıyor. Çatışma 21.51’de başlıyor ve 3-4 dakika sürüyor. Her iki polisin dikkati ile teröristler tespit edilip kurguları bozulmasa, güvenlik birimleri güçlü bir mukavemet sergilemese, teröristlerin 250-300 kişiyi öldürmek üzere bu eylemi planladıkları söyleniyor. Çünkü teröristler, “öldürmek ve ölmek üzere” gelmişler.

4 kişi bilgisi yok

Teröristlerin üçü canlı bomba. İlk gelen bilgiler 7 kişi oldukları yönündeydi. Güvenlik birimleriyle konuştum. Üç kişi olduğunu söylediler. Diğer 4 kişi hakkında bir bilgi olmadığını söylemekle yetindiler. Montlu bir teröristin gözaltında olduğu yönünde haberler vardı. Güvenlik birimlerine sordum, doğrulamadılar. Ama teröristlerle irtibat halinde olduğundan kuşkulanılan kişiler gözaltına alınarak sorgulanmaya başlanmıştı. Bilgiler üç teröristin yabancı uyruklu olduğu yönünde. Arap olmadıkları, taksicinin ifadesinden Asya kökenli oldukları üzerinde duruluyor. Birinin Dağıstan kökenli olduğu yönünde haberler var. Suriye’den mi geldiler, yoksa içerideki DEAŞ hücreleri mi bu eylemi gerçekleştirdi?... Orası araştırılıyor. Ama Dağıstan kökenli olan yurtdışından uçakla gelmiş. Parmak izlerinin olmaması nedeniyle bir kayda ulaşılamadı. Doku örneklerinin uluslararası laboratuvarlarda incelenmesi söz konusu.

361 kamera incelemede

Teröristleri getiren taksi, eylemden önce sabah saatlerinde havalimanına gelip keşif yaptıkları yönündeki bilgiler de kısa bir süre sonra netleşecek. 361 kamera incelemeye alınmış durumda. Havaalanında kör noktanın olmadığı söyleniyor.

Atatürk Havalimanı’na yönelik saldırıyla ilgili istihbarat alınamadı mı? MİT, haziran ayının başında, Atatürk Havalimanı’na yönelik DEAŞ saldırısı olabileceği yönünde, Emniyet’e ve Jandarma ve Ulaştırma Bakanlığı’na uyarıda bulunmuş. Bu istihbarat üzerine güvenlik tedbirleri iki katına çıkarılmış, ek önlemler alınmış. Bu istihbaratın da katkısıyla tedbirler güçlendirildiği için ‘Teröristler çatışmaya girince çok büyük bir mukavemetle karşılaştı, içeriye girmeyi başaramadılar’ deniliyor.

300 kişi kurtarıldı

Çünkü asıl hedefleri içeri girmekti. “DEAŞ, eylemi büyük bir katliam yapmak üzere planlamış. Daha büyük bir facia önlendi. Böylece 250-300 kişi kurtarıldı” değerlendirmesi yapılıyor.

İstihbarat konusunun peşine düştüm. İlgili taraflarla konuştum. İstihbaratın gün, saat ve mekân bildiren nokta bir istihbarat olmadığını belirtiyorlar. Atatürk Havalimanı, Ayasofya Camisi ve AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’na yönelik istihbarat gelmiş, ona göre ek önlemler alınmış.

Ayrıca Atatürk Havalimanı 6 ay içerisinde 5 kez denetlemeden geçirilmiş. Denetlemeyi yapan kuruluşlardan “ECAC” isimli uluslararası bir kuruluş. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan bununla da yetinmemiş, 3 yardımcısı ve bir sivilden oluşan bir, “üçüncü göz” heyeti kurup inceleme yaptırmış. Tespit edilen aksaklıklar giderilmiş. İstanbul Emniyet Müdürü, havaalanı girişinde araçların tek tek incelenmesi suretiyle trafiği aksatmamak için “süzme usulü” kontrol edildiğini anlattı.

Bir ev, bir isim

Soruşturma sürüyor. Bu arada bazı ipuçlarına da ulaşılmış durumda. Şu an itibariyle içeriden bir destek aldıkları görünmüyor. Bu ihtimal üzerinde dikkatle duruluyor. Ama daha önceden gelip keşif yaptıkları üzerinde duruluyor. Çünkü teröristlerin havaalanını ve özellikle de dış hatlar terminalini çok iyi bildikleri anlaşılıyor. Teröristlerden geriye 2 Kalaşnikof, 2 Glock marka tabanca, el bombası ve bilyelerle takviye edilmiş canlı bomba yeleği kaldı. Çok kritik bir bilgi daha: Teröristlerle irtibatlı bir ev ve önemli bir isim üzerinde duruluyor. Soruşturmanın selameti açısından ancak bu kadar paylaşmakla yetineceğim.