5 yıl boyunca kızına oyuncak alamayan adam…
Mustafa Balbay'la bir oyuncakçı dükkanında karşılaşmamız...
2008’in Temmuz ayı… Haramiler grubunun solisti olan
arkadaşımız Ayhan Yılmaz ve Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı olan
eşi Eda Yılmaz ile birlikte Kaş’ta geçirdiğimiz uzun bir tatilden
dönüyoruz. Bolca yüzmüş, dinlenmiş, sarhoş olmuş, şarkı
söylemişiz. Yanımızda da çocuklarımız var. Kuzey 7, Can henüz
5 yaşında…
Sanırım Afyon yakınlarında, “ayaklarımız açılsın biraz” dedik, mola
verdik. Bizim bacaksızlar hemen dinlenme tesisinin oyuncakçı
dükkanına koşturdular, biz de peşlerinden… Dükkandan çıkarken Ayhan
farketti önce, “Mustafa Bey nasılsınız!” dedi, Mustafa Balbay’dı
karşımızdaki, o da kızına oyuncak almıştı. Hemen merakla gözaltına
alınma sürecini sorduk. “Morali yerindeydi, mücadele edeceğim,
yılmak yok” dedi, birkaç hoşbeş daha edip birbirimizi uğurladık.
Sevinçli, güzel bir tatil anısının, dün izlediğim şey yüzünden
oldukça buruk bir etkisi olacağını o zaman bilemezdim.
Çünkü 1 Temmuz 2008 sabahı Ergenekon soruşturması kapsamında
Ankara'daki evinde gözaltına alınmış, evindeki bilgisayarına el
konulmuş ve kendisi sivil polislerin eşliğinde evden çıkarılarak
gözaltına alınmıştı. Mustafa Balbay 5 Temmuz 2008 günü mahkeme
tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bizim
karşılaşıp hal hatır sormamızda sanırım bundan bir 10 gün sonrasına
rastlar.
Ayhan, Kaş tatili boyunca Mustafa Balbay’ın uğradığı haksızlığı
takip etmiş, bu konuda epey endişelenmişti. O yüzden kendisiyle bu
karşılaşma çok sevinçli oldu. Hepimiz o anda çocuklarımız için
oradaydık. Aksi takdirde birbirimizi görmeden herkesin yoluna
gitmesi daha büyük bir ihtimaldi.
Sonra… 5 Mart 2009 sabahı tekrar gözaltına alındı ve ertesi sabah
tutuklandı.
O tarihten bu yana, biz yaşlandık, çocuklarımız büyüdü. Kuzey
neredeyse delikanlı oldu, artık kıyafetlerini kendi seçiyor, ayna
karşısında saatlerce saçıyla uğraşıyor. Balbay hapisteyken biz
çocuklarımızı sevmeye devam ettik, yeni oyuncaklar, giysiler aldık,
onlara hiç kıyamadık.
Mustafa Balbay’la hepimizin evlatları yanımızdayken ettiğimiz
sohbetten bu yana o kızına oyuncak alamıyor, saçını okşayamıyor
daha da kötüsü büyüdüğüne tanıklık edemiyordu. Bir babanın en büyük
gururu ve ona yaşlanmanın kötü bir şey olmadığını gösteren yegane
şeydir çocuğunun hayatını izlemek.
O yüzden, kızının otobüsün gelmesini bekleyemeyip koşusunu, onun
otobüsten inip çocuğuna sarılışını görünce duygulandım. Tüm
ideoloji ve inanışların ötesinde bir şey bu… İktidar + Cemaat
ittifakıyla içeri tıkılanlardan biriydi Balbay, şimdi o ittifak
çöktüğü için belki de, özgür bir adam olarak yine aramızda.
İktidar savaşları bir babayla çocuğunu kolayca birbirinden
ayırabiliyor, daha kötüleri de yaşanıyor, öyle şeyler oluyor ki,
kendi doğurduklarını gömüyor insanlar.
Dünyayı cehenneme çeviren şey bizim açgözlülüğümüzden, kontrol
etmek isteyişimizden başka hiçbir şey değil.
Keşke çocuklarımızın büyüdüğünü izlemek yetseydi bize…
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]