24 Mayıs 2016 10:10
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:33
Abdülkadir Selvi açıkladı, Erdoğan, Davutoğlu'ndan şikayetçiymiş: Ben ABD'ye gidiyorum, o da gitmeye kalkışıyor!
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iplerin koptuğu 29 Nisan MKYK’sında Davutoğlu hakkında kullandığı sert sözleri köşesine taşıdı.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın
iplerin koptuğu 29 Nisan MKYK’sından kısa bir süre önce bir ortamda
Ahmet Davutoğlu hakkında, “Ben Suudi Arabistan’a gidiyorum. 15 gün
sonra Suudi Arabistan’a gidiyor. Ben Amerika’dan dönüyorum 15 gün
sonra Amerika’ya gitmeye kalkışıyor” dediğini yazdı.
Bugün açıklanacak olan yeni kabine için "Bakanlar Kurulu’nun üçte birinin değişmesine kesin gözüyle bakılıyor" diyen Selvi, "Dışarıdan bakılınca Erdoğan görünecek, içeriden bakılınca da Erdoğan görünecek" görüşünü dile getirdi.
Selvi'nin Hürriyet'te "Kabine bugün sırada partili Cumhurbaşkanlığı" başlığıyla yayımlanan (24 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
AK Parti'de kongre tamamlandı.
Şimdi gözler kabineye çevrilmiş durumda. Kimlerin kabineye gireceği, hangi bakanların değişeceği dikkatli bir şekilde takip ediliyor.
Çünkü sıradan bir AK Parti kabinesi kurulmuyor.
Davutoğlu hükümetinin ardından olağanüstü kongre şartlarını yansıtan bir Bakanlar Kurulu teşkil ediliyor.
Yarı yarıya değişen MKYK’da bakan sayısı azaltıldı, parti yönetimi kadınlar ve gençlerle takviye edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Mayıs tarihinde külliyede bir araya geldiği AK Parti milletvekillerine, “Partiyi iyi çalıştırmak lazım. Partiyi şimdiden 2019 seçimlerine hazırlamak lazım.
Parti başarılı olursa hükümet de olur, başbakan da olur, cumhurbaşkanı da seçilir.
O nedenle parti çok önemli” demişti.
O nedenle hükümet ve parti ayrı ayrı güçlendirilerek, ‘güçlü parti, çalışan hükümet’ yönünde adım atıldı.
Bu Davutoğlu dönemindeki AK Parti’nin güçlü olmadığı ya da kabinenin çalışmadığı anlamına gelmiyor.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini, 12 Eylül ve 23 Mayıs kongrelerini başarıyla tamamlamış bir parti ve hükümet için ‘güçsüz’ ya da ‘çalışmıyor’ denilemez.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan başka bir dizaynın içinde, onu anlatmak için bu tanımları kullandım.
Yeni dönemde kabinenin profili kadar, işlevi de önemli olacak.
Dış politikada, dışarıdan bakılınca Türkiye Cumhuriyeti adına tek muhatabın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu, içeriden bakılınca da genel politikaları dış politika önceliklerini Erdoğan’ın tayin ettiği bir süreç.
"İçeriden bakılınca Erdoğan dışarıdan bakılınca Erdoğan"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iplerin koptuğu 29 Nisan MKYK’sından kısa bir süre önce bir ortamda Davutoğlu hakkında, “Ben Suudi Arabistan’a gidiyorum. 15 gün sonra Suudi Arabistan’a gidiyor. Ben Amerika’dan dönüyorum 15 gün sonra Amerika’ya gitmeye kalkışıyor” demişti.
Tek adamlık mı olacak? Bu tanıma tepki gösteriliyor.
Onun yerine, ikili yapı ortadan kaldırılacak tanımı tercih ediliyor.
Dışarıdan bakılınca Erdoğan görünecek, içeriden bakılınca da Erdoğan görünecek.
Hükümet kurma görevini devralan Binali Yıldırım yeni süreci, “Söz üstüne söz değil taş üstüne taş koyma zamanıdır” diye tarif etmişti.
Yatırımı, kalkınmayı, büyümeyi hedef alan icra ve inşa hükümeti.
