01 Şub 2014 16:40
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:54
AA Genel Müdürü olay fotoğrafların bilinmeyenlerini El-Cezire'ye anlattı!
AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, Suriye'de işlenen insanlık suçları ve işkencenin delili niteliğindeki fotoğrafların yayınlanma aşamasına kadar geçen süreci El-Cezire kanalına anlattı.
Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal
Öztürk, Suriye'de işlenen insanlık suçları ve işkencenin delili
niteliğindeki fotoğrafların yayınlanma aşamasına kadar geçen sürece
ilişkin El-Cezire kanalına konuştu.
Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan Caesar kod adlı kişinin sızdırdığı ve dünya gündemine oturan fotoğraflara ilişkin yayımlanan özel programda konuşan Öztürk, rejim tarafından uygulanan şiddetin boyutunu gözler önüne seren fotoğrafların ortaya çıkması ve yayınlanması sürecini El-Cezire'de anlattı.
Fotoğrafların, güvenilirliğinin tespit edilmesinden sonra yayımlandığını belirten Öztürk, "Londra'da bulunan ve uzman kişilerden oluşan komite, fotoğrafları çeşitli incelemelerden, testlerden geçirdi. Işıklarında dahi hiçbir oynama yapılmadığı, tamamen orijinal fotoğraflar olduğu uzmanlarca tespit edildi" dedi.
"Bosna Hersek'te yaşananların şu anda Suriye'de yaşandığına inanıyorum" diyen Öztürk, "Her ikisi de 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilerin maruz kaldığı 'Holokost'tan' bu yana işlenen en büyük insanlık suçları. Biz, bu fotoğraflarda insanlığın en çirkin şekilde aşağılandığını görüyoruz" ifadesini kullandı.
Fotoğrafların Suriye'deki krizi çözmek amacıyla düzenlenen Cenevre-2 Konferansı'nın hemen öncesinde yayımlandığının hatırlatılması üzerine Öztürk, söz konusu söylentilerin doğru olmadığını vurgulayarak, "Zamanlama, fotoğrafların incelenmesi ve sızdıran kişinin dinlenmesiyle ilgili. Bu işlemlerin ardından rapor kamuoyuyla paylaşıldı" diye konuştu.
AA ekibinin fotoğrafların yayınlanması sırasında psikolojik anlamda bir takım zorluklar çektiğini dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:
"Bu bizim açımızdan çok zor bir karardı. Fotoğrafları gördüğümüz andan itibaren ciddi anlamda psikolojik olarak etkilendik. Bazı geceler gözümüze uyku girmedi. Fotoğraflar üzerinde çalışan ekibimizin yaşadığı depresyona bağlı sorunlar, ekipte değişikliğie gitmemize ve bu konuyla ilgilenen kişi sayısını azaltmamıza sebep oldu."
- "Eğer korksaydık, haberlerimizde insanlığın gerçeklerini yayınlayamazdık"
Fotoğrafların yayınlanmasının ardından AA'nın maruz kaldığı linç kampanyasına da değinen Öztürk, "Fotoğraflar yayınlandığında ciddi bir şekilde hedef olacağımızı biliyorduk. Bizimle çalışanlar ve arkadaşlarımız tehdit edildi. Sosyal medyada aleyhimize kampanyalar başlatıldı" dedi.
"Eğer korksaydık, haberlerimizde insanlığın gerçeklerini yayınlayamazdık" diyen Öztürk, fotoğrafların "insani içeriğe sahip" olduğuna dikkati çekti.
Öztürk, AA tarafından yayınlanan fotoğrafların, uyandırdığı yankıyı ise şu sözlerle ifade etti:
"İnsanlık vicdanı bu fotoğraflarla sarsıldı. 30 TV kanalı yayınlarını keserek, fotoğrafları yayınladı. Uluslararası yayın yapan kanallarda da fotoğraflar yayınlandı. Sosyal medyada fotoğraflar geniş yer buldu, bu haber ve fotoğraflara ilişkin 500 bin tweet atıldı. Fotoğrafların yayınlanmasının ardından korkunun çığlıkları dünyanın her yerinde yankılandı. İnsanlık vicdanı bu fotoğraflarla sarsıldı."
Fotoğrafların yayınlanması esnasında herhangi bir siyasi baskıya maruz kalmadıklarını aktaran Öztürk, "Biz bağımsızız, hükümetten talimat almıyoruz. Basın özgürlüğümüzü istediğimiz şekilde kullanıyoruz. Türk, Mısır ya da ABD yönetimini de dikkate almıyoruz, özel birtakım kriterlerimiz var" ifadesini kullandı.
