14 Eyl 2012 13:56 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:08

“AHMET ALTAN GİTTİKÇE YILMAZ ÖZDİL'LEŞİYOR”

Yeni Şafak gazetesinin çok konuşan isimlerinden Salih Tuna, Ahmet Altan ve Taraf'a sert eleştiriler yöneltti

Veyis Ateş Son Baskı’da, Yeni Şafak gazetesinin çok konuşan isimlerinden Salih Tuna’yı ağırladı.

Salih Tuna TVNet ekranlarında, Ahmet Altan ile neden polemiğe girdiğini anlattı, eleştirdi ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.

V.ATEŞ: Ahmet Altan ile niye sorununuz var? Biraz Yılmaz Özdil, Bekir Çoşkun’u bıraktınız galiba artık. Ertuğrul Özkök’ü de öyle. Biraz Ahmet Altan ile fazla polemiğe giriyorsunuz.

SALİH TUNA:
Şimdi şöyle. Ahmet Altan çok kaliteli bir insan.

V.ATEŞ: Evet her yazınızda ona bir yer ayırıyorsunuz.

SALİH TUNA:
Çok kaliteli bir insan hakikaten ve onun Yılmaz Özdilleşen yanları var.

İŞTE O AÇIKLAMALAR : VİDEO

VEYİS ATEŞ: Nasıl yani?

ALTAN BU VOLKANİZE ETMİŞ ŞEKLİNİ ARTIK ÇOK KURGUSAL BOYUTA TAŞIMAYA BAŞLADI

SALİH TUNA:
Son dönemlerde mesela, Boğazı seyretme konusunda yazmış olduğu dünkü yazı. Bakın orada üslup olarak bile, ilk kez yerleri tiplere geldi. Yani Yılmaz Özdil üslubunu bulmuşçasına. Çok volkanize eden, hiç ihtiyaç duymaması gereken şekilde volkanize eden bir yazıydı. Sırf Ak Parti’yi eleştirmek için, eleştirebilir, eleştirsin de… Ama Altan bu volkanize etmiş şeklini çok artık kurgusal boyuta taşımaya başladı. Yani şu cümleyi daha önce bizim bildiğimiz, sevdiğimiz bir yazar kim olursa olsun “Ya yapma sen” Ben söylesem, sen söylesen sen yazsan ben sana söylerim. Ak Parti’nin bütün derdi 20 milyon Kürt için hapishaneye atmak, onları içeri doldurmak. Artık bu korteks bir dil kullanarak, bir şey anlatmak derdinden başka bir şey bu. Bu son dönemlerde Ahmet Altan’ın içinde düştüğü bir sorun.

VEYİS ATEŞ: O son dönemlerde bir duralım. Yani bugün, galiba Star’dan Elif Çakır, uzun zamandan beri siz, geçtiğimiz günlerde yine Hilal Kaplan, çok affedersin ama “yandaş” diye tanımlanan medyayla Taraf Gazetesi ve Ahmet Altan arasında bir makas açılmaya başladı. Ne oluyor burada?

