03 Kas 2010 12:23
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:46
‘AÇIKTAN DAHA CAZİP BAŞÖRTÜLÜ ‘GİYİNMİŞ ÇIPLAKLAR' VAR' !“
Kozmik Oda'ya katılan Yeni Şafak yazarı ve İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman çarpıcı açıklamalar yaptı..
TRT Haber’de yayınlanan Kozmik Oda’ya katılan Yeni Şafak yazarı ve İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman çarpıcı açıklamalar yaptı..
Karaman, Rıdvan Memi’nin sorularına çok tartışılacak yanıtlar verdi..
İşte Karaman’ın açıklamaları:
Bir kısım kadınlar aynanın karşısına geçtiğinde karşı tarafı nasıl çarparım diye düşünür. Bunu da hem başını açan hem de örten için söylüyorum. Kimi de vardır, rüküş olmayayım ama saygın, düzgün olayım der. Ama maksatlarını biz bilemeyiz. Maksadı bir yana bırakalım ve görüntüye gelelim. Görüntüde tesettür başın üstüne bir örtü alıp, açmış olmaktan daha güzel bir kıyafetle, renkle, duruşla insanların karşısına çıktığınız zaman da, mecazi anlamda söylüyorum yine zinetinizi sergilemiş olursunuz. Yani başörtü takarak ayetin anlamına maksadına ters düşersiniz. Açarak da olur bu takarak da olur.”
Programda bu noktada Rıdvan Memi’nin sorduğu, Hz. Peygamber sahih bir hadiste “Giyinmiş Çıplaklar” tabirini kullanıyor, kimleri kastediyor? sorusuna Hayrettin Karaman’ın verdiği cevap çarpıcıydı:
“Bu az önce konuştuğumuz konuyla alakalı. Bu ifadeyi birkaç şekilde tefsir etmişler ve yorumlamışlar. Bunlardan bir tanesi şeffaf giyersiniz altını gösterir. Çıplak mı değil. Ama çıplak gibi. İkincisi bütün vücut hatlarınız belli oluyor.Bunlara bir şey daha eklemek icap ediyor, onu konuştuk az önce o da şudur. Giyiniyor ama açıktan daha cazip hale geliyor. Başını örtüyor, giyiniyor fakat öyle renklerle, öyle şekillerle ve öyle bir güzellik vererek, estetik değil cazibe vererek bunu yapıyor ki açık olsaydı belki o kadar dikkati çekmeyecekti. Bunu da çağdaş olarak eklemek lazım bu o yorumlara.
‘BAŞÖRTÜSÜ TEMEL KULLUK ENSTRÜMANIDIR DENEMEZ’
Rıdvan Memi’nin “Başörtüsü Allah’ın kadına dönük vazettiği unsurların temelini oluşturacak bir enstrümandır, denebilir mi? sorusuna ise Karaman’ın yanıtı gayet netti:
“Hayır denemez. Ben ısrarla örtünme tabirini kullanıyorum, bir. Bunun hem kadına hem erkeğe ait olduğunu söylüyorum, iki. Üç, örtünme Kur’an’da emredildiği için vazgeçemeyeceğimiz bir araçtır. Ama kadın ve erkekten istenen temel bir kulluk ensturmanıdır diyemeyiz.”
‘ERKEKLER KADINI GÜNAH ARACI GÖRÜP OLMAYAN YASAKLARI KOYABİLİYOR’
Kozmik Oda’da yaşanan en ilginç diyaloglardan biri de Rıdvan Memi’nin “Ahzab Suresi 59. Ayetin (dış giysi emri ayeti) sonundaki “Allah çok bağışlayıcıdır. Rahmet Kaynağıdır” ifadesi, Elmalılı Hamdi Yazır tarafından “Tesettür emrolunduğundan dolayı kadınlar bir baskıya uğratılmasın, aşırıya gidilmesin” şeklinde yorumlanıyor. Katılıyor musunuz?” sorusu üzerine gelişti, Hayrettin Karaman şunları söyledi:“Tabii. Şöyle katılıyorum. Cenab-ı Hakk kadınlara yönelik bir takım emirler ve yasaklar getiriyor. Fakat insanlar Allah’ın maksudunu aşarak, kendi egolarını tatmin etmek, kendi egemenliklerini kadınlar üzerinde göstermek ve kadınlara tahakküm edebilmek için bu maksadı aşabiliyor ve Cenab-ı Hakk’ın hedeflemediği yasakları koyabiliyorlar. Öyle oluyor ki camiye bile kadınların namaz kılmak için gitemelerini engellemek istiyorlar da Peygamber Efendimiz onlara “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın evlerinden mahrum etme” diyor.