Öztürk, sorumluların Lahey'de yargılanması gerektiğini vurguladı.
Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan Caesar kod adlı kişinin sızdırdığı ve dünya gündemine oturan fotoğraflara ilişkin yayımlanan özel programda konuşan Öztürk, rejim tarafından uygulanan şiddetin boyutunu gözler önüne seren fotoğrafların ortaya çıkması ve yayınlanması sürecini El-Cezire'de anlattı.
Fotoğrafların, güvenilirliğinin tespit edilmesinden sonra yayımlandığını belirten Öztürk, "Londra'da bulunan ve uzman kişilerden oluşan komite, fotoğrafları çeşitli incelemelerden, testlerden geçirdi. Işıklarında dahi hiçbir oynama yapılmadığı, tamamen orijinal fotoğraflar olduğu uzmanlarca tespit edildi" dedi.
"Bosna Hersek'te yaşananların şu anda Suriye'de yaşandığına inanıyorum" diyen Öztürk, "Her ikisi de 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilerin maruz kaldığı 'Holokost'tan' bu yana işlenen en büyük insanlık suçları. Biz, bu fotoğraflarda insanlığın en çirkin şekilde aşağılandığını görüyoruz" ifadesini kullandı.
Fotoğrafların Suriye'deki krizi çözmek amacıyla düzenlenen Cenevre-2 Konferansı'nın hemen öncesinde yayımlandığının hatırlatılması üzerine Öztürk, söz konusu söylentilerin doğru olmadığını vurgulayarak, "Zamanlama, fotoğrafların incelenmesi ve sızdıran kişinin dinlenmesiyle ilgili. Bu işlemlerin ardından rapor kamuoyuyla paylaşıldı" diye konuştu.
AA ekibinin fotoğrafların yayınlanması sırasında psikolojik anlamda bir takım zorluklar çektiğini dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:
"Bu bizim açımızdan çok zor bir karardı. Fotoğrafları gördüğümüz andan itibaren ciddi anlamda psikolojik olarak etkilendik. Bazı geceler gözümüze uyku girmedi. Fotoğraflar üzerinde çalışan ekibimizin yaşadığı depresyona bağlı sorunlar, ekipte değişikliğie gitmemize ve bu konuyla ilgilenen kişi sayısını azaltmamıza sebep oldu."
- "Eğer korksaydık, haberlerimizde insanlığın gerçeklerini yayınlayamazdık"
Fotoğrafların yayınlanmasının ardından AA'nın maruz kaldığı linç kampanyasına da değinen Öztürk, "Fotoğraflar yayınlandığında ciddi bir şekilde hedef olacağımızı biliyorduk. Bizimle çalışanlar ve arkadaşlarımız tehdit edildi. Sosyal medyada aleyhimize kampanyalar başlatıldı" dedi.
"Eğer korksaydık, haberlerimizde insanlığın gerçeklerini yayınlayamazdık" diyen Öztürk, fotoğrafların "insani içeriğe sahip" olduğuna dikkati çekti.
Öztürk, AA tarafından yayınlanan fotoğrafların, uyandırdığı yankıyı ise şu sözlerle ifade etti:
"İnsanlık vicdanı bu fotoğraflarla sarsıldı. 30 TV kanalı yayınlarını keserek, fotoğrafları yayınladı. Uluslararası yayın yapan kanallarda da fotoğraflar yayınlandı. Sosyal medyada fotoğraflar geniş yer buldu, bu haber ve fotoğraflara ilişkin 500 bin tweet atıldı. Fotoğrafların yayınlanmasının ardından korkunun çığlıkları dünyanın her yerinde yankılandı. İnsanlık vicdanı bu fotoğraflarla sarsıldı."
Fotoğrafların yayınlanması esnasında herhangi bir siyasi baskıya maruz kalmadıklarını aktaran Öztürk, "Biz bağımsızız, hükümetten talimat almıyoruz. Basın özgürlüğümüzü istediğimiz şekilde kullanıyoruz. Türk, Mısır ya da ABD yönetimini de dikkate almıyoruz, özel birtakım kriterlerimiz var" ifadesini kullandı.
Öztürk, sorumluların Lahey'de yargılanması gerektiğini vurguladı.