6 yıl sonra 'Kozmik Oda' da boş çıktı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ‘suikast’ iddiasıyla Genelkurmay’a bağlı ‘Kozmik oda’ya girilip 25 gün arama yapıldıktan sonra açılan soruşturma hakkında 6 yıl sonra delil yetersizliğinden takipsizlik verildi.
‘Benim için dosya kapanmıştır’ diyen Savcı Küçük, 30’a yakın
şüpheli hakkında takipsizlik verirken şüphelileri usulsüz dinlemek
ve sahte belge düzenlemek iddiasıyla polisler hakkında soruşturma
başlatılmasını istedi.
Milliyet Gazetesi'nden Türker Karapınar'ın haberine göre, Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’a “suikast” iddialarıyla 2009 yılında
başlatılan ve devletin çok gizli bilgilerinin bulunduğu
Genelkurmay’a bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’na girilerek, 25 gün
süren arama yapılmasıyla gündeme oturan “Kozmik Oda” soruşturması 6
yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Cumhuriyet Savcısı Tekin Küçük,
dönemin Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı Albay Yusuf A. ile
Arınç’a suikast yapacakları iddiasıyla yakalanan askerler Albay
Erkan Yılmaz B. ve Binbaşı İbrahim G.nin de aralarında bulunduğu
30’a yakın şüpheli hakkında takipsizlik kararı yazdı.
Küçük, “Kozmik Oda” soruşturmasını yürüten bazı polisler hakkında
ise soruşturmayla ilgisi olmayan şüpheli subayların avukatı
Süleyman Ayhan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin
telefonlarını usulsüz biçimde dinledikleri, sahte belgeler
hazırladıkları ve olmayan ihbarlarla işlem yaptıkları iddiasıyla
ayrı bir soruşturma başlatılmasına karar verdi.
Savcı Küçük ayrıca Arınç’ın evinin bulunduğu Çukurambar semtinde
gözaltına alınan subaylar Erkan B. ve İbrahim G.’nin Albay Baki
K.’yı yasadışı takip ettikleri iddiasıyla soruşturma dosyasını da
ayırarak Askeri Savcılığa gönderme kararı verdi.
ABD’DEN GELEN İHBAR
“Kozmik Oda” soruşturması, 24 Aralık 2009 tarihinde, ABD’den gelen
bir ihbar üzerine Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda görevli Albay
Erkan Yılmaz B. ile Binbaşı İbrahim G.’nin, Arınç’ın da oturduğu
Çukurambar semtindeki polislerce alıkonulmasıyla başladı.
20 polis tarafından alıkonulan iki subaydan Erkan Yılmaz B.’nin
cebinden yere düştüğü iddia edilen bir kağıdın üzerinde “1424 C..
F.. A..” yazan bir not bulundu. Nottaki adresin Arınç’ın ev adresi
olduğu iddia edildi. Subayların kullandığı 06 LJY 48 plakalı araçta
da hükümet üyeleri ve eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in
adreslerini gösterdiği öne sürülen kroki bulunduğu iddia edildi.
İki subay, olay yerine gelen Seferberlik Bölge Başkanı Albay Yusuf
A. tarafından Merkez Komutanlığı’na götürüldü.
25 GÜN ARAMA YAPTILAR
Soruşturmayı yürüten eski özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa
Bilgili, subayların görev yaptığı Seferberlik Bölge
Başkanlığı’ndaki 11 ve 16 numaralı kozmik odalarda hâkim Kadir
Kayan aracılığıyla 25 gün arama yaptı. Aramalar sonucu ele geçen
belge ve bilgiler, Genelkurmay ve sivil mahkemede saklanırken, 26
Aralık 2009’da sekiz asker gözaltına alındı.
Savcı Bilgili, üç subayın “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek, örgüt
faaliyeti çerçevesinde hükümete karşı suça teşebbüs etmek”
iddialarıyla tutuklanmasını istedi. Mahkeme, tutuklama talebini
reddetti. Hâkim Kayan da daha sonra Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK) tarafından Yargıtay üyeliğine atandı. Tutuklanması istenen
ve mahkemeden serbest bırakılan üç subay, kroki ve notu kabul
etmedi.
Polisler subayları notu yutmaya çalışmakla suçlarken, subaylar
Arınç’ın ev adresi yazılı olan notun kendilerine ait olmadığını,
Genelkurmay’da görevli Albay Baki K.’yı izlemekle görevli
olduklarını söyledi.
NOTTAKİ YAZILAR ÖRTÜŞMEDİ
Albay Erkan Yılmaz B., ifadesinde, “Bulunan bu pusula bana ait
değildir. Kime ait olduğunu bilmiyorum. Montumun sağ yan cebine
nasıl girdiğini bilmiyorum. O ana kadar üzerimde böyle bir not
yoktu. Polisler bizi arabadan çıkardığında ellerimi arkaya çevirip
kelepçelediler. O anda üst araması yaptılar. Bu kâğıdı kesinlikle
polisler cebime koymuştur. Kanaatimde polisler ihbarın devamında bu
soruşturmayı derinleştirebilmek için benim cebime böyle bir kâğıt
koymuşlardır” dedi. Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasından sonra
“Kozmik Oda” dosyası Bilgili’den alınarak Savcı Tekin Küçük’e
verildi. Küçük, soruşturmanın dayanağı olan ve Albay Erkan Yılmaz
B.’nin yutmaya çalıştığı iddia edilen Arınç’ın ev adresinin yazılı
olduğu notun grafolojik incelemesini yaptırdı.