‘KADINLAR CAMİDE ERKEKLER İLE BİRARADA, AYNI HİZADA NAMAZ KILABİLİR’
“İnsanlar günah işlememek için günah imkanlarını ortadan kalkmasına talip oluyorlar. Halbuki Allah böyle istemiyor. Din böyle istemiyor. Din şöyle istiyor, günah işleme imkanı bulunacak fakat siz iradenizle, Allah’a olan sevgi ve saygınızdan dolayı onu ihlal etmeyeceksiniz. Erkekler kadını günah aracı olarak görmüşler. Bu günah aracını mümkünse evin içinde hapsetmeyi arzu etmişler. Sınırı aşma dediğim işte bu. Sınırı tarih boyunca aşmışlar. Peygamberimiz bile bununla mücadele etmiş. Peygamber Efendimiz zamanında saflar önce erkekler, sonra erkek çocuklar sonra da kadınlar şeklinde sıralanmış. Ama erkekler kadınların hizasında olsalar. Mezhep imamları bu konuyu tartışmışlar. Mesela Hanefiler demişler ki, kadın önde olursa ya da erkeğin hizasında olursa erkeklerin namazı bozulur. Ama diğer imamlar bozulmaz demişler. Bozulmaz niye bozulsun. Kadınlar ve erkekler aynı hizada durabilirler.”
‘SİMGE ŞEKLİNİ BELİRLESİNLER, ÖYLE ÖRTÜNMEYİN DİYE FETVA VEREYİM’
“Başörtüsünün iddia edildiği gibi siyasal simge olarak şekli belirlensin ben kızlara o şekilde örtmeyin diye fetva vereceğim, bunu örtmeyin bunun dışında her türlü örtün ve okulunuza gidin diyeceğim. Önemli olan örtünmedir. Ne şekil ne kıyafet tayin edilmiş değildir.”
‘CEMEVLERİ KURAN VE SÜNNETE GÖRE İBADETHANE DEĞİLDİR’
Kozmik Oda’da son günlerde yeniden konuşulan Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesine yönelik tartışma da gündeme geldi. Rıdvan Memi’nin “Cemevleri Kuran ve sünnete göre ibadethane sayılabilir mi?” sorusuna Hayrettin Karaman’ın yanıtı yine netti:
“Sayılmaz. Kur’an ve sünnette Cemevlerinde yapılan şeyler ibadet olarak kabul edilmiyor. Kur’an’da ve sünnette ibadetin ne olduğu belli. Cemevlerinde hem dini hem de kültürel bir takım ritüeller yapılıyor. Bunun tamamına birden ibadet demek mümkün değildir. Bunlarda o evde yapıldığına göre o anlamda ona mabed demek mümkün değildir. Bu cemevleri olmasın manasına gelmez. Cemevlerine din adamları gelmesin, cemevlerine devletin camilere yaptığı gibi yardımlar yapılmasın manasına gelmez. Dedelere maaş vermek lazımsa verilmesin anlamına gelmez. Bu manalardan söylemiyorum.”
Karaman, Rıdvan Memi’nin sorularına çok tartışılacak yanıtlar verdi..
İşte Karaman’ın açıklamaları:
Bir kısım kadınlar aynanın karşısına geçtiğinde karşı tarafı nasıl çarparım diye düşünür. Bunu da hem başını açan hem de örten için söylüyorum. Kimi de vardır, rüküş olmayayım ama saygın, düzgün olayım der. Ama maksatlarını biz bilemeyiz. Maksadı bir yana bırakalım ve görüntüye gelelim. Görüntüde tesettür başın üstüne bir örtü alıp, açmış olmaktan daha güzel bir kıyafetle, renkle, duruşla insanların karşısına çıktığınız zaman da, mecazi anlamda söylüyorum yine zinetinizi sergilemiş olursunuz. Yani başörtü takarak ayetin anlamına maksadına ters düşersiniz. Açarak da olur bu takarak da olur.”
Programda bu noktada Rıdvan Memi’nin sorduğu, Hz. Peygamber sahih bir hadiste “Giyinmiş Çıplaklar” tabirini kullanıyor, kimleri kastediyor? sorusuna Hayrettin Karaman’ın verdiği cevap çarpıcıydı:
“Bu az önce konuştuğumuz konuyla alakalı. Bu ifadeyi birkaç şekilde tefsir etmişler ve yorumlamışlar. Bunlardan bir tanesi şeffaf giyersiniz altını gösterir. Çıplak mı değil. Ama çıplak gibi. İkincisi bütün vücut hatlarınız belli oluyor.Bunlara bir şey daha eklemek icap ediyor, onu konuştuk az önce o da şudur. Giyiniyor ama açıktan daha cazip hale geliyor. Başını örtüyor, giyiniyor fakat öyle renklerle, öyle şekillerle ve öyle bir güzellik vererek, estetik değil cazibe vererek bunu yapıyor ki açık olsaydı belki o kadar dikkati çekmeyecekti. Bunu da çağdaş olarak eklemek lazım bu o yorumlara.
