376 yıllık tablonun sırrını Türk doktor çözdü!
Doktor Kadir Abul, 376 yıldır çözülemeyen o sırrı çözdü, Amerikan tıp dergisine kapak oldu...
İspanyol ressam Jusepe de Ribera’nın sağ ayağı sakat bir dilenci
çocuğu betimlediği 1642 tarihli yağlıboya tablosu, önceleri ‘Cüce’
adıyla anılırken sonra çocuğun hastalığının ‘Çarpık Ayak’ olduğu
değerlendirilerek bu ismi aldı. Paris’teki ünlü Louvre Müzesi
koleksiyonunda bulunan tabloyu ilk olarak bir arkadaşının sosyal
medya paylaşımında gören Operatör Doktor Kadir Abul, eseri analiz
ederek dilenci çocuğun hastalığının, o dönemde henüz adı konulmamış
çocuk felci olduğunu belirledi. Abul’un, meslektaşları Op. Dr.
Fettah Büyük ve Op. Dr. Abdulhamit Mısır’ın katkılarıyla
hazırladığı bilimsel makale, Amerika’nın saygın tıp dergilerinden
Clinical Orthopaedics and Related Research’e mayıs ayında kapak
oldu.
376 YILLIK SIR ADIM ADIM ÇÖZÜLDÜ
Hürriyet'ten Çetin Aydın'ın haberine göre; Acıbadem Maslak
Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi’nde görevli, 36 yaşındaki Op. Dr.
Kadir Abu, tabloyu incelemeye başladığında esas dikkatini çeken,
çocuğun elinde tuttuğu bir kâğıt ve sol omzunda tuttuğu bir
sopaydı. Bu sopanın bir koltuk değneği olabileceğini düşündü. Oysa
‘çarpık ayak’ hastaları koltuk değneğine ihtiyaç duymazdı. Heyecana
kapılmıştı, hemen bilgisayarda kendini sopanın boyunu ölçerken
buldu. Değneği hizaladı, tam da koltuk altı seviyesindeydi. Değnek
düz değil bir seviyeden sonra eğri duruyordu. Çocuğun boynunun tam
önüne gelen kısmı aşınmış ve eğrilmişti. Buraya bir bası geliyor
olmalıydı. Bu aşınma ve eğrilme, çocuğun dizi kilitlemek için,
değneğini dizin hemen üzerine ve ön kısmına bastırarak kullandığını
gösteriyordu. Bu yürüme şekli ‘çocuk felci’ (poliomiyelit)
hastalığının karakterine uyuyordu.
Peki çocuk neden elini dizinin üstüne bastırarak yürümek yerine
koltuk değneği kullanıyordu? Bu sorunun yanıtı da tabloda çocuğun
elinde tuttuğu kâğıt parçasında gizliydi. Latince “Da mihi
elimo/sinam propter/amorem dei!” (Tanrı aşkına bana sadaka verin!)
yazılı olan bu kâğıt, aslında o dönemin Napoli’sinde hükümetten
alınan dilencilik belgesinden başka bir şey değildi. Aksi takdirde
hırsız olarak yaftalanır ve dilenemezdi. Fakat bu belge sayesinde
hem dilenme ‘hakkını’ elde ediyor hem de koltuk değneğini dizine
yaslayıp kilitleyerek yürüyüp kendisini daha da aciz ve acınılır
durumda gösteriyor, para alma şansını artırıyordu.
RESSAM HANGİ HASTALIĞI ÇİZDİĞİNİ BİLMİYORDU
Op. Dr. Kadir Abul, “Tablonun çizildiği sene 1642, çocuk felci
hastalığının tanımlanması 1789 senesi. Arada 150 yıl gibi bir süre
var. Ressam çiziyor ama hangi hastalığı çizdiği belli değil. Tabii
bizim iddiamız çocuk felci yönünde, elimizde bunu net kanıtlayacak
MRI veya EMG gibi tetkiklerimiz de yok. O yüzden tablodaki gizli
ayrıntıların analizi önem kazanıyor. Bizim yaptığımız tam da bu
oldu” diye konuşuyor.
Doktor Abul çalışmasını ilk olarak Türk Milli Ortopedi Kongresi’nde
sundu. Daha sonra çalışma, Op. Dr. Fettah Büyük ve Op. Dr.
Abdulhamit Mısır’ın da katkılarıyla bilimsel bir makale haline
getirildi. Uzun yazışmalar sonrası Louvre Müzesi’nden telif hakları
da alınarak Amerika’nın ünlü Clinical Orthopaedics and Related
Research dergisinde yayımlandı. Dergi ana editörlerinin çok
ilgisini çeken makale, aynı zamanda derginin kapak resmi olarak
Mayıs 2018 sayısında yerini aldı. Abul ve meslektaşları, ismini
değiştirmek için tablonun bulunduğu Louvre Müzesi’ne
başvuracaklarını söyledi.