ABD ve Avrupa'da yükselen İslamofobi, Washington'da tartışıldı
- Salzburg Üniversitesinden Hafez:- "İslamofobi, Avrupa'daki daha büyük ve kurumsal düzeydeki ırksal hiyerarşinin bir parçası"- Sosyal Politika ve Anlayış Enstitüsünden Mogahed:- "Amerikan medyasında Müslümanlarla ilgili negatif algı içeren haberler yüzde 80'lere ulaşıyor ve bu oran Kuzey Kore'den..
WASHINGTON (AA) - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Şubesi (SETA DC) tarafından düzenlenen panelde, son dönemde Amerikalı ve Avrupalı birçok politikacının "siyasi mobilizasyon" amacıyla İslamofobiyi bir araç olarak kullandığına vurgu yapıldı.
SETA DC tarafından düzenlenen "ABD ve Avrupa'da İslamofobi: Politika Çıkarımları" başlıklı panele SETA İstanbul'dan Enes Bayraklı, Salzburg Üniversitesinden Farid Hafez, Sosyal Politika ve Anlayış Enstitüsünden (ISPU) Dalia Mogahed ve Amerikan-İslam İlişkileri Konseyinden (CAIR) Corey Saylor konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü SETA DC'den Ahmet Selim Tekelioğlu yaptı.
Avrupa'da özellikle aşırı sağ politikacıların İslamofobiyi kitleleri mobilize etmekte bir araç olarak kullandıklarına işaret eden Bayraklı, özellikle Paris saldırılarının ardından kıta genelinde İslamofobinin ciddi biçimde yükseldiğine vurgu yaptı.
Birçok Avrupa ülkesinde çok sayıda İslamofobik uygulama örneği olmasına rağmen bu konunun çok az çalışıldığına dikkati çeken Bayraklı, söz konusu ülkelerin çoğunda nefret suçlarını engellemeye yönelik yasal bir altyapının da olmadığını dile getirdi.
Avusturya'dan gelerek toplantıya katılan Hafez ise Amerikalıların Cumhuriyetçi başkan aday adayı Donald Trump ile daha yoğun hissetmeye başladığı İslamofobik durumun 15 yıldır Avrupa'da yaşandığını kaydetti.
İslam ve Müslümanlar üzerinden geliştirilen korkuların genelde siyasi mobilizasyon için kullanıldığına ve kıtanın genlerinde bu korkuların olduğuna işaret eden Hafez, "İslamofobi, Avrupa'daki daha büyük ve kurumsal düzeydeki ırksal hiyerarşinin bir parçasıdır" şeklinde konuştu.
Avrupa'da birçok ülkede insanların bu durumu adeta "normal" kabul ettiklerine de dikkati çeken Hafez, bu durumun medyaya pek yansımayan birçok toplumsal soruna da kaynaklık ettiğini belirtti.
ABD'de son dönemde yükselen İslamofobinin sadece Müslümanları değil, tüm Amerikalıları daha güvensiz ve daha az özgür hale getirdiğine vurgu yapan ISPU araştırma direktörü Dalia Mogahed ise bu noktada özellikle Cumhuriyetçi siyasetçilerin söylemlerini eleştirdi.
"İslamofobi ile İslam ve Müslümanlar, terörist söylemle adeta özdeşleştiriliyor ve bu durum tüm Amerikan halkını daha güvensiz hale getiriyor" diyen Mogahed, Trump'ın bu söylemi kampanyasında hala kullandığını kaydetti.
- "Müslümanlarla ilgili negatif algı içeren haberler yüzde 80'lere ulaşıyor"
Yükselen İslamofobi ile ülkede nefret suçlarında da önemli artışların yaşandığını ancak bunların ulusal medya tarafından görmezden gelindiğini ifade eden Mogahed, "Amerikan medyasında Müslümanlarla ilgili negatif algı içeren haberler yüzde 80'lere ulaşıyor ve bu oran Kuzey Kore'den bile daha yüksek" şeklinde konuştu.
Mogahed, belli toplumsal koşullara sahip her toplumda terörizmin ortaya çıkabileceğine işaret ederek terörle Ortadoğu'nun özdeş düşünülmesinin yanlış olduğunu ifade etti.
ABD'de uzun yıllardır varlığını sürdüren Ku Klux Klan (KKK) terör örgütünden çok az bahsedildiğini kaydeden Mogahed, bu ve benzeri örgütlerin de din adına cinayetler işlediğini ancak bunların medyada yer bulamadığını dile getirdi.
CAIR yöneticisi Corey Saylor ise başta Trump olmak üzere özellikle bazı Cumhuriyetçi politikacıların İslamofobik söylemlerinin sadece Amerikan halkına zarar verdiğini ve Anayasal dayanaktan yoksun olduğunu vurguladı.
"Trump'ın 'Müslümanların ABD'ye girişini engelleyelim' söylemi sadece kendi ülkemizi mahvediyor" diyen Saylor, Amerikalı Müslümanların ABD'nin doğal bir parçası olduğuna ve bu toplumsal kesime "şüpheli" muamelesi yapılmasının ülkedeki tüm toplumsal gruplara zarar vereceğine işaret etti.
Amerikan politikasında "korku" unsurunun son dönemde giderek daha fazla kullanılan bir araç haline geldiğini anlatan Saylor, bu durumun çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekti.
Toplantının sonunda Bayraklı ve Hafez tarafından editörlüğü yapılan 582 sayfalık "2015 Avrupa İslamofobi Raporu"nun tanıtımı da yapıldı. Rapor, 25 Avrupa ülkesinde geçtiğimiz yıl yaşanan İslamofobik olayları bir araya getiriyor.