06 Haz 2014 11:52
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:16
AA müdüründen ilginç başvuru!
Anadolu Ajansı (AA) Diyarbakır Bölge Müdürü Erdem Gültekin, Taraf gazetesinde Emre Uslu'nun "Tuhaf Bir Dinleme Haber...
Anadolu Ajansı (AA) Diyarbakır Bölge Müdürü Erdem Gültekin, Taraf gazetesinde Emre Uslu'nun "Tuhaf Bir Dinleme Haberi" başlıklı yazısında hakkında dinleme yapıldığı yönündeki iddialar üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
Gültekin, savcılığa verdiği dilekçede, hangi suç ile suçlandığı ve ne kapsamda dinlendiği konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti.
Eğer bir soruşturma söz konusu ise soruşturmanın hukuka uygun yürütülmediği, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği ve hukuk devleti ilkesinden uzaklaşılarak hukuki güvenlik ilkesinin zedelendiğini vurgulayan Gültekin, daha ciddi hak kaybına uğramamak için adına basına yansıyan bu soruşturmanın içeriği hakkında bilgi sahibi olmak istediğini bildirdi.
Gültekin, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Hakkımda dinleme kararı hangi tarihte kim tarafından verilmiştir. Bu dinleme ne kadar süre ile devam etmiştir? Dinleme kararı ve sonrasında var ise uzatma kararları usule uygun şekilde alınmış mıdır? Dinlemeye esas teşkil eden suçlamalar nelerdir? Tarafıma atfedilen suç için dinleme kararının alınmasını gerektirecek, 'kuvvetli şüphe' kriteri oluşmuş mudur? Dinleme neticesinde elde edilmiş ses kayıtlarının muhafazası güvenli ortamda yapılabilmiş ve soruşturma içeriğine sağlıklı biçimde aktarılabilmiş midir?"
Dilekçesinde, haberlerde yer alan iddialar çerçevesinde, böyle bir isnat altında bırakılması ve bunun hukuki araçlar kullanılarak yapılmış olmasının keyfi olarak kişi ve kurumların dinlenebileceğine ilişkin önemli bir tehdit oluşturduğuna ve hukuk güvenliği ilkesinin zedelendiğine işaret eden Gültekin, şunlara vurgu yaptı:
"Ayrıca ismimin bu şekilde şaibeli oluşturulmuş bir dosyada yer alması, bilgilerimin ve görüşmelerimin kayıt altına alınmış olduğu iddiası da kişilik haklarımı, ismimi ve itibarımı zedelemektedir. Suç ve cezanın kişiselliği ilkesine aykırı olarak, soruşturma dahilinde olmayan kişilerin de görüşmelerinin kayıt altına alınmış olabileceği iddiaları bulunmaktadır. Bu kapsamda ismim listede yer almış ise de kişilik haklarımın, haberleşme hürriyetimin büyük ölçüde ihlal edildiği ortadadır. Mezkur iddiaların gerçek olup olmadığının, şüphelilerin görevini ve sahip olduğu makamları kötüye kullanıp kullanmadığının tahkik edilmesi zarureti oluşmuştur. Ayrıca, eğer iddialar gerçek ise, 'Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması', 'Özel hayatın gizliliğini ihlal', 'Kişisel verilerin kaydedilmesi', 'İftira', 'Suç uydurma', 'Haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi' suçlarının oluşup oluşmadığının tahkik edilmesi gerekmektedir."
Öncelikle mezkur iddialar hakkında kapsamlı bir inceleme yapılmasını talep eden Gültekin, "Delil tespiti ve adı geçen soruşturma dosyalarının ve delillerin toplanması, ilgili mahalde araştırmaların yapılması, yapılacak soruşturma neticesinde sorumluluğu tespit edilecek tüm şüphelilerden, adli ve idari soruşturmaların yapılarak cezalandırılmalarının temini ve soruşturma süresince haklarımın korunmasının temini için, bu konuda oluşacak her türlü zarar için maddi ve manevi tazminat haklarım saklı kalmak üzere, başvuruda bulunmak zarureti hasıl olmuştur" ifadesini kullandı.