‘BAŞÖRTÜSÜ TEMEL KULLUK ENSTRÜMANIDIR DENEMEZ’
Rıdvan Memi’nin “Başörtüsü Allah’ın kadına dönük vazettiği unsurların temelini oluşturacak bir enstrümandır, denebilir mi? sorusuna ise Karaman’ın yanıtı gayet netti:
“Hayır denemez. Ben ısrarla örtünme tabirini kullanıyorum, bir. Bunun hem kadına hem erkeğe ait olduğunu söylüyorum, iki. Üç, örtünme Kur’an’da emredildiği için vazgeçemeyeceğimiz bir araçtır. Ama kadın ve erkekten istenen temel bir kulluk ensturmanıdır diyemeyiz.”
‘ERKEKLER KADINI GÜNAH ARACI GÖRÜP OLMAYAN YASAKLARI KOYABİLİYOR’
Kozmik Oda’da yaşanan en ilginç diyaloglardan biri de Rıdvan Memi’nin “Ahzab Suresi 59. Ayetin (dış giysi emri ayeti) sonundaki “Allah çok bağışlayıcıdır. Rahmet Kaynağıdır” ifadesi, Elmalılı Hamdi Yazır tarafından “Tesettür emrolunduğundan dolayı kadınlar bir baskıya uğratılmasın, aşırıya gidilmesin” şeklinde yorumlanıyor. Katılıyor musunuz?” sorusu üzerine gelişti, Hayrettin Karaman şunları söyledi:“Tabii. Şöyle katılıyorum. Cenab-ı Hakk kadınlara yönelik bir takım emirler ve yasaklar getiriyor. Fakat insanlar Allah’ın maksudunu aşarak, kendi egolarını tatmin etmek, kendi egemenliklerini kadınlar üzerinde göstermek ve kadınlara tahakküm edebilmek için bu maksadı aşabiliyor ve Cenab-ı Hakk’ın hedeflemediği yasakları koyabiliyorlar. Öyle oluyor ki camiye bile kadınların namaz kılmak için gitemelerini engellemek istiyorlar da Peygamber Efendimiz onlara “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın evlerinden mahrum etme” diyor.
‘KADINLAR CAMİDE ERKEKLER İLE BİRARADA, AYNI HİZADA NAMAZ KILABİLİR’
“İnsanlar günah işlememek için günah imkanlarını ortadan kalkmasına talip oluyorlar. Halbuki Allah böyle istemiyor. Din böyle istemiyor. Din şöyle istiyor, günah işleme imkanı bulunacak fakat siz iradenizle, Allah’a olan sevgi ve saygınızdan dolayı onu ihlal etmeyeceksiniz. Erkekler kadını günah aracı olarak görmüşler. Bu günah aracını mümkünse evin içinde hapsetmeyi arzu etmişler. Sınırı aşma dediğim işte bu. Sınırı tarih boyunca aşmışlar. Peygamberimiz bile bununla mücadele etmiş. Peygamber Efendimiz zamanında saflar önce erkekler, sonra erkek çocuklar sonra da kadınlar şeklinde sıralanmış. Ama erkekler kadınların hizasında olsalar. Mezhep imamları bu konuyu tartışmışlar. Mesela Hanefiler demişler ki, kadın önde olursa ya da erkeğin hizasında olursa erkeklerin namazı bozulur. Ama diğer imamlar bozulmaz demişler. Bozulmaz niye bozulsun. Kadınlar ve erkekler aynı hizada durabilirler.”
‘SİMGE ŞEKLİNİ BELİRLESİNLER, ÖYLE ÖRTÜNMEYİN DİYE FETVA VEREYİM’
“Başörtüsünün iddia edildiği gibi siyasal simge olarak şekli belirlensin ben kızlara o şekilde örtmeyin diye fetva vereceğim, bunu örtmeyin bunun dışında her türlü örtün ve okulunuza gidin diyeceğim. Önemli olan örtünmedir. Ne şekil ne kıyafet tayin edilmiş değildir.”
‘CEMEVLERİ KURAN VE SÜNNETE GÖRE İBADETHANE DEĞİLDİR’
Kozmik Oda’da son günlerde yeniden konuşulan Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesine yönelik tartışma da gündeme geldi. Rıdvan Memi’nin “Cemevleri Kuran ve sünnete göre ibadethane sayılabilir mi?” sorusuna Hayrettin Karaman’ın yanıtı yine netti:
“Sayılmaz. Kur’an ve sünnette Cemevlerinde yapılan şeyler ibadet olarak kabul edilmiyor. Kur’an’da ve sünnette ibadetin ne olduğu belli. Cemevlerinde hem dini hem de kültürel bir takım ritüeller yapılıyor. Bunun tamamına birden ibadet demek mümkün değildir. Bunlarda o evde yapıldığına göre o anlamda ona mabed demek mümkün değildir. Bu cemevleri olmasın manasına gelmez. Cemevlerine din adamları gelmesin, cemevlerine devletin camilere yaptığı gibi yardımlar yapılmasın manasına gelmez. Dedelere maaş vermek lazımsa verilmesin anlamına gelmez. Bu manalardan söylemiyorum.”