Abdulkadir Selvi Ahmet Hakan'ı tiye aldı: İbre döndü, "Bıçak sırtı" diyerek kendini kurtarma imkânın yok...
Abdulkadir Selvi, Ahmet Hakan'ın halk oylamasıyla ilgili olarak kullandığı "Oyların durumu bıçak sırtı" ifadesini tiye aldı.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, köşe komşusu Ahmet Hakan'ın 16
Nisan'da yapılacak halk oylamasıyla ilgili olarak kullandığı
"Oyların durumu bıçak sırtı" ifadesini tiye aldı. ANAR'ın anketinde
"evet" oylarının önde olduğunu hatırlatan Selvi, "Çıkan bu sonuçtan
sonra Ahmet Hakan’ın 'Evet mi, hayır mı?' diye soranlara, 'Bıçak
sırtı' diyerek kendini kurtarma imkânı ortadan kalktı" dedi.
Abdulkadir Selvi'nin "17 Nisan'a hazırlık" başlığıyla yayımlanan
(12 Nisan 2017) yazısı şöyle:
16 Nisan’a 4 gün kala ANAR’ın anketi çıktı.
Evetler önde.
ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu ile konuştum.
“Referandum kampanyası başladığında evet ve hayır oyları eşitti.
Ancak kampanya sürecinin evetlere yaradığı, hayır oylarının ise
gerilediği ortaya çıktı” dedi.
İbrahim Uslu, “Kampanya süreci evete yaradı” diye değerlendiriyor.
Başta Hollanda ve Almanya olmak üzere AB’deki Erdoğan düşmanlığı ve
CHP’lilerin denize dökmeye kadar varan kampanya yanlışları etkili
oldu. İbre döndü.
Uzun süre evet ve hayır oyları bıçak sırtı yorumunu bu verilere
dayalı olarak yapmıştık.
Çıkan bu sonuçtan sonra Ahmet Hakan’ın “Evet mi, hayır mı?” diye
soranlara, “Bıçak sırtı” diyerek kendini kurtarma imkânı ortadan
kalktı.
Şaşa şaka... Bakmayın benim böyle dediğime, sandık açılana kadar
ihtiyatlı olmak lazım.
İbrahim Uslu’nun iki uyarısı oldu.
1- Yurtdışı oyları.
2- Utangaç seçmen etkisi.
Yurtdışı oylarında yüzde 16.2 oranında bir atış var. AK Parti,
yurtdışından 1-1.5 puan bekliyor. ANAR’ın verilerine eklendiğinde
53-47 dengesi olabilir.
Utangaç oyu ise İngiltere’deki Brexit oylaması ve Trump’ın
seçiminde gördük. Kamuoyu araştırma şirketleri ters köşe
olmuştu.
İbrahim Uslu, “Eğer utangaç seçmen sayısı yüksekse sonuçlar
tahminimizi bozabilir ya da etkisiz çıkabilir” dedi.
Fırından çıkan ekmek gibi ANAR’ın dün öğle saatlerinde raporlaması
biten araştırmasını sıcağı sıcağına paylaşmak istedim.
17 Nisan stratejisi
16 Nisan’da sandıkta çıkacak sonuç önemli.
Bir anlamda Türkiye’nin yönünü belirleyecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tünelin ucundaki ışığı gördü. Sandıktan evet
çıkacağını gördü, şimdi 16 Nisan sonrasını yönetmeye başladı.
16 Nisan sonrasına ilişkin stratejinin parametrelerini paylaşmak
istiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Evet tamam” dediği ama “Daha güçlü bir
evet” için çaba gösterilmesini istediği söyleniyor. Çünkü çıkacak
güçlü bir evetin hem ABD ve AB’ye hem de içeriye karşı bir mesaj
olacağını düşünüyor.
Referandum sandığına 4 gün kala yeni strateji:
1- Sandıktan güçlü bir evet çıkarmak.
2- Geleceği yönetmek.
Referanduma kısa bir süre kala içeriye ve dışarıya 16 Nisan
sonrasına ilişkin mesajlar verilmeye başlanacak.
İki ayağı var:
1- Uluslararası ilişkiler.
2- İş dünyası.
Pozitif mesajlar
İçeriye yönelik mesajlarda öncelik ekonomiye ilişkin olacak. İş
dünyasına ve piyasalara güven verilecek. Kamuoyuna evet çıktığı
takdirde Türkiye’nin daha iyi olacağı anlatılacak. Türkiye daha iyi
yönetilecek, refah artacak, daha zengin olacak tezi işlenecek.
Ekonomi, yatırımlar ve kalkınmayla ilgili pozitif mesajlar
verilecek.
Dışarıya yönelik belirlenen stratejinin önceliğini ise AB ve ABD
ile ilişkiler oluşturuyor. Referandum kampanyasına damgasını vuran
başta Hollanda ve Almanya olmak üzere AB ülkelerinde yaşananlardı.
AB ile ilişkilerimizin en kötü olduğu dönemlerde dahi yaşanmayanlar
yaşandı. Hollanda, Aile ve Sosyal politikalar Bakanı Fatma Betül
Sayan Kaya’yı sınır dışı ederken vatandaşlarımızın üzerine,
“atlarını ve itlerini” sürdüler. Ama bu durumun hem Türkiye hem AB
açısından sürdürülebilir bir yanı yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan 16
Nisan’da sonra AB’yle ilgili olarak tamam mı, devam mı denileceğini
açıklamıştı. 16 Nisan’da elde edilecek güçlü evetin verdiği güçle,
AB ile ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi bekleniyor.
Asıl büyük beklenti ABD ile ilişkiler konusunda. Türkiye, Obama’nın
son döneminden itibaren ABD ile olumsuz seyreden ilişkileri Rusya
ile dengeleme politikası izliyordu. ABD-Rusya geriliminin
Türkiye’ye olumlu yansıyacağı hesap ediliyor.
Trump’ın ekibinin Suriye konusunda Türkiye’nin tezlerine yaklaştığı
yönünde bilgiler geliyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun
görüşmeleri ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın ABD’de yapacağı
temaslar bu açıdan bir fikir verecek.
Görünen o ki, 17 Nisan’da yeni bir Türkiye’ye uyanacağız.