12 Oca 2012 10:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:13
A BE ATSAM ÖNÜNE BİR ONLUK!...NAZLI ILICAK NE ZAMAN FALCI OLDU?
Vatan yazarı Mustafa Mutlu'dan, Nazlı Ilıcak'ı çıldırtatacak bir yazı.
İşte Mustafa Mutlu’nun o yazısı...
Nazlı Ilıcak falcı mı oldu?
Gazeteciler fal bakmaz, kâhin gibi gelecekten haber vermez... Somut verilerden hareket ederek, sonuca gider...
Oysa Sabah Yazarı Nazlı Ilıcak, CNN Türk’te yayınlanan Dört Bir Taraf adlı programda, “tek şikâyetçisi” olduğu Oda TV davasıyla ilgili resmen fal baktı!
Bu faldan yola çıkarak da çok önemli bir iddiada bulundu:
“Dava, 23 Ocak’taki duruşmada sonuçlanacak. Benim edindiğim bilgiye göre önümüzdeki duruşmada sanıkların eksik kalan sorguları da yapılacak ve önemli bir kısmı serbest kalacak. Aralarında Müyesser Yıldız, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de olduğu gazeteciler özgürlüklerine kavuşacak...”
***
Nazlı Ilıcak, bu sözleri ne amaçla söyledi, bilemiyorum.
Kimileri bunun arkasında, “Mahkemeyi manevi baskı altına alma ve sanıkların salıverilmelerini geciktirme çabası” olduğunu vurguluyor.
Ancak bu sözler herkesten çok; haklı olarak, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’ni rahatsız etti. Mahkeme Başkanı Hâkim Mehmet Ekinci’yi ısrarla aradım ve görüştüm. Sözleri şöyle:
“Ben bu mahkemeye yeni atandım. Aynı zamanda şike davasına da bakıyoruz. Yani daha ben bile dosyaları doğru dürüst incelememişken, bu hanımefendi kararın içeriğini ve çıkacak tarihi nereden biliyor ve nasıl bu kadar emin konuşuyor anlamış değilim... Herkes bilmelidir ki, birilerinin, mahkemeler adına karar ihdas etmeleri suçtur. Bu nedenle bu beyan için basın savcılarının görevlerini yapacaklarından şüphemiz yoktur.”
STV’NİN HABERCİLİĞİ
Sayın Ekinci’ye, STV’nin son duruşmadaki “tahliye taleplerinin reddi” kararını, mahkemenin resmi açıklamasından 21 dakika önce seyircilerine duyurmasını da sordum. Yanıtı netti:
“O kararı alırken odada sadece ben ve iki üye hâkim vardı. Kâtip bile yoktu. Biz de kararı açıkladığımız dakikaya kadar hep birlikteydik. Asla bir sızdırma olmadı. Zaten olması da mümkün değildir. STV, büyük bir olasılıkla savcının mütalaasını, ‘Mahkemeden de karar böyle çıkar’ önyargısıyla haberleştirmiş olabilir. Ama bize göre bu da suçtur ve basın savcılarının bunun da gereğini yerine getireceklerine inanıyorum.”
***
Sonuç olarak Türkiye, tüm dikkatlerin mahkemeler üzerinde toplandığı çok önemli bir süreçten geçiyor...
Hepimize düşen bir görev var:
Yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına yönelik oyunlara karşı uyanık olmak...
Mahkemenin başlatacağı yasal sürecin sonucunu merakla bekleyeceğim.
*****
Günün Sorusu
Sorum Medya Mahallesi’nin falcısı Nazlı Bacı’ya:
A be atsam önüne bir onluk, açsan bir bakla falı, şu Ergenekon ve Balyoz’un da ne zaman biteceğini söylesen... Olmaz mı be ablam?
Nazlı Ilıcak falcı mı oldu?
Gazeteciler fal bakmaz, kâhin gibi gelecekten haber vermez... Somut verilerden hareket ederek, sonuca gider...
Oysa Sabah Yazarı Nazlı Ilıcak, CNN Türk’te yayınlanan Dört Bir Taraf adlı programda, “tek şikâyetçisi” olduğu Oda TV davasıyla ilgili resmen fal baktı!
Bu faldan yola çıkarak da çok önemli bir iddiada bulundu:
“Dava, 23 Ocak’taki duruşmada sonuçlanacak. Benim edindiğim bilgiye göre önümüzdeki duruşmada sanıkların eksik kalan sorguları da yapılacak ve önemli bir kısmı serbest kalacak. Aralarında Müyesser Yıldız, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de olduğu gazeteciler özgürlüklerine kavuşacak...”
***
Nazlı Ilıcak, bu sözleri ne amaçla söyledi, bilemiyorum.
Kimileri bunun arkasında, “Mahkemeyi manevi baskı altına alma ve sanıkların salıverilmelerini geciktirme çabası” olduğunu vurguluyor.
Ancak bu sözler herkesten çok; haklı olarak, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’ni rahatsız etti. Mahkeme Başkanı Hâkim Mehmet Ekinci’yi ısrarla aradım ve görüştüm. Sözleri şöyle:
“Ben bu mahkemeye yeni atandım. Aynı zamanda şike davasına da bakıyoruz. Yani daha ben bile dosyaları doğru dürüst incelememişken, bu hanımefendi kararın içeriğini ve çıkacak tarihi nereden biliyor ve nasıl bu kadar emin konuşuyor anlamış değilim... Herkes bilmelidir ki, birilerinin, mahkemeler adına karar ihdas etmeleri suçtur. Bu nedenle bu beyan için basın savcılarının görevlerini yapacaklarından şüphemiz yoktur.”
STV’NİN HABERCİLİĞİ
Sayın Ekinci’ye, STV’nin son duruşmadaki “tahliye taleplerinin reddi” kararını, mahkemenin resmi açıklamasından 21 dakika önce seyircilerine duyurmasını da sordum. Yanıtı netti:
“O kararı alırken odada sadece ben ve iki üye hâkim vardı. Kâtip bile yoktu. Biz de kararı açıkladığımız dakikaya kadar hep birlikteydik. Asla bir sızdırma olmadı. Zaten olması da mümkün değildir. STV, büyük bir olasılıkla savcının mütalaasını, ‘Mahkemeden de karar böyle çıkar’ önyargısıyla haberleştirmiş olabilir. Ama bize göre bu da suçtur ve basın savcılarının bunun da gereğini yerine getireceklerine inanıyorum.”
***
Sonuç olarak Türkiye, tüm dikkatlerin mahkemeler üzerinde toplandığı çok önemli bir süreçten geçiyor...
Hepimize düşen bir görev var:
Yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına yönelik oyunlara karşı uyanık olmak...
Mahkemenin başlatacağı yasal sürecin sonucunu merakla bekleyeceğim.
*****
Günün Sorusu
Sorum Medya Mahallesi’nin falcısı Nazlı Bacı’ya:
A be atsam önüne bir onluk, açsan bir bakla falı, şu Ergenekon ve Balyoz’un da ne zaman biteceğini söylesen... Olmaz mı be ablam?