04 Şub 2011 12:15
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:01
“SAKIN MEDYAYA GİRİP BİZE RAKİP OLMA; YAKARIZ!” HABERTÜRK'TEN ÜLKER GRUBU'NA MESAJ!
Yiğit Bulut'un birden bire sağlık uzmanlığına soyunmasının nedeni belli oldu&...VAROL ERSOY yazdı.
Habertürk Televizyonu’nun Genel Yayın Yönetmeni ve Habertürk Gazetesi’nin eski muhalif, yeni yandaş yazarı jöleli Yiğit Bulut’u son günlerde bir “sağlıklı gıda” merakı sardı…
Yiğit Bulut bu yeni “merakını” önce yönettiği Habertürk TV’de gün ışığına çıkardı ve geçen Pazar gününden bu yana “mısır nişastalı şekerle yapılan gıda ürünleri”ne karşı inanılmaz bir kampanya başlattı.
Konuyla ilgili olarak her gün saatlerce yayın yapıldı…
Ekrana onlarca “uzman” çıkarıldı ve “mısır nişastalı şeker” yerin dibine sokuldu…
Bu şeker türünün insan sağlığına ne kadar düşman olduğu anlatıldı!
Jöleli Yiğit. bu kavgayı 1 Şubat’tan itibaren gazetedeki sütununa da taşıdı…
Sırasıyla “Türkiye’de tatlıda ‘tatlı’ para var” ve “Glikozfroktoz dosyası korkunç detaylar içeriyor”, başlıklı yazılarla; son 10 yıldır özellikle pancar üreticilerinin sık sık dile getirdiği bazı iddiaları “yeniymiş” gibi gündeme getirmeye çalıştı…
Ne yalan söyleyeyim; ben kendi adıma, bu “şeker”i yemedim!
Daha ilk günden itibaren; jöleli arkadaşın yandaşlığa bir süreliğine de olsa ara verip, insan sağlığıyla ilgili bir konuya değinebileceğine ihtimal vermedim.
“Bu işin arkasında mutlaka ‘akçeli’ bir olmalı” diye düşündüm…
Ve yanılmadım:
Çünkü Ülker Grubu’nun dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamayla; jöleli Yiğit’in “insan sağlığı”na durup dururken merak salmadığı, bu yayınların bir “grup politikası” sonucu kendisine verilen talimatlardan kaynaklandığı ortaya çıktı:
Bilmeyenler için özetleyelim:
Hatırlarsınız; Doğan Yayın Holding’e bağlı gazetelerin ve televizyonların satışı ile ilgili pazarlıklar son aşamaya geldi…
Son üçe kalan taliplerden ABD’’i girişim sermaye şirketi Kohlberg Kravis Roberts & CO (KKR), geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Doğan Yayın Holding’in (DYH) satışa çıkardığı televizyon ve gazetelere Yıldız Holding isimli bir Türk firmasıyla birlikte teklif verebileceğini duyurdu.
Bu holdingin de Türkiye’nin bisküvi ve şekerleme devi Ülker Grubu’nu bünyesinde barındırdığı öne sürüldü…
Bu iddia; Ülker Grubu’ndan dün akşam yapılan resmi açıklamayla teyit edildi!
Evet; Yıldız Holding gıda devi Ülker’in üst kuruluşuydu ve bu holdingin şirketlerinden Gözde Finansal Hizmetler A.Ş., Amerikalı KKR ile birlikte Doğan Yayın Holding’i almaya talipti!
Şimdi anladınız mı; jöleliYiğit’in ve Habertürk’ün insan sağlığına birden bire merak sarmasının nedenini?
Yaklaşık bir haftadır yapılan yayın, Ülker’e verilen net bir mesaj:
“Sakın medyaya girip bize rakip olma; yakarız!”
Aslında bu, Ciner Grubu’nun medyadaki olası rakiplerini sindirmek ve kaçırmak için girdiği ilk kavga da değil…
Daha önce de özellikle Vatan Gazetesi’ni almaya niyetlenen bir şirket benzer yöntemlerle devre dışı bırakılmış ve Vatan, Doğan Grubu’na geçmek zorunda bırakılmıştı.