Yeni hükümette iki alanda hissedilir değişiklikler yapılması bekleniyor.
1- Dış politikanın yönetilmesi.
2- Ekonomi yönetimi ve politikaları.
Yeni süreç, ‘yüksek profil, yüksek uyum’ olarak tanımlanmıştı. Buna uygun olarak dış dünya ile temaslarda Cumhurbaşkanı Erdoğan daha görünür olacak. Ekonomi politikalarında ise global piyasalarla uyumu ve fiyat istikrarını hedef alan ekonomi politikaları yerine, kalkınmayı, üretimi ve büyümeyi hedef alan politikalar ağır basacak. Ekonomideki faz değişikliğinin, ekonomi yönetimine de yansıması bekleniyor.
Hükümet kurulduğunda ilk işlerden biri uzun süredir boş tutulan Hazine müsteşarının atanması olacak. Bu arada Başbakanlık müsteşarıyla birlikte yüksek bürokraside önemli değişiklikler bekleniyor.
"Bakanların üçte birinin değişimi kesin gibi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu’nun başbakanlıktan ayrılma kararını açıkladığı 5 Mayıs tarihinde bir araya geldiği AK Parti milletvekillerine, yeni başbakanın tarifini, ‘uyum’ olarak vermişti.
Binali Yıldırım bunu, ‘tam uyum’ olarak açıkladı.
AK Parti kongresinde ‘tam uyumlu başbakan, tam uyumlu parti yönetimi’nin çıkarılması sağlandı.
Şimdi sıra ‘tam uyumlu kabine’de. MKYK’nın yarı yarıya değişmesi üzerine benzer bir değişikliğin kabinede de olacağı yönünde bir beklenti oluştu.
Ancak AK Parti kulislerinde kabinenin yarısının değişmesi beklenmiyor.
MKYK’ya giren bakanların, kabinedeki görevlerini bırakıp bırakmayacağı bilinmiyor.
Ama o yönde bir eğilim var.
Bakanlar Kurulu’nun üçte birinin değişmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bakanlar Kurulu’nun bugün açıklanması bekleniyor. Önce hükümet sonra ‘partili Cumhurbaşkanlığı’ 23 Mayıs kongresiyle birlikte AK Parti’de yeni bir döneme geçildi.
Bunu, ‘fiili partili Cumhurbaşkanlığı’ süreci olarak tanımlamak mümkün.
Sıra sistemin dönüşümünde.
Yeni hükümetin öncelikli işi, ‘partili Cumhurbaşkanlığı’ olacak.
Bugün açıklanacak olan yeni kabine için "Bakanlar Kurulu’nun üçte birinin değişmesine kesin gözüyle bakılıyor" diyen Selvi, "Dışarıdan bakılınca Erdoğan görünecek, içeriden bakılınca da Erdoğan görünecek" görüşünü dile getirdi.
Selvi'nin Hürriyet'te "Kabine bugün sırada partili Cumhurbaşkanlığı" başlığıyla yayımlanan (24 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
AK Parti'de kongre tamamlandı.
Şimdi gözler kabineye çevrilmiş durumda. Kimlerin kabineye gireceği, hangi bakanların değişeceği dikkatli bir şekilde takip ediliyor.
Çünkü sıradan bir AK Parti kabinesi kurulmuyor.
Davutoğlu hükümetinin ardından olağanüstü kongre şartlarını yansıtan bir Bakanlar Kurulu teşkil ediliyor.
Yarı yarıya değişen MKYK’da bakan sayısı azaltıldı, parti yönetimi kadınlar ve gençlerle takviye edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Mayıs tarihinde külliyede bir araya geldiği AK Parti milletvekillerine, “Partiyi iyi çalıştırmak lazım. Partiyi şimdiden 2019 seçimlerine hazırlamak lazım.
Parti başarılı olursa hükümet de olur, başbakan da olur, cumhurbaşkanı da seçilir.
O nedenle parti çok önemli” demişti.
O nedenle hükümet ve parti ayrı ayrı güçlendirilerek, ‘güçlü parti, çalışan hükümet’ yönünde adım atıldı.
