24 Eyl 2007 12:31 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:50

5 YIL SONRA İLK KEZ KONUŞAN CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER BAŞDANIŞMANI AHMET SEVER NELER ANLATTI?..CUMHURBAŞKANI GÜL DAĞDA BİR GÜN NİÇİN KALMAK İSTEDİ?..FİRST LADY KÖŞK'E NE ZAMAN ÇIKIYOR?..

Sever, gazetecilik hayatına ilk başladığı gazete olan Milliyet'e konuşarak 5 yıldır ilk kez suskunluğunu bozdu. Sever, 16 yıldır tanıdığı Cumhurbaşkanını anlattı...

Mahallede dönüşüm başlattı

Cumhurbaşkanı'nı 16 yıldır tanıyan Sever, "Mahalle baskısının altında kalmak bir yana, Cumhurbaşkanı Gül, bilakis, mahallenin üzerinde baskı kurup onları farklı bir noktaya çeken bir yaklaşım içinde" diyor.


Soru Cevap? - Devrim Sevimay

3N1K

KİM: Ahmet Sever 1960-Konya doğumlu. 17 yaşında ailesiyle birlikte Brüksel'e yerleşti. Brüksel Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okudu. Gazetecilik hayatına 23 yaşındayken Milliyet'te başlayan Sever, yedi yıl sonra Brüksel Temsilcisi oldu. İsminin artık AB'yle özdeşleştiği meslekteki 19'uncu yılında ise çizginin diğer tarafına geçme kararı aldı. Aslında ortak payda yine AB'ydi, ama bu kez icracıların arasındaydı.
Önce 3 Kasım seçimlerinde İsmail Cem'in YTP'sinden milletvekili adayı oldu. İki ay sonra da dönemin Başbakanı Gül'ün "AB ve İletişimden Sorumlu Başdanışmanlığı" teklifini kabul etti. Tezkerenin geçmemesinden zina maddesinin kaldırılmasına, müzakerelerin başlama sürecinden 301 tartışmalarına, 27 Nisan'dan 28 Ağustos'a kadar pek çok olayın perde arkasını Gül'le birlikte yaşadı; hatta bazı olayların "gizli kahramanı" oldu. 30 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Başdanışmanı görevine getirilen Sever, evli ve ikiz çocuk babası.
NEDEN: Bu söyleşinin iki nedeni var: Birincisi, Cumhurbaşkanı Gül'ü Başdanışmanı'ndan dinlemek... İkincisi, Cumhurbaşkanı Gül'ü Ahmet Sever'den dinlemek... Birincisi önemli; ikincisi değerli...
NE ZAMAN: 20 Eylül, Perşembe günü.
NEREDE: Köşk'te.


Laiklikle ilgili endişelerin bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde içeriden bir kişi olarak durumu siz nasıl görüyorsunuz; mesela sizin hiç tereddüdünüz yok mu?
Benim Sayın Cumhurbaşkanı'yla ilgili hiçbir tereddüdüm yok. Kendisini hakikaten çok iyi tanıdığımı düşünüyorum (16 yıldır) ve onun insanlara bakışını, değer yargılarını çok iyi biliyorum. Sayın Gül elbette ki muhafazakâr bir insan, ama bunu bireysel yaşıyor. Söylediği hep şudur, "Herkes kendi istediği gibi yaşasın, kimse kimsenin ayağına basmasın." Temel felsefesi bu.

Sizi ikna eden de bu felsefesi mi?
Tabii, çünkü ben Sayın Cumhurbaşkanı'nın samimiyetine inanıyorum. Bu aralar mahalle baskısından bahsetmek çok moda. Mesela Cumhurbaşkanı'nın da mahalle baskısının altında kalacağı söyleniyor...
Oysa tam tersi... Cumhurbaşkanı mahalleyi etkileyen, bilakis mahallenin üzerinde baskı kurup onları farklı bir noktaya çeken bir yaklaşım içinde...
Mesela AB'ye en karşı çıkan kesim Milli Görüş geleneğinden gelenlerdir. Avrupalıya "gâvur" diyen bir taban söz konusu... Ama sonra o tabanın gözünde Avrupa'yı daha sempatik kılan, daha değişik gözle bakmasını sağlayan bir dönemden geçtik.


Dönüşüm hâlâ devam ediyor
Bir dönüşüm mü?
Evet, mahallenin üzerine bir baskı yaparak onların dönüşümünü sağlayan bir süreç... Ve hâlâ da o dönüşüm devam ediyor.

Peki bu sürecin sonunda neye dönüşmüş olacağız, nihai amaç ne?
Herkesin aşırılıklarından arınıp birbirini anlamaya başlayacağı gerçek bir uzlaşı ortamı... Amaç bu. Sayın Gül'ün de özellikle Cumhurbaşkanı seçildikten sonra alacağı tavır, icraat ve duruşuyla bu noktada çok önemli bir rolü olacak. Önümüzdeki süreçte bu çok net görülecek.

Kutuplar arasında bir arabulucu gibi mi yani?
Mevcut bir gerilim varsa onu düşürmek için kimle kim arasında olursa olsun orada aktif rol alacak.

Cumhurbaşkanı böyle bir misyonunun olduğ