Ekranda saf saf izlediğimiz ve “sorumlu gazetecilik” örneği sandığımız, “Ne güzel, halkın sağlığını düşünen kahraman gazeteciler de var” diye öğündüğümüz bir kampanyanın ardından; “örtülü bir medya savaşı” çıkması; elbette üzücü…
Ama ne yapalım ki; burası Türkiye ve bu ülkede halk için değil, patron için yayıncılık yapan sözde gazeteciler var!
VAROL ERSOY
Yiğit Bulut bu yeni “merakını” önce yönettiği Habertürk TV’de gün ışığına çıkardı ve geçen Pazar gününden bu yana “mısır nişastalı şekerle yapılan gıda ürünleri”ne karşı inanılmaz bir kampanya başlattı.
Konuyla ilgili olarak her gün saatlerce yayın yapıldı…
Ekrana onlarca “uzman” çıkarıldı ve “mısır nişastalı şeker” yerin dibine sokuldu…
Bu şeker türünün insan sağlığına ne kadar düşman olduğu anlatıldı!
Jöleli Yiğit. bu kavgayı 1 Şubat’tan itibaren gazetedeki sütununa da taşıdı…
Sırasıyla “Türkiye’de tatlıda ‘tatlı’ para var” ve “Glikozfroktoz dosyası korkunç detaylar içeriyor”, başlıklı yazılarla; son 10 yıldır özellikle pancar üreticilerinin sık sık dile getirdiği bazı iddiaları “yeniymiş” gibi gündeme getirmeye çalıştı…
Ne yalan söyleyeyim; ben kendi adıma, bu “şeker”i yemedim!
Daha ilk günden itibaren; jöleli arkadaşın yandaşlığa bir süreliğine de olsa ara verip, insan sağlığıyla ilgili bir konuya değinebileceğine ihtimal vermedim.
“Bu işin arkasında mutlaka ‘akçeli’ bir olmalı” diye düşündüm…
Ve yanılmadım:
Çünkü Ülker Grubu’nun dün akşam saatlerinde yaptığı açıklamayla; jöleli Yiğit’in “insan sağlığı”na durup dururken merak salmadığı, bu yayınların bir “grup politikası” sonucu kendisine verilen talimatlardan kaynaklandığı ortaya çıktı:
Bilmeyenler için özetleyelim:
Hatırlarsınız; Doğan Yayın Holding’e bağlı gazetelerin ve televizyonların satışı ile ilgili pazarlıklar son aşamaya geldi…
Son üçe kalan taliplerden ABD’’i girişim sermaye şirketi Kohlberg Kravis Roberts & CO (KKR), geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Doğan Yayın Holding’in (DYH) satışa çıkardığı televizyon ve gazetelere Yıldız Holding isimli bir Türk firmasıyla birlikte teklif verebileceğini duyurdu.
Bu holdingin de Türkiye’nin bisküvi ve şekerleme devi Ülker Grubu’nu bünyesinde barındırdığı öne sürüldü…
Bu iddia; Ülker Grubu’ndan dün akşam yapılan resmi açıklamayla teyit edildi!
Evet; Yıldız Holding gıda devi Ülker’in üst kuruluşuydu ve bu holdingin şirketlerinden Gözde Finansal Hizmetler A.Ş., Amerikalı KKR ile birlikte Doğan Yayın Holding’i almaya talipti!
Şimdi anladınız mı; jöleliYiğit’in ve Habertürk’ün insan sağlığına birden bire merak sarmasının nedenini?
Yaklaşık bir haftadır yapılan yayın, Ülker’e verilen net bir mesaj:
“Sakın medyaya girip bize rakip olma; yakarız!”
Aslında bu, Ciner Grubu’nun medyadaki olası rakiplerini sindirmek ve kaçırmak için girdiği ilk kavga da değil…
Daha önce de özellikle Vatan Gazetesi’ni almaya niyetlenen bir şirket benzer yöntemlerle devre dışı bırakılmış ve Vatan, Doğan Grubu’na geçmek zorunda bırakılmıştı.
Ekranda saf saf izlediğimiz ve “sorumlu gazetecilik” örneği sandığımız, “Ne güzel, halkın sağlığını düşünen kahraman gazeteciler de var” diye öğündüğümüz bir kampanyanın ardından; “örtülü bir medya savaşı” çıkması; elbette üzücü…
Ama ne yapalım ki; burası Türkiye ve bu ülkede halk için değil, patron için yayıncılık yapan sözde gazeteciler var!
VAROL ERSOY