04 Nis 2012 16:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:30

32 YIL SONRA AYNI HABERİ SUNDU!

32 yıl önce 12 Eylül darbesinin bildirisini okuyan Mesut Mertcan bu kez darbenin davasının haberini anons etti!

Habertürk’ün öğle bülteninde jenerik döndüğünde izleyicinin karşısına takım elbisesi içinde Mesut Mertcan çıktı. Öğle bültenini sunan Mesut Mertcan, tarihi davayı anons etti.

Ünlü spiker haberi, "32 yıl önce de tarihi bir gündü, bugün de. O gün yeni bir dönemin anonsunu yapıyordum. Bugün de öyle. Bugün tarihi bir hesaplaşmanın başladığı gün" diyerek sundu.

TRT’nin eski spikeri Mesut Mertcan, 32 yıl önce 12 Eylül 1980 darbesini Türkiye’ye haber veren bildiriyi okumuştu.

Mertcan, Habertürk Televizyonu’nda 32 yıl sonra ise o darbenin yargılandığı davanın haberini okuyarak Türkiye’nin dönüşümünü gözler önüne serdi.

İŞTE 32 YIL SONRA AYNI ANONS

O GECE NELER YAŞANDI?

Mesut Mertcan, tarihi davanın yıldönümünde 12 Eylül darbesinin olduğu gece neler yaşadığını da izleyiciye aktardı.

İşte Mertcan’ın ağzından o gece olanlar :

"Geceyarısı askerler tarafından radyoya getirtildim ve orada tutuldum. Kenan Evren imzalı darbe bildirisini beklemeye başladık... Neden ben okudum? 11 Eylül gecesi TRT radyolarında 23:00 haberlerini okudum. 15 dakika sürdü ve daha sonra servisle evime gittim. Saat 23:30’da evdeydim. Saat 24:00 sularında telefonum çaldı. Karşımda zamanın Haber Dairesi Başkanı, kendisini rahmetle anıyorum, Muammer Yaşar Bostancı.

ŞAŞIRDIM... TEDİRGİN OLDUM

Ne yaptığımı sordu... Ben de evde olduğumu, yemek yediğimi söyledim. Bir organizasyon konusu için bana gelmek istediklerini söyledi. Şaşırdım. Biraz da tedirgin oldum. Çünkü o zamanlarda siyasi görüşleriniz nedeniyle işinizi yapamaz hale gelebilirdiniz. Ben de Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye ayağında çalışıyordum. Daha sonra Televizyon Haber Müdür ile beraber geldiler ve beni evden aldılar. ’Nereye gidiyoruz’ diye sordum. ’Toplantıya’ dediler.

GAZİNOYA GİDİYORUZ SANDIM AMA...

Ben, gazinoya gidiyoruz diye düşündüm. Hatta ben, gazinoya gideceğim diye hazırlık da yapmıştım. Kendimce fıkralar, şiirler hazırlamıştım. ’Genelkurmay’a toplantıya gidiyoruz’ dediklerinde gerçekten inanmadım. ’Abi bırakın hangi gazinoya gidiyoruz’ dedim. Benim ne işim olabilir ki Genelkurmay’da!.. Hatta bir dönem sonra paşalardan birinin düğünü var diye düşündüm.

Genelkurmay’a girdiğimizde bir masa çevresinde paşalar oturuyordu. Halimi hatırımı sorduktan sonra biri, ’Mesut’a okuyacağı bildiriyi getirin’ dedi. Ben o zaman ihtilal olduğunu anladım!"