14 Mar 2011 09:53
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:07
“ALTAN ÖYMEN DE GAZETECİLİK YAPTIĞI İÇİN DEĞİL UÇAK KAÇIRDIĞI İÇİN TUTUKLANDI!''
“Şimdi hükümet bunlar gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil başka şeylerden tutuklu, diyor. Hep öyle denir zaten.”
Devletten mi öğreneceğiz gazeteciliği?
Dün ifade özgürlüğü için Galatasaray’dan Taksim’e yürürken anladık, Nedim ve Ahmet’in tutuklanması, beklenmedik bir koalisyon yaratmış bizim mahallede. Kimsenin hesaba katmadığı bir koalisyon.
92 meslek örgütünden oluşan Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun yürüyüşünde, normalde bir araya gelmesini hiç beklemediğiniz, hatta farklı siyasi eğilimleri olan gazeteciler aynı sloganda birleşti “Özgür basın susturulamaz.”
Meselenin özünde, “Gazetecilik nedir?” tartışması var. Halen hapiste 64 gazeteci var. Bunlardan 14 tanesi Ergenekon kapsamında tutuklu. Her ne kadar Başbakan Erdoğan “gazetecilik faaliyetlerinden tutuklu değiller” dese de, savcılar nezdinde bu isimleri “örgüt üyesi” yapan temel unsur, yazdıkları kitap ve yazılar.
Ve o yazıların Ergenekon’a doğrudun ya da dolaylı destek verdiği tezi.
Hrant Dink’in oğlu Arat, Ahmet Şık’a gönderdiği mektupta, “Bana ‘ Bir daha görüştüğümüzde bana tıpkı baban gibi sarılacak mısın yine? Çünkü babanı katleden ırkçı faşist zihniyetin üyesiymişim?’ diyorsun. Devletten mi öğrendik ki düşmanlarımızın adını, dostu da ondan soralım?” diye sormuştu.
Pazar günkü yürüyüşte de gazeteciler haykırdı: “Biz devletten mi öğrendik ki gazeteciliğin ne olduğunu, şimdi devlete soralım...”
“Gazetecilik değil uçak kaçırmışlar”
Galatasaray’daki yürüyüşte, yıllar yılı Türkiye’de hukuk mücadelesi veren avukat Turgut Kazan’a rastladım. Yürüyüşe, kendisi gibi avukat olan kızı Aslı ve diğer kızı Zeynep de gelmişti. Trajikomik bir anı aktardı: “Şimdi hükümet bunlar gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil başka şeylerden tutuklu, diyor. Hep öyle denir zaten.”
“12 Mart sonrasında Altan Öymen de uçak kaçırmaktan tutuklanmıştı. O?sıralar Sofya’ya bir uçak kaçırıldı. Altan Öymen, Emin Galip Sandalcı ve bir grup gazeteci arkadaş da Deniz Gezmiş’lerin idamını önleyebilmek için bir dilekçe hazırlıyordu. Apar topar uçak kaçırmayı organize ettikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar. Avrupa’da ifade özgürlüğü konusunda kıyamet koptu, gazeteciler neden tutuklanıyor, dendi. Hükümet de “Altan Öymen gazetecilik yaptığı için değil uçak kaçırdığı için tutuklandı” cevabını verdi.”
Demek ki ileri demokrasiye geçsek de memlekette bazı şeyler hiç değişmiyor...
Aslı Aydıntaşbaş / www.milliyet.com.tr
Dün ifade özgürlüğü için Galatasaray’dan Taksim’e yürürken anladık, Nedim ve Ahmet’in tutuklanması, beklenmedik bir koalisyon yaratmış bizim mahallede. Kimsenin hesaba katmadığı bir koalisyon.
92 meslek örgütünden oluşan Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun yürüyüşünde, normalde bir araya gelmesini hiç beklemediğiniz, hatta farklı siyasi eğilimleri olan gazeteciler aynı sloganda birleşti “Özgür basın susturulamaz.”
Meselenin özünde, “Gazetecilik nedir?” tartışması var. Halen hapiste 64 gazeteci var. Bunlardan 14 tanesi Ergenekon kapsamında tutuklu. Her ne kadar Başbakan Erdoğan “gazetecilik faaliyetlerinden tutuklu değiller” dese de, savcılar nezdinde bu isimleri “örgüt üyesi” yapan temel unsur, yazdıkları kitap ve yazılar.
Ve o yazıların Ergenekon’a doğrudun ya da dolaylı destek verdiği tezi.
Hrant Dink’in oğlu Arat, Ahmet Şık’a gönderdiği mektupta, “Bana ‘ Bir daha görüştüğümüzde bana tıpkı baban gibi sarılacak mısın yine? Çünkü babanı katleden ırkçı faşist zihniyetin üyesiymişim?’ diyorsun. Devletten mi öğrendik ki düşmanlarımızın adını, dostu da ondan soralım?” diye sormuştu.
Pazar günkü yürüyüşte de gazeteciler haykırdı: “Biz devletten mi öğrendik ki gazeteciliğin ne olduğunu, şimdi devlete soralım...”
“Gazetecilik değil uçak kaçırmışlar”
Galatasaray’daki yürüyüşte, yıllar yılı Türkiye’de hukuk mücadelesi veren avukat Turgut Kazan’a rastladım. Yürüyüşe, kendisi gibi avukat olan kızı Aslı ve diğer kızı Zeynep de gelmişti. Trajikomik bir anı aktardı: “Şimdi hükümet bunlar gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil başka şeylerden tutuklu, diyor. Hep öyle denir zaten.”
“12 Mart sonrasında Altan Öymen de uçak kaçırmaktan tutuklanmıştı. O?sıralar Sofya’ya bir uçak kaçırıldı. Altan Öymen, Emin Galip Sandalcı ve bir grup gazeteci arkadaş da Deniz Gezmiş’lerin idamını önleyebilmek için bir dilekçe hazırlıyordu. Apar topar uçak kaçırmayı organize ettikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar. Avrupa’da ifade özgürlüğü konusunda kıyamet koptu, gazeteciler neden tutuklanıyor, dendi. Hükümet de “Altan Öymen gazetecilik yaptığı için değil uçak kaçırdığı için tutuklandı” cevabını verdi.”
Demek ki ileri demokrasiye geçsek de memlekette bazı şeyler hiç değişmiyor...
Aslı Aydıntaşbaş / www.milliyet.com.tr