'999 yıl yaşam'a ünlü şarkıcıdan tepki: Allah akıl fikir versin!
Ölünce bile dijital hayatlarının sonlanmayıp devam etmesini isteyenlerin sayısının artması, 'sanal ölümsüzlük' hizmeti sunan şirketlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Modern zamanların yeni trendi ‘sanal ölümsüzlük’... Aslında
bu konu, birkaç yıldır süregelen “Ben ölünce Facebook, Twitter
hesabım ne olacak?” tartışmasının bir adım sonrası... Ölünce bile
dijital hayatlarının sonlanmayıp devam etmesini isteyenlerin
sayısının artması, ‘sanal ölümsüzlük’ hizmeti sunan şirketlerin
ortaya çıkmasına neden oluyor.
Habertürk'ten Ebru Ayaz ve Melis İnce'nin haberine göre, ‘Sanal
ölümsüzlük’ şirketleri, kişi ölünce de onun sosyal medya
hesaplarından yine o kişinin karakterine uygun paylaşımlar yapmayı
sürdürüyor, kullanıcıların hayattayken oluşturdukları bazı ses ve
video kayıtlarını ileride istenilen kişiye göndermek üzere muhafaza
ediyor. Sanal yaşam, 999 yıla kadar uzatılabiliyor. Bu alanda
çalışan şirketlerden biri, kısa sürede 30 bin kişinin sanal
ölümsüzlük için başvurduğunu açıkladı. Ancak uygulama, ahlaki
tartışmaları beraberinde getirdi. Kiminin “ahlaksızca” bulduğu
uygulama, kimine göre ise "tecrübelerin gelecek nesillere
aktarılması için bulunmaz fırsat".
Ünlü isimler 'sanal ölümsüzlük' istiyor mu?
"ÖLEN İNSAN KENDİNİ SAVUNAMAZ"
Oyuncu Nebahat Çehre: Aklım almıyor böyle bir şeyi...
Bence bu tarz şeylerin gizemli kalması gerek. Özellikle
sanatçıların zaten toplumda bir yeri var. O kadarı yeterli, bu
uygulama gerekli değil. Seveniniz var, sevmeyeniniz var. Uygulama,
öldükten sonra bile yanlış anlaşılmalara açık ve ölen insan kendini
savunamaz.
"BUNUNLA İLGİLİ GÜZEL HİKÂYE YAZARIM"
Yazar Ahmet Ümit: Ben asla istemem. Birilerinin benim
adıma yanlış bir şeyler yazıyor olması, kötü bir şey. Hakiki
kimliğim, fikirlerim bozulur. Ama böyle bir şey üzerine, iyi birini
kötü gösterip, çok güzel hikâye yazabilirim.
"ÖLDÜKTEN SONRA VAR OLMAK İSTEMEM"
Oyuncu Nilgün Belgün: Öldükten sonra var olmak istemem.
Ölümsüzlük diye bir şey yoktur. Her canlı ölecektir. Öldükten sonra
rahat bırakılmak isterim. Arkamdan kitap yazılsın ama ben
söyleyeceklerimi yaşarken söylerim.
"SANATÇILAR ZATEN ÖLÜMSÜZ"
Oyuncu Tarık Akan: İyi sanatçı, zaten ölümsüzdür. Bu tip
uygulamalara gerek yok, yani iyi sanatçıyı kimsenin hatırlatmasına
gerek yok.
'DİJİTAL BİR KRALİYETİN KÖLESİ OLMAYA BAŞLIYORUZ'
Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Özer: İnsan, teknolojinin
efendisiydi. Şimdi tehlike sinyalleri çalıyor. Teknoloji insanın
efendisi oldu. Bizim kültürümüzde, insan ölünce, neye sahip olursa
olsun her şeyi sıfırlanır. Öldükten sonra kişi hakkında haberler
yapılması, dinen ve kültür açısından olmaz. Bilimsel olarak da,
öldükten sonra insanı kalıba sokmak etik değildir. İnsanın
kapitalizm tarafından metaya çevrilmesidir bu... Toplumu çürüme ve
bozulmaya götürür. Dijital bir kraliyetin kölesi olmaya
başlıyoruz.
'KORKUNÇ... ANNEM GÖRSE ÇOK ÜZÜLÜR'
Oyuncu Evrim Akın: Kişi bir şairse, edebiyatçıysa,
ressamsa, yani sanatçıysa, ölümünden sonra onun ağzından paylaşım
yapmak doğru bir şey değil. Bu uygulama korkunç. Benim annem böyle
bir şey görse çok üzülür mesela. Hayatın gerçekleri vardır. Bu
durum psikolojik olarak insanları etkileyebilir.
'KULAĞA FAZLA GERÇEKÜSTÜ GELİYOR'
Oyuncu Nilüfer Açıkalın: Ben böyle bir şey kullanmazdım.
Bir sanatçı tarih sayfasında kalıcı olmak istiyorsa, bunu
eserleriyle sağlamalı. Yazdığı kitaplar, oynadığı oyunlar ve
şarkıları kalmalı. Ben ölünce, yaşayan insanların benim adıma
sosyal medyada görüşler sunması kulağa fazla gerçeküstü
geliyor.
'HER DERT BİTTİ, BİR BU MU KALDI?'
Şarkıcı Emel Müftüoğlu: İnsanların işi gücü ve her derdi
bitti de, bir bu mu kaldı? Allah akıl fikir versin. Ölüm çok acı
bir şey. Ben en yakınlarımın ölümlerini yok sayarak, bu acının
üstesinden geldim. Annem hâlâ varmış gibi sayarım. Ama onu çok sık
hatırlatacak böyle bir uygulama, bana doğru gelmiyor. (Habertürk)