5 gazeteden 13 yazar Kabataş için birleşti! Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ!
Hükümete yakın gazetelerin yazarları bugünkü köşe yazılarıyla bir protestoya imza attı.
Gezi olayları sırasında Kabataş'ta saldırıya uğradığını iddia eden
Zehra Develioğlu'nun en büyük destekçilerinden gazeteci Elif
Çakır'ın, iddiaların gerçek dışı çıkmasının ardından yargılanması
gündeme geldi.
Çakır'ın eski avukatı Fidel Okan'ın Çakır hakkındaki "Kabataş
Yalancısı' olarak ömrünün sonuna kadar o gelinle beraber anılacak"
sözleri tartışmaları alevlendirdi.
İktidara yakın gazetelerin köşe yazarları bugün Kabataş Olayı ile
ilgili bir protestoya imza attı.
Sabah gazetesinden Mahmut Övür, Yeni Şafak'tan
Abdülkadir Selvi, Kemal Öztürk, Yasin Aktay, Merve Şebnem
Oruç, Star'dan Ahmet Kekeç, Ardan Zentürk, Halime
Kökçe, Saadet Oruç, Murat Çiçek, Türkiye'den Fuat
Uğur, Yeni Akit'ten Ersoy Dede ve
Kenan Alpay bugünkü köşe yazılarında
"Diliniz KABA vicdanınız TAŞ" başlığını
kullandı.
Köşelerini Kabataş olayına ayıran yazarlar Elif Çakır, Halime
Kökçe, Nihal Bengüsu Karaca, Hilal Kaplan gibi 'başörtülü
yazarların' linç edildiklerini ileri sürdüler ve Zehra
Develioğlu'na destek verdiler.
İşte, o yazılardan birkaçı:
Mahmut Övür / Sabah Diliniz KABA, vicdanınız
TAŞ
Bırakın tek parti, tek şef dönemini, geriye dönüp bakın,
Türkiye'nin çok partili sisteme geçişinden bu yana, eski Türkiye'yi
biçimlendiren egemen ideoloji toplumun önemli kesimlerini hep yok
saydı, aşağıladı...
Dindarı, Kürdü, Alevi'si, azınlıkları hatta sol ve liberal düşünce
sahipleri bile ötekileştirilip dışlandı. Sadece onlar da değil, bu
farklı kesimlerin biraz olsun nefes almasını sağlayan Menderes'ten
Özal'a, Erbakan'dan Erdoğan'a, başbakan veya cumhurbaşkanı olanlar
bile o egemen ideolojinin saldırısından, aşağılamasından
kurtulamadı.
Yazının tamamını okumak için
tıklayın.
Kemal Öztürk / Yeni Şafak Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ
Seçim yaklaştıkça olacakları artık biliyoruz. Sandıkta
kazanamayanlar, kumarda kazanmanın peşinde. Sokakları, gençleri,
toplumun sinir uçlarını tahrik ederek iktidarı, gücü ele geçirmek
için siyasi kumar oynuyorlar.
İflas etmiş ve kaybetmiş tüccar gibi, eski defterleri açmışlar,
tarihin çöplüğünden malzeme çıkarmak için uğraşıyorlar. Gezi’nin
karanlık ekibi yine aktive oldu. Bir yandan ‘Haziran Hareketi’
diye, Ulusalcı Perinçek ekibi seçim öncesi ortamı karıştırmak için
hazırlık yaparken, bir yandan da Kabataş olayını yeniden ısıtan
karanlık bir ekip gündemde yer bulmaya çalışıyor.
Yazının tamamını okumak için
tıklayın.
Abdülkadir Sevli / Yeni Şafak Diliniz KABA Yüreğiniz
TAŞ
“Kadının Adı yok” Duygu Asena’nın romanıydı.
Ülkede henüz 12 Eylül’ün izleri silinmediği bir dönemde
yazmıştı.
Başörtüsü zulmünün devam ettiği yıllarda sadece kadının adı
olmadığını öğrendim. Başörtülüyse “Kadının hakkı da yok”tu.
Hitler’in, ”Gaz odaları”ndan mülhem, “İkna Odaları” icat
edildiğinde, kızlarımızın okullarından atıldığında, Meclise
sokulmadıklarında bu gerçek bir kamçı gibi yüzümüzde patladı
durdu.
Yazının tamamını okumak için
tıklayın.
Halime Kökçe / Star Diliniz KABA vicdanınız TAŞ
Dünyanın en barışçıl eylemi diyorlar “Gezi kalkışması”na. Az daha
‘devrim’ yapacaklardı o “barışçıl eylemle” ama Kabataş’ta bir genç
kadına yapılan taciz haberi devrimin ellerinde patlamasına sebep
oldu!
Herhalde bu yüzden, yani ‘devrimlerinin’ akim kalmasına sebep
olduğu için devrimin çocukları bugün hala yapamadıkları devrimi
küfür seanslarıyla anıyorlar. Sosyal medyada küfür ayinleri
yapıyorlar. Bunların okumuş yazmış, profesör, gazeteci-yazar, tv
yorumcusu olmuşları ise yapamadıkları devrimin acısını
çıkartıyorlar; tv ekranlarından ve köşelerinden tehdit ve hakaret
yağdırarak.
Yazının tamamını okumak için
tıklayın.
Fuat Uğur / Türkiye Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ
Gazeteci Elif Çakır için “Kabataş nedeniyle özür dilesin” diye bir
kampanya açmışlar. Ne yapmış Elif Çakır?
Gezi vandalizmi sırasında Kabataş’ta saldırıya uğradığını, en ince
detaylarına kadar anlatan bir kadınla röportaj yapmış ve bunu
yayınlamış.
Kadın yalan mı söylemiş?
Hayır.
Görüntü yok diyorlar.
Evet, Türkiye’de zaten 100 yıldır tecavüzler, saldırılar ve
tacizlerin hep görüntüleri vardı ve öyle ispat ediliyordu.
Görüntü olmayınca, taciz ve saldırı da olmuyor demek. Kafaya
bakın.
Yazının tamamını okumak için
tıklayın.