6. Montreal Türk Filmleri Şenliği Soma’yı unutmadı!
9 Mayıs’ta coşkuyla başlayan 6. Montreal Türk Filmleri Şenliği Soma’da yaşanan facia dolayısıyla 15 Mayıs’ta hüzünle bitti.
Görkemli açılış yapan Festival, Soma kurbanlarına saygı dolayısıyla sade bir törenle kapanışını gerçekleştirdi.Açılış filmi olarak Kerem Deren’in ‘Bi Küçük Eylül Meselesi’nin seçildiği 6. Montreal Türk Filmleri Festivali’nde sırasıyla Yılmaz Erdoğan’ın ‘Kelebeğin Rüyası’, geçen yıl yitirdiğimiz büyük oyuncu Tuncel Kurtiz anısına Nihat Durak’ın ‘Mutlu Aile Defteri’, ‘Momo, Kız kardeşim’ filmiyle tanınan Atalay Taşdiken’in son filmi ‘Meryem’ ve Filiz Alpgezmen’in ‘Yabancı’ adlı filmleri gösterildi.
Bir hafta süren 6. Montreal Türk Filmleri Festivali’nde uzun filmlerin yanında beş kısa film, dört de belgesel gösterildi. Bunlar kısa film olarak Murat Düzyol’un ‘Olmak’ı, Onur Yağız’ın ‘Patika’sı, Serhat Karaaslan’ın ‘Musa’sı, Buğra Dedeoğlu’nun ‘Şeref Dayı ve Gölgesi’ ve Eren Çukurluöz – Umut Subaşı’ yönetmenliğinde çekilen ‘Eksik’ oldu. Belgesel bölümünde ise şu filmler gösterildi: Sultan İlhan’dan ‘Gurbet’i Seçtim’, İshak Işıtan’dan ‘Brukman Kadınları’, Haydar Demirtaş’tan ‘Misafir’ ve Özer Kesemen’den ‘Zen’.
Geçen yıllara oranla çok daha ilgili bir sinemasever kalabalığın izlediği 6. Montreal Türk Filmleri Festivali, Soma faciasının duyulmasıyla son üç gün özellikle Türk kökenli izleyiciler açısından hüzünlü geçti; üç gün boyunca film öncesi kurbanlar anıldı, saygı duruşunda bulunuldu ve sevdiklerini yitirenlere başsağlığı dilendi.
Sade bir kapanış töreninde konuşan Montreal Türk Filmleri Festivali Başkanı Ömer Özen Soma kurbanlarına saygı duruşundan sonra yaptığı konuşmada özetle şunları dile getirdi:
“Soma’da yaşanan cinayetin boyutları, ne kadar saklamaya çalışsalar da ortaya çıkıyor. Resmi açıklama 282 diyor, ancak kayıpların 500’ün üzerinde olduğu söyleniyor. ‘Kader’ diyorlar, ‘Bu işin fıtratında bu var’ diyorlar… Her hukuksuzluğu, sömürüyü olağanlaştırıyorlar… Nedense yurttaşa hep kan, hep gözyaşı ve ölüm kalıyor… Biz burada, gönlümüz orada. Bir kez daha yaşamını yitirenlerin ışıklar içinde yatmalarını diliyor, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz.”
Bu yıl uzun metraj dalında ödül verilmezken, ilk kez izleyici ödülü verildi. İlk kez verilen İzleyici Ödülü’ne Halk Seçiciler Kurulu’nca ‘Bi Küçük Eylül Meselesi’ layık görüldü.
Ödülle ilgili mutluluğunu dile getiren ve izleyicilere teşekkür eden ‘Bi Küçük Eylül Meselesi’ filminin yönetmeni Kerem Deren, gönderdiği iletisinde şunları söyledi:
“Türkiye’de kara bulutlar var tepemizde. Dünyanın öbür ucundaki bir festivalden gelen bu güzel haberle bir küçük nefes alıp, hep bildiğimiz bir teselliyi hatırlama fırsatımız oldu: Sinemanın, perdede bir kaç görüntü, oyuncunun ağzından bir iki sözle mesafeleri yok eden, acıları ve sevinçleri tereddütsüz paylaşan bir sihri var. Bizim küçük bir film meselemiz vardı, kalbinizi ona açtığınız için teşekkür ederiz.”
Festival Seçici Kurulu ise ‘En İyi Kısa Film Ödülü’nü Buğra Dedeoğlu’nun ‘Şeref Dayı ve Gölgesi’ne layık görürken, ‘En İyi Belgesel Ödülü’nü çocuk gelinler sorununa dikkat çeken, ancak ‘güçlü kadın, kaderine boyun eğmeyen kadın’ iletisini öne çıkaran Özer Kesemen’in ‘Zen’ adlı filmi aldı.
Festival kapanışı’na küçük bir iletiyle katılan Buğra Dedeoğlu şunları söyledi:
“Filmimizi bu ödüle layık gören jüriye çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Bildiğiniz gibi birkaç gün önce Soma’da büyük bir felaket yaşandı. Bazıları tarafından üzerime vazife olmadığı söylenecek olsa da bu ödül vesilesiyle vahşi kapitalizme ve yozlaşmış bürokrasiye dikkat çekmek istiyorum. Felaketin mimarları, iş güvenliği konusunda insanlara gelecekle ilgili güven vermek bir yana, yapılan protesto gösterilerine şiddetle müdahale etmiştir. Lakin bilmelidirler ki, göz yaşlarımızda boğulacaklardır! Bu ödülü Soma’daki cinayete kurban gidenler adına alıyorum. Tekrar teşekkürler! Saygılarımla…”
En İyi Belgesel Ödülü’nü alan ‘Zen’ filminin yönetmeni Özer Kesemen ise duygularını şöyle dile getirdi:
“Merhaba, ekip arkadaşlarım adına böyle bir ödül almaktan dolayı çok mutlu olduk. Bu bizim için çok büyük bir onur, teşekkür ederim. İki gündür buradaki bu acı olay bizi o kadar çok üzdü ki ne desem bilemiyorum. Bugün bu çağda bile halen ülkemizin kanayan yarası olmaya devam eden çocuk gelinler sorununa biraz da olsa dikkat çekmeyi başarabildiysek ne mutlu bize. Biz bu ödülü, Hatice Keskin gibi, dün Soma’da hayatlarını kaybeden işçilerimiz gibi; hayalleri, gelecekleri, umutları ellerinden alınmış tüm insanlarımıza ithaf ediyoruz. Teşekkürler…”
Öte yandan, Türk kültürünü ve sinemasını tanıtan Kanada’nın tek ve en önemli Türk Filmleri Festivali’ne Büyükelçilik ilgi göstermediği gibi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da herhangi bir destek vermediği bildirildi.