Erkan Yılmaz B.’den alınan imza örnekleri nottaki yazıyla
karşılaştırıldı. Sonuçta yazıların uyuşmadığı ortaya çıktı. Küçük,
subayların olay gününe ait cep telefonu sinyallerinin de
ifadeleriyle örtüşüp örtüşmediğini araştırdı. Subayların
ifadeleriyle cep telefonu sinyallerinin de örtüştüğü açığa
çıkarıldı.
‘DOSYA KAPANMIŞTIR’
Küçük, kamuoyu gündemini uzun yıllar meşgul eden soruşturmayı 6 yıl
sonra tamamladı ve Arınç’a suikast iddiasını destekleyecek
mahiyette yeterli şüphe bulunmadığı gerekçesiyle 30’a yakın şüpheli
hakkında takipsizlik kararı verdi. Karar onay için Ankara
Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hüseyin Şahin’e gönderildi.
“Benim için dosya kapanmıştır” dediği öğrenilen Küçük’ün 17 klasör
dosyada yaptığı inceleme kapsamında, aralarında şüphelilerin
avukatı Süleyman Ayhan’ın da bulunduğu çok sayıda kişinin
telefonlarının usulsüz şekilde dinlendiği, olaya ilişkin sahte
belgeler hazırlanarak, olmayan ihbarla işlem yapıldığı iddiasıyla
soruşturmada görev alan bazı polisler hakkında soruşturma
başlatılması gerektiğine karar verdiği öğrenildi.
SARHOŞKEN YAPTIĞI KONUŞMA
Polislerin, usulsüz dinleme iddiaları kapsamındaki ayrıntılar da
gün yüzüne çıkmaya başladı. Arınç’a suikast iddiasının gündemde
olduğu dönemde, Kıbrıs’ta görevli bir askerin Alkol aldığı bir
ortamda “Bu Arınç’ı da öldürmek lazım” dediği, askerle aynı ortamda
bulunan bir astsubayın da Arınç’a suikast iddiasıyla yürütülen
soruşturmayı ilgilendirebileceği gerekçesiyle savcılığa ihbarda
bulunduğu öğrenildi. İhbar üzerine söz konusu konuşmayı yapan
askerin teknik takibe alındığı ve böylece soruşturmada şüpheli
sayısının arttığı kaydedildi.
KAMYON DURDURULDU
“Kozmik oda” soruşturması sürerken 10 Mart 2010 tarihinde, yine
emniyete gelen bir ihbar sonucu içinde ‘kirli silahların’ bulunduğu
öne sürülen bir kamyon Gölbaşı yakınlarında durduruldu. Emniyete
götürülen 06 BJ 9915 plakalı kamyondan 25’li sandıklar içinde M26
model Amerikan yapımı NATO standardı savunma tipi kafile ve seri
numaraları üzerinde yazılı bulunan 958 adet el bombası çıktı. Savcı
Bilgili, el bombalarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait
olduğu, Milas/Güllük’ten Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler
Komutanlığı’na ait Oğulbey kışlasına götürüldüğü, ihbarın Kozmik
Oda soruşturmasındaki bir kısım subay ve astsubayla irtibatının
tespit edilemediği gerekçesiyle 12 Mart 2010’da takipsizlik kararı
verdi.
Ancak bu kararın ardından el bombalarıyla ilgili kriminal inceleme
yapıldı. Bomba bilgi merkezinden gönderilen irtibat raporunda, 958
adet el bombasının kafile ve seri numarasının Ergenekon, Hizbullah
ve Söylemezler çetesiyle ilgili operasyonlarda ele geçirilen
mühimmatlarla irtibatlı olduğu iddia edildi.
BENİM ÜZERİMDEN OPERASYON MU YAPTILAR ACABA?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Habertürk televizyonunda Aralık
2014’te katıldığı programda 2009’da kendisine yönelik suikast
iddiası için başlatılan soruşturma anımsatılarak, “Bu paralel
yapının kozmik odaya girmek için gerekçesiymiş, diye düşündünüz
mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Öyle bir şey zaman zaman aklıma geldi. Bu süreç ilerledikçe ve bu
darbe teşebbüsü ortaya çıktıktan sonra kafama takılan soru şu oldu;
‘Acaba benim üzerinden bir operasyon mu yaptılar?’ Çok çirkin bir
tabir ama kullanmak zorundayım, ‘acaba kullanmak mı istediler? Yani
kozmik odaya girmeleri gerekiyordu da böyle bir ciddi olayı
kamuflaj aracı olarak mı kullandılar’ diye. Yalan söylemem
gerekmez, içimdeki bir şüphe büyümeye başladı. Acaba bu olay
sebebiyle benim üzerimden bir başka operasyon yapmış olabilirler mi
diye.”