Gültekin, Türk Ceza Kanunu hükümlerine muhalefetle suç işleyen şüpheliler hakkında eylemlerine uyan mevzuat kapsamında soruşturma yapılarak, şüphelilerin cezalandırılmalarını da talep etti.
Gültekin, savcılığa verdiği dilekçede, hangi suç ile suçlandığı ve ne kapsamda dinlendiği konusunda bilgi sahibi olmadığını belirtti.
Eğer bir soruşturma söz konusu ise soruşturmanın hukuka uygun yürütülmediği, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği ve hukuk devleti ilkesinden uzaklaşılarak hukuki güvenlik ilkesinin zedelendiğini vurgulayan Gültekin, daha ciddi hak kaybına uğramamak için adına basına yansıyan bu soruşturmanın içeriği hakkında bilgi sahibi olmak istediğini bildirdi.
Gültekin, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Hakkımda dinleme kararı hangi tarihte kim tarafından verilmiştir. Bu dinleme ne kadar süre ile devam etmiştir? Dinleme kararı ve sonrasında var ise uzatma kararları usule uygun şekilde alınmış mıdır? Dinlemeye esas teşkil eden suçlamalar nelerdir? Tarafıma atfedilen suç için dinleme kararının alınmasını gerektirecek, 'kuvvetli şüphe' kriteri oluşmuş mudur? Dinleme neticesinde elde edilmiş ses kayıtlarının muhafazası güvenli ortamda yapılabilmiş ve soruşturma içeriğine sağlıklı biçimde aktarılabilmiş midir?"
Dilekçesinde, haberlerde yer alan iddialar çerçevesinde, böyle bir isnat altında bırakılması ve bunun hukuki araçlar kullanılarak yapılmış olmasının keyfi olarak kişi ve kurumların dinlenebileceğine ilişkin önemli bir tehdit oluşturduğuna ve hukuk güvenliği ilkesinin zedelendiğine işaret eden Gültekin, şunlara vurgu yaptı:
"Ayrıca ismimin bu şekilde şaibeli oluşturulmuş bir dosyada yer alması, bilgilerimin ve görüşmelerimin kayıt altına alınmış olduğu iddiası da kişilik haklarımı, ismimi ve itibarımı zedelemektedir. Suç ve cezanın kişiselliği ilkesine aykırı olarak, soruşturma dahilinde olmayan kişilerin de görüşmelerinin kayıt altına alınmış olabileceği iddiaları bulunmaktadır. Bu kapsamda ismim listede yer almış ise de kişilik haklarımın, haberleşme hürriyetimin büyük ölçüde ihlal edildiği ortadadır. Mezkur iddiaların gerçek olup olmadığının, şüphelilerin görevini ve sahip olduğu makamları kötüye kullanıp kullanmadığının tahkik edilmesi zarureti oluşmuştur. Ayrıca, eğer iddialar gerçek ise, 'Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması', 'Özel hayatın gizliliğini ihlal', 'Kişisel verilerin kaydedilmesi', 'İftira', 'Suç uydurma', 'Haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi' suçlarının oluşup oluşmadığının tahkik edilmesi gerekmektedir."
Öncelikle mezkur iddialar hakkında kapsamlı bir inceleme yapılmasını talep eden Gültekin, "Delil tespiti ve adı geçen soruşturma dosyalarının ve delillerin toplanması, ilgili mahalde araştırmaların yapılması, yapılacak soruşturma neticesinde sorumluluğu tespit edilecek tüm şüphelilerden, adli ve idari soruşturmaların yapılarak cezalandırılmalarının temini ve soruşturma süresince haklarımın korunmasının temini için, bu konuda oluşacak her türlü zarar için maddi ve manevi tazminat haklarım saklı kalmak üzere, başvuruda bulunmak zarureti hasıl olmuştur" ifadesini kullandı.
Gültekin, Türk Ceza Kanunu hükümlerine muhalefetle suç işleyen şüpheliler hakkında eylemlerine uyan mevzuat kapsamında soruşturma yapılarak, şüphelilerin cezalandırılmalarını da talep etti.