01 Kas 2010 08:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:45
''31 EKİM 2010'DA HÜRRİYET'İN PRUVASINA BEYAZ BAYRAK ÇEKİLDİ'' AMİRAL GEMİSİ'NİN SEYİR DEFTERİNDE NELER VAR?
Hürriyet'in "Ex Başyazarı" Oktay Ekşi'nin Mehmet Ali Erbil'e rahmet okutacak türden hata yaptığını belirten Akşam yazarı Burhan Ayeri, kulislerde fısıldananları yazdı.
Alkışlanan harakiri
Oktay Ekşi Ağabeyimizi severiz. Basın Konseyi’ni kuruş aşamasında, ’Tercüman Grubu’ her bakımdan lider konumdaydı. Dönemin mükemmel tesisleri, Akdeniz Haber Ajansı ve bir sürü yan yayını mevcuttu. Hatta Kervan Kitap adlı kuruluşa sahipti. Bu listeyi uzatmak mümkün. Ekşi Büyüğümüzün Konsey’in kurucuları arasında yer almamız teklifine ’Evet’ dedik. Bizimkilerde kıyamet koptu. Maaşımızı ödeyenler, ünlü yazarlarımız örtülü-açık uyarıda bulundular. Her zaman olduğu gibi ’Verdiğimiz sözden dönmedik’. Merak edenler açıp baksın, ’Basın Konseyi’nin Kurucular Kurulu’ içinde ismimiz yer alır. Aradan iki yıl geçmeden, tehdit savuranların üye olduklarını gördük. Hatta, yönetimde yer alanlar mevcut. Onlarla aramızdaki fark ’Çizgimizde hiç kırık olmaması’. Hayatta ne çalıştığımız müesseseyi, ne de sevdiğimiz insanları sattık.
...
Gelelim Hürriyet’in, magazin diliyle ’Ex Başyazarı’na. Aynı kefeye koymak istemeyiz ama Mehmet Ali Erbil’e rahmet okutacak hata yaptı. ’Analarla ilgili benzetme’ yakışmadı. Hani bir laf vardır; ’Vuruşa vuruşa çekilmek’. Tıpkı Emin Çölaşan ya da Bekir Coşkun gibi. Böyle olmadı. Açıkça kabulleniyoruz; ’Duayen gazetecinin, meslek hayatında en büyük yanlