04 Şub 2012 00:50 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:18

ABDİ İPEKÇİ “SABETAYİST” OLDUĞU İÇİN Mİ ÖLDÜRÜLDÜ?

Atilla Akar, Yurt Gazetesi'ndeki köşesinde Abdi İpekçi'nin ölümündeki “Sır”rı yazdı ve bu konudaki yanlış iddiaları eleştirdi&... İşte o yazı&...

Türkiye’de suikastlar konusuna benim kadar “Takmış” yazar var mıdır acaba? Aynı şekilde bu konulardaki çarpıtmaları temizleyebilmek için elimden geleni yaptığımı zannediyorum. Bu yüzden kendimi bir tür “Tarih çöpçüsü” bile hissettiğim oldu. Şimdi bu tarz “Yaklaşım”lara bir yenisi daha eklenmiş bulunuyor. Zaman Gazetesi’nden Hüseyin Gülerce’nin 1 Şubat tarihli “Abdi İpekçi-Soner Yalçın” yazısına göre Abdi İpekçi “Sabetayist” olmakla suçlandığı için öldürülmüş.

İpekçi’nin öldürülüş nedenine dair bir sürü iddia duydum ama böylesini hiç duymamıştım! Olayı böyle yansıtmak M. Ali Ağca’nın Papa’yı sadece Hıristiyan olduğu için vurduğunu söylemekten farkı yoktur. Gerçekte Ağca ne İpekçi’yi ne de Papa’yı “Dini kimlikleri” yüzünden vurmamıştır. (Bunlar tetikçilerin arızalı iç algı dünyalarında davranışlarını “Haklılaştırıcı” ideolojik besleyiciler olabilir o kadar!). Böylesi olaylar muhakkak derin odak ve planlar içinde bir yere oturur. Bu gibi tezler gerçeğin üzerini örter ancak.

Öte yandan Türkiye gündemine “Sabetayizm meselesi”ni sokan, neredeyse olan biten her şeyi bu olgu ile açıklayan gerçekte İslami/Sağ harekettir. Solun bu konu ile “Tanışması” çok sonralarıdır. Oysa Gülerce “Hâlbuki Soner Yalçın, Abdi İpekçi'nin katledilmesini, onun kökenine bağlayarak meşru gösterilmesine hizmet edenlerin başında geliyor.” diye başlayıp “Prof. Yalçın Küçük'le birlikte Türkiye'de Yahudi düşmanlığını körükleyen, Sabetayist histerisini başlatan, insanları soy-sop avcılığına teşvik eden…” diye devam ediyor.

Dediğim gibi eğer Türkiye’de bir “Sabetayizm histerisi”, “Soy, sop avcılığı” yapılmışsa bunu başlatan Gülerce’nin de içinde olduğu “Muhafazakâr-Sağ” gelenektir. (Aldım başıma belayı. Benim hakkımda da etiketlemeler başlar şimdi!) Kaldı ki, araştırmalara ambargo konulup, “Anti-Semitizm yapılıyor” diye yaygara mı koparılacak? Eğri oturalım doğru konuşalım; şayet bir “Anti-Semitizm” aranacaksa kimse Muhafazakâr-Sağ geleneğin eline su dökemez!

Diğer yandan İpekçi’nin “Sabetayist” olduğunu tespit etmek başka “Hedef gösterip”, cinayeti “Meşru göstermek” başkadır. Oysa Gülerce “Abdi İpekçi'nin Sabetayist olduğu propagandası yapılmış…” diyor. Nedense ben böyle bir şey hatırlamıyorum. (Kaldı ki o dönem ne Yalçın Küçük’ün ne de Soner Yalçın’ın araştırmaları ortada vardı.) Ayrıca o dönem solundakilerin “Sabetayizm”in “S”sini bile duyduklarını sanmıyorum. Kaldı ki M. Ali Ağca’nın “Solcu” değil, “Sağcı” olduğu malum. Sırf bu nokta bile bahsedilen “Güdüleme”nin esas olarak sağa ait olduğunu ispatlar zaten.

Bana kalırsa; İpekçi başka bir inanış mensubu da olsa öldürülecekti. Çünkü Gladyo’nun tekerine çomak sokmuştu. İtalya’da Aldo Moro’yu ölüme götüren Hıristiyan-Demokratlarla Komünistlerin “Tarihsel uzlaşma” planı neyse İpekçi’de o gün için “Hayal gibi” görünen “CHP/AP koalisyonu” peşindeydi. Somut adımlarda atmıştı. Başarsaydı 12 Eylül olmazdı. Bu ise Gladyo’nun darbe planlarına tersti. İpekçi’nin ölümündeki “Sır” buydu.

Abdi İpekçi ister “Sabetayist” ister “Budist”, ister “Yahudi” ister “Eskimo” kökenli olsun, yurtsever bir gazetecimizdi. Bu vesileyle saygıyla anıyorum…