12 Eyl 2010 10:06 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:36

82 ANAYASA REFERANDUMU ÖNCESİNE DAİR KOMİK BİR GAZETECİLİK ANISI!

Milliyet Gazetesi yazarı Melih Aşık, 12 Eylül ihtilali sonrası yaşanan komik bir anıyı köşesine taşıdı!

Referandum anısı

Yıl 1982... Anayasa referandumu 7 Kasım günü yapılacak. Evet oyu beyaz, hayır oyu mavi... Bir karikatürde adamın “Sevgilim gözlerin ne kadar mavi” demesi bile mesele oluyor. Mavi demeye yürek istiyor. İşte o günlerde, 24 Ekim 1982 günü, Cumhuriyet’te aşağıdaki haber yayımlanıyor:

“Mavi Kartlar Değiştirilecek

İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri’nden yapılan açıklamada, otobüslerde kullanılan mavi kartların değiştirileceği bildirildi. İETT Genel Müdürlüğü’nce yapılan açıklamada,kartların renginin yanlış anlamlara ve istismarlara neden olabileceği belirtildi.Kartların en kısa sürede toplatılarak yerine başka renkte yeni kartların dağıtılacağı kaydedildi.”

* * *
Yalakalığın bu kerteye gelmesi bendenizi adeta çıldırtıyor. Ertesi gün Güneş’te Arka Pencere’de yaradana sığınıp şunları yazıyorum:

“Mavi Kart
İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel (İETT) İşletmeleri küçük fakat önemli bir açıklama yaptı... Açıklamada, otobüslerde kullanılan mavi kartların değiştirileceği bildirildi.
Alınan bu kararın gerekçesi mi?
‘Kartların rengi yanlış anlamalara ve istismara neden olabilir’miş...
Doğrusu biz bu haberi duyunca üzüldük... Zira kararı alan kişiler ruh sağlığı yerinde birer yurttaş olarak İETT gibi bir kuruluşu yönetmekte.
Ve düşündük? Nedir otobüs abonman kartının mavi oluşunun sakıncası... İnsanlar verecekleri oyun rengini otobüs abonman kartına bakarak mı tayin ediyorlar? Böyle deli var mı piyasada? Yooo... E öyleyse binlerce, yüz binlerce liralık abonman kartını rengi mavi diye iptal etmenin anlamı nedir? Yukarılara şirin görünme manevrası mı? Kim bilir?
Ama hiç sanmıyoruz ki yukardan kendilerine: ‘Bravo biz bu kadarını düşünmemiştik’ denilsin...”

Ertesi sabah Cumhuriyet’ten telefon geliyor... Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal:

- Ne yaptın sen yahu, diyor, o haberi arkadaşlar dalga geçmek için yazıp ortada bırakmışlar, gece nöbetçisinin de hoşuna gitmiş sayfaya koymuş. Haberi aslı astarı yok... Valla yandık...

Hem Cumhuriyet hem biz ertesi gün haberin aslı olmadığını yazıyoruz... Endişeli bir bekleyişe giriyoruz. Neyse ki arkası gelmiyor. Derin nefes alıyoruz...