17 yaşındayken gerçekten kötüleşmeye başladığını anlatan Liv, "Hayat, yemek yeme açısından her zaman zordu. Hayatımda yemek yerken acı çekmediğim bir zamanı hatırlamıyorum. 17 yaşımda ağrı dayanılmaz bir noktaya gelmişti" dedi.
Hiçbir içecek ve yiyeceği midesinde tutamadığı için gastroparezi teşhisi 17 yaşında konulan Liv, hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu tüm besinleri, sıvıları ve ilaçları doğrudan kalbine giden bir intravenöz hat (TPN olarak bilinen bir sistem) aracılığıyla aldığını söyledi.
Günlük rutininin sabah uyanmasıyla birlikte o gün için TPN beslemesini ayarlamayı, tıbbi randevularının ve bilgilerinin güncel olduğundan emin olmayı içerdiğini söyleyen Liv, günün geri kalanında ise büyük ölçüde kendi isteği dahilinde hareket edebildiğini ifade etti.
Arkadaşlarıyla ve ailesiyle birlikte bir masanın etrafına oturarak yemek yemeye dair büyük bir özlem yaşadığını söyleyen Liv, "Yiyecek ve içmenin zevkini ve deneyimini özlüyorum, farklı tatlar ve dokular gibi, o kadar çok lezzetli yiyecek var ki, onları özlemeyi asla bırakacağımı sanmıyorum. "Ailem inanılmaz derecede destek oldu ve onlar olmadan bu durumu atlatabileceğimi düşünmüyorum. Artık benim için hayat farklı, açıkçası yemek yiyemiyorum. Bu çok büyük bir değişim ve çok zor bir süreç oldu. Destek gerçekten farkındalığı artırmama yardımcı oluyor ve bunun için çok minnettarım" dedi.