Abdi İpekçi, ölümünün 40. yılında mezarı başında anıldı
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarıyken uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Abdi İpekçi, ölümünün 40. yılında mezarı başında anıldı.
Maçka’daki evinin bulunduğu sokakta 40 yıl önce karanlık bir suikasta kurban giden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi bugün mezarı başında anıldı. Zincirlikuyu’daki kabri başında düzenlenen törene İpekçi’nin ailesi, meslektaşları ve sevenleri katıldı.
Abdi İpekçi'nin Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başındaki anmaya kızı Nükhet İpekçi İzet, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Basın Konseyi Genel Sekreteri Mustafa Eşmen, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Demirören Medya çalışanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
Anma töreni Kur'an-ı Kerim okunması ile başladı ve ardından dualar edildi.
"Faili meçhuller çözülmezse gazetecilere yönelik saldırılar devam edecek"
Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet anmada yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Yıllar içinde sürekli çoğalan cinayetlerin ardından, mecburen başvurulan sloganlar, şarkılar, anıtlar, şiirler, çiçekler, sorularımızın cevaplarını oluşturacak heceleri sökmeye yetmedi. Susurluk döneminde birkaç cümle kurabilir oldum. 15 Temmuz'dan sonra farklı bir yol ayrımına girdik. Daha somut kelimeler, daha şeffaf cümleleri, daha açık adresler, işitmeye, görmeye ve söylemeye başladık. Şu 40 yıl içinde birbirlerine karşıt siyasi görüşteki çeşit çeşit topluluklar, yaşadıkları kayıpları, süre giden hukuksuzlukları vurgulamak için büyük salonlarda, geniş caddelerde bol bol buluştular. Ama Gladyo, PKK, kontrgerilla, Türkiye derin devleti, ABD derin devlet ve her ikisinin farklı yan örgütlerinin sahneledikleri oyunları tam anlamıyla tanıma, anlama alanı hep çok dardı. Duruşma salonlarına katılım ise hep azdı. 40 yıl önce de öyle idi. Şimdi de öyle. Son Hrant Dink davasındaki izleyicilerin azlığı çok şaşırtıcı. Demek ki toplumu sarsan, cinayetlerin takipçi kitlesi bu konuları duruşma salonlarında bilgi ile akılla izlemektense, yıldönümlerinde anıtlarda, konserlerde toplanıp izlemeyi daha elverişli buluyor."
"40 yıllık bir hukuksuzluğu sorguluyoruz"
"Keşke geriye dönük davalar açılabilse, zaman aşımı tekniğinin engelleri aşılabilse ve tabi keşke takip edilebilecek dosyalar olabilse. Çünkü bildiğiniz gibi, kimilerimizin dosyası bile adliyede her nasılsa kaybedilip yok edildi. Kimilerimizin dava dosyası bir yana bir mezarı bile yok. Artık karanfiller de dayanamıyor. Gırtlağa takılı kalmış bir acının ve hukuksuzluğa olan isyanın yoğunluğu Umut Bahçeçi'nin elindeki karanfili bir nefeste, sapından koparıp havaya savuracak denli yüksek olabiliyor. İşte şimdi yine bir mezarın başında 40 yıllık bir hukuksuzluğu sorguluyoruz. Hakikat ihtiyacımızı dile getiriyoruz. O hakikaten resmen kayda geçirilmesini talep ediyoruz. İyice demlenmiş bir tarihten süzülenlere bakmaktayız. Adımlarımız geriye gittikçe bugünü daha iyi görüyoruz. Hasan Fehmi'ye kadar gidip bugüne kadar gelebiliriz. 40 yıl yada 110 yıl olduğumuz yerde saydığımızı görebiliriz."
"Hiç kimsenin ölümünü temenni etmemişti"
Abdi İpekçi'nin yaşamı boyunca sevgi içinde olduğunu belirten Nükhet İpekçi İzet, "Karşısındaki ile hemhal olabilen biriydi. Bu dünyaya insan olmaya gelmişti. Hiç kibirsizdi ama hasiyetliydi ve ülke hasiyeti için didinmişti. Hiç kimsenin ölümünü temenni etmemişti. Ne yazık ki onu hakiki haliyle tam kendiyle, samimiyeti ile tanımış olanlar artık teker teker hayattan ayrılıyorlar. Tanıklıkları hep eksik kalacak" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto da anma programında konuştu. Olcayto , "Abdi Bey'in katledilişinin üzerinden 40 yıl geçti. Ama halen faili meçhul dosyalar tozlu raflarda duruyor. Biz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, o dosyaların biran önce meclise getirilmesini istiyoruz. Araştırma komisyonun kurulmasını, kurulmasa bile en azından konuşulmasını istiyoruz. Çünkü bu faili meçhuller önlenmezse, gazetecilere yönelik saldırılar devam edecek. Bu durumdan endişeliyiz" dedi