Bu Davutoğlu dönemindeki AK Parti’nin güçlü olmadığı ya da kabinenin çalışmadığı anlamına gelmiyor.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini, 12 Eylül ve 23 Mayıs kongrelerini başarıyla tamamlamış bir parti ve hükümet için ‘güçsüz’ ya da ‘çalışmıyor’ denilemez.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan başka bir dizaynın içinde, onu anlatmak için bu tanımları kullandım.
Yeni dönemde kabinenin profili kadar, işlevi de önemli olacak.
Dış politikada, dışarıdan bakılınca Türkiye Cumhuriyeti adına tek muhatabın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu, içeriden bakılınca da genel politikaları dış politika önceliklerini Erdoğan’ın tayin ettiği bir süreç.
"İçeriden bakılınca Erdoğan dışarıdan bakılınca Erdoğan"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iplerin koptuğu 29 Nisan MKYK’sından kısa bir süre önce bir ortamda Davutoğlu hakkında, “Ben Suudi Arabistan’a gidiyorum. 15 gün sonra Suudi Arabistan’a gidiyor. Ben Amerika’dan dönüyorum 15 gün sonra Amerika’ya gitmeye kalkışıyor” demişti.
Tek adamlık mı olacak? Bu tanıma tepki gösteriliyor.
Onun yerine, ikili yapı ortadan kaldırılacak tanımı tercih ediliyor.
Dışarıdan bakılınca Erdoğan görünecek, içeriden bakılınca da Erdoğan görünecek.
Hükümet kurma görevini devralan Binali Yıldırım yeni süreci, “Söz üstüne söz değil taş üstüne taş koyma zamanıdır” diye tarif etmişti.
Yatırımı, kalkınmayı, büyümeyi hedef alan icra ve inşa hükümeti.
Yeni hükümette iki alanda hissedilir değişiklikler yapılması bekleniyor.
1- Dış politikanın yönetilmesi.
2- Ekonomi yönetimi ve politikaları.
Yeni süreç, ‘yüksek profil, yüksek uyum’ olarak tanımlanmıştı. Buna uygun olarak dış dünya ile temaslarda Cumhurbaşkanı Erdoğan daha görünür olacak. Ekonomi politikalarında ise global piyasalarla uyumu ve fiyat istikrarını hedef alan ekonomi politikaları yerine, kalkınmayı, üretimi ve büyümeyi hedef alan politikalar ağır basacak. Ekonomideki faz değişikliğinin, ekonomi yönetimine de yansıması bekleniyor.
Hükümet kurulduğunda ilk işlerden biri uzun süredir boş tutulan Hazine müsteşarının atanması olacak. Bu arada Başbakanlık müsteşarıyla birlikte yüksek bürokraside önemli değişiklikler bekleniyor.
"Bakanların üçte birinin değişimi kesin gibi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu’nun başbakanlıktan ayrılma kararını açıkladığı 5 Mayıs tarihinde bir araya geldiği AK Parti milletvekillerine, yeni başbakanın tarifini, ‘uyum’ olarak vermişti.
Binali Yıldırım bunu, ‘tam uyum’ olarak açıkladı.
AK Parti kongresinde ‘tam uyumlu başbakan, tam uyumlu parti yönetimi’nin çıkarılması sağlandı.
Şimdi sıra ‘tam uyumlu kabine’de. MKYK’nın yarı yarıya değişmesi üzerine benzer bir değişikliğin kabinede de olacağı yönünde bir beklenti oluştu.
Ancak AK Parti kulislerinde kabinenin yarısının değişmesi beklenmiyor.
MKYK’ya giren bakanların, kabinedeki görevlerini bırakıp bırakmayacağı bilinmiyor.
Ama o yönde bir eğilim var.
Bakanlar Kurulu’nun üçte birinin değişmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bakanlar Kurulu’nun bugün açıklanması bekleniyor. Önce hükümet sonra ‘partili Cumhurbaşkanlığı’ 23 Mayıs kongresiyle birlikte AK Parti’de yeni bir döneme geçildi.
Bunu, ‘fiili partili Cumhurbaşkanlığı’ süreci olarak tanımlamak mümkün.
Sıra sistemin dönüşümünde.
Yeni hükümetin öncelikli işi, ‘partili Cumhurbaşkanlığı’ olacak.