BÖYLE ELEŞTİREL MESAFEDE DURAN AYDINLARIN HEPİMİZİN İHTİYACI VAR

SALİH TUNA:
Çok haklı bir soru. Ben bunu iyi ki bana sordun. Çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu konuda dertliyim ben. Bu arkadaşların hepsine saygı duyuyorum o ayrı bir şey ama ben orada değilim. Bakın Ahmet Altan ile hükümet arasında hiçbir sorun yokken benim, Ahmet Altan hakkında yazmış olduğum yazılar daha fazla. Arşiv orada. Hani Halep oradaysa, arşiv burada. Ben önce tasnif şeklinde itiraz etmiştim Kürtler, Türkler falan filan konusunda tasnif şeklinde başlamıştım. Aynı şeyleri ben Murat Belge için de Hasan Cemal için de yazdım. Ahmet Altan ile bunu teferruatla yazdım. Burada bir ara seninle de konuşmuştuk. Yani, bu tasnifin çok sıkıntılı bir tasnif olduğunu sınıf ayrımı ukdesini herhalde bu insanların içinde çıkmadığını Kürt meselesinde de aynı şeyi uyguladıklarını yazdım. Kaç kez yazdım. Dolayısı ile hükümete karşı belirli pozisyon aldıktan ya da eleştirel mesafeyi yoğunlaştırdıktan sonra yazdığım yazılar değil bunlar. Diğer arkadaşların macerasını bilmiyorum ve benim yazmış olduğum yazılarda o kadar şeyler var ki. Şöyle bir cümlem bile var var çok yakın zamanda: Bu işlerin çoğunu bizim yapmamız gerekmez miydi? Yani Ahmet Altan’ın tam da dindarlara seslendiği yazıları, karşılığı anlamında. Yani bunları yapanlar bunu söylüyor. Ben Ahmet Altan’ın değerli bir yazar olarak değerinden kaybetmesini hiç istemem. İstemiyorum. Böyle eleştirel mesafede duran aydınların hepimizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

VEYİS ATEŞ: Ne oldu peki Ahmet Altan’a sizce? Ahmet Altan’a mı bir şey oldu diğer yazarlara mı? Yoksa Taraf gazetesine mi bir şey oldu?

AHMET ALTAN DA AK PARTİ’YE KARŞI, ARTIK ELEŞTİRİ BİR KİNE DÖNÜŞMÜŞ HALDE

SALİH TUNA:
Hayır Ahmet Altan da benim daha önce eleştirmiş olduğum tasnif şekli, diğer genelde aydınlarda olan bir hastalıktı ama Ahmet Altan da daha belirgin şekilde öne çıktığı için değiniyordum. Ama son dönemlerde Ahmet Altan da hasıl olan durum, diğer aydınlardan farklı olarak artık Ak Parti’ye karşı, artık eleştiri bir kine dönüşmüş halde.

VEYİS ATEŞ: Neden?

Bunun birçok nedeni olabilir ama ben onların nedenleri üzerinde çok fazla durmak istemiyorum ama…

V.ATEŞ: Bir gözleminiz bir kanaatiniz vardır ama…

SALİH TUNA: Çünkü, bu kanaatim bir bilgiye dayalı olamaz.

V.ATEŞ: Onun için kanaat diyorum, yani zan…

AHMET ALTAN’IN SON DÖNEMLERDE AK PARTİ’NİN İFŞAATLARIYLA BAĞLANTILI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM

S.TUNA: Evet Zan…Ahmet Altan bir dönemden sonra böyle bir tutum almasının son dönemlerde Ak Parti’nin ifşaatlarıyla bağlantılı olduğunu düşünmüyorum

V.ATEŞ: Düşünmüyorsunuz?

AK PARTİ NE YAPIYOR? VATANDAŞLARINI NE YAPIYOR? ÖLDÜRÜYOR, BOĞUYOR

S.TUNA: Düşünmüyorum. Aynı yaklaşımla Ahmet Altan’ın Ak Parti’yi hiç eleştirmediği dönemleri alırım, aynı yaklaşımı ortaya koyarım. Nedir söylediği? Sel olmuş Samsun’da vatandaşlar ölmüş, çocuklar ölmüş, içimiz ağlamış. Ak Parti ne yapıyor? Vatandaşlarını ne yapıyor? Öldürüyor, boğuyor. Bu şekilde sunma var. Biz mesela Marka çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Geçenlerde yazdı. Diyor ki, Son yıllarda trafik kazalarında Kurtuluş savaşından daha fazla çok fazla kurban verdik. Bunu da Ak Parti’ye bağlıyorsun.

V.ATEŞ: İcraatlarıyla bağlantılı değil ise, ne?

S.TUNA: Bulunabilir. Onunki öyle. Referandumdan önce bunlar vardır mutlaka. Öyle zaman değişmiş. Ama bende ekstra bir şey ekleyebilirim. Mesele 12 Eylül, 2010’dan önce Ak Parti’nin ifşaatlarından ekleyebilirim. 7 Şubat dönemiyle başlayan bir dönem var. Bunun derinleştirilen psikolojik yanları da olabilir. Mehmet Altan Star’da yazıyordu, yazmıyordu, falan, filan olabilir.

V.ATEŞ: Çok duygusal olmaz mı ya? Kardeşim benim işten çıkarıldı diye..

MEHMET ALTAN EĞİLMEMİŞ, BÜKÜLMEMİŞ BİR İNSAN

S.TUNA:
Hayır o anlamda söylemiyorum. Duygusaldır tabii, insan duygudan azad edebilen bir şey değildir, haksızlığa uğratılma duygusu vardır. Yazan bir insan olarak bunu söylemeye hakkım var başkalarının olmayabilir ama benim var. Şu Yani Şafak Gazetesi’nde Mehmet Altan’ın yazsın diye yazmış arkasından da şu cümleyi etmiş biriyim: “Köşe yazısı yazamaması bizzat bu döneme haksızlık olmaz mı” dedim. Mehmet Altan dik durmayı bilen bir insan. Her dönemde de durmuş. Eğilmemiş, bükülmemiş bir insan. Yani bunu söyleyen bir insan olarak o kadar şey söyleme hakkım olsun. Bu doğaldır da. Ben onu oraya bağlamıyorum.

V.ATEŞ:Ben hala Ahmet Altan ile ilgili neden böyle yazılar yazdığına ilişkin zannınızı öğrenemedim?

HABER SUNULDU SONRA YANLIŞ ORTAYA ÇIKINCA PARDON YAPTILAR

S.TUNA:
7 Şubat krizinden itibaren başladı. Dönemsel olarak. 7 Şubat krizinden sonra yoğunlaşan bir karşıtlık var. Daha ötesine söylemek için erken diyorum. Şundan dolayı, onlar spekülatif bir bilgidir. Onları değerlendirmek istemiyorum yalnız şu var yeni değil, Wikileaks’te başlayan, strafor bilgileri ile devam eden bir uğraşı var. Yani bu habercilikten öte bir uğraşı. Kendilerinin hiç sorgulamadığı, taraflarla görüşmeden, yapmış oldukları haberlerin alasını yapıldığı, önce Veyis Ateş ile ilgili bir haber sunuldu sonra yanlış ortaya çıkınca pardon yaptılar.

S.TUNA:Taraf ne yapıyor, bir şeyin misyonerliğini mi yapıyor? Bunu mu demek istiyorsunuz?

AHMET ALTAN AK PARTİ’YE KARŞI BİR ŞEYLER ARAYAN BİR TAVIR SERGİLİYOR!

V.ATEŞ:
Misyonerlik değil tabii. Misyonerlikten bahsetmiyorum. Ben Taraf’tan bahsetmiyorum. Ben Ahmet Altan özelinde konuşuyorum. Ben gazete üzerinden konuşmadım. Ahmet Altan nereden ne yazarsa yazsın, yazısını okuyan bir insan olarak söylüyorum. Yazısını okumamın sebebi, çok iyi Türkçesi olduğundan dolayı değil, ondan çok daha iyi Türkçesi olan insanlar var. Selim İleri ondan çok çok daha iyi benim gözümde. Ahmet Altan çok iyi duruşu olan bir insan olduğundan. Sağlam duruşu, onurlu duruşu olan bir insan olduğundan dolayı. Ahmet Altan aynı zamanda müdanasız bir duruş sergilediğinden dolayı. Ama şimdi sanki Ak Parti’ye karşı bir şeyler arayan, bir tutum arayan bir tavır sergiliyor. Bu da olabilir. Hiçbir sorun yok Bunu ben dedim şu da olabilir. Daha önce Ak Parti’ye karşı yapmış haklı eleştirileri, hükümet ile ilgili sağlam eleştirileri, benim de onaylayabileceğim eleştirileri keşke bunları biz de söyleseydik daha önce niye söylemedik diye eleştirdiğim hattan benim diğer arkadaşlar hakkında söylediğim şeyleri değerini ve içini boşaltıyor.