''846 OYUNCUDAN SADECE 8'İ SİGORTALI!'' ÜNLÜ OYUNCUDAN ŞOK İDDİA!
Oyuncular Sendikası Başkanı Mehmet Ali Alabora'dan olay yaratacak sözler.
Televizyon kanallarının yeni sezonu başlıyor... "Muhteşem Yüzyıl",
"Öyle Bir Geçer Zaman ki", "Kuzey Güney" gibi pek çok popüler
dizide "kahraman" karakterleri canlandıran oyuncular, yine
ekranlardan bizlere hayatı, cesareti, mertliği anlatacak.
Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’ın haberine göre dizilerde kahramanlık
yapan oyuncular, gerçek hayatta sosyal haklarını savunurken pek o
kadar da "kahraman" olamıyor.
Oyunculuk mesleğinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi
amacıyla geçen yıl kurulan ve bugün üye sayısı bine ulaşan
Oyuncular Sendikası Başkanı Mehmet Ali Alobara yayındaki dizilerde
oynayan toplam 846 oyuncunun 8’inin yapımcı tarafından sigortalı
olduğunu yani işçi işveren ilişkisi içinde olduğunu söylüyor.
Yapımcıyla oyuncu arasındaki ilişkinin işveren-işçi ilişkisi
biçiminde olması adına da mücadele veren Alabora’yla hem oyuncu
haklarını hem de sendikayı konuştuk.
İŞVEREN SORUMLULUKLARI
- Sektörün hareketlendiği bir dönemdeyiz. Oyuncular
Sendikası, ilk yılını geride bırakmaya hazırlanırken yapımcılar da
örgütlenerek Yapımcılar Derneği’ni kurdu. Yapımcıların örgütlenmesi
sizin mücadelenizi baltalayan bir gelişme mi oldu?
- Hayır. Yapımcılar Derneği’nin kurulması iyi,
muhatabiyet her zaman iyidir. Muhatap olursak sorunun çözümü
konusunda adım atabiliriz. En son 8 Ağustos’ta Sosyal Güvenlik
Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü’nde, kurum yetkilileri,
Oyuncular Sendikası, Yapımcılar Derneği "Sanatçıların
Sigortalılığı" başlığıyla bir değerlendirme toplantısı yaptık.
Yapımcılar oyuncuların isterlerse serbest meslek makbuzlu,
istemezlerle SGK’li olabileceğini söylüyorlar. Biz de bunun doğru
olmadığını, direktifle çalışan birinin serbest meslek sahibi olmayı
seçemeyeceğini anlatmaya çalıştık. Artık SGK de meseleye böyle
bakıyor.
- Peki yapılması gereken ne?
- Oyuncular işveren yapımcılar tarafından sigortalanmalı. Yeni
sezonda oyuncuların sigortalanmaya başladığını göreceğiz. Böylece,
Oyuncu İş Kanunu’ndan doğan haklarını alabilecekler. Mesele sanki
4A-4B gibi sigorta olayına dönüyor, "Sigortayı, oyuncu mu, yapımcı
mı ödeyecek?" diye sıkıştırılıyor. Esas mesele oyuncuyla yapımcı
arasındaki ilişkinin, işçi-işveren ilişkisi haline gelmesi.
Yapımcının işveren sorumluluklarını yerine getirmesi. Sigorta
bunlardan bir tanesi. İş sağlığı, iş güvenliği, mesai saatleri,
ücret, fazla mesai gibi... Bu hakların kazanılması için yapımcıyla
oyuncu arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olması lazım.
"ÇILGIN SAATLER"
- TV, sinema setlerinde çalışma saatlerinin aşırı olması
ana gündemlerinizden biriydi. Bu konuda bir iyileşme sağlandı
mı?
-Setlerde koşullar hâlâ kötü. Bazı diziler aynı
"çılgın" saatlerde çalışmaya devam ediyor. Problem de burada
zaten.
- Türkiye dizi sektöründe yurtdışı pazarında da söz sahibi
artık. Bu, setlere nasıl yansıyor?
- Yayındaki dizilerde rol alan toplam 846 oyuncunun sadece 8’i
yapımcı tarafından sigortalı, yani işçi-işveren ilişkisi içinde
desem....
DÖNÜŞÜM ŞART
- Peki bu 846 oyuncudan kaçı Oyuncular Sendikası
üyesi?
- Yüzde onundan fazlası üye, 200 kişi
diyebiliriz. Toplam üye sayımız ise bin.
- Özellikle son dönemde yaşanan tiyatro krizindeki
eylemlerde aktif olarak yer aldınız, kültür sanat alanındaki
sorunlara dair kafa yordunuz. Sizce nasıl bir dönüşüm
gerekiyor?
- Tiyatro krizinde en başından beri birlikte hareket ettik. Bir
dönüşümün gerekli olduğunu ama bunun özelleştirmeyle olamayacağını
da hep söyledik. Bizim kılavuzumuz onlar, biz onların yanında,
onlar kadar çalışmaya çalışıyoruz.
Ana meseleye gelince... Bir kentin yaratıcı endüstrisini var
edebilmesi, ekonomik, kültürel, sosyal gelişimini sağlayabilmesi
için yaratıcı zekâya ve yaratıcı üretime ihtiyacı vardır. Bu
yaratıcı üretimin bir bölümü de mutlaka kamu finansmanlı sanat
kurumlarında yapılabilir. Bir sanat kurumunda girdi-çıktı hesabı
olunca eğlencenin öne çıktığı, yaratıcılığın daha geri planda
olduğu işler yapılmak zorunda kalır. Bu kısırdöngüyü sonlandırmak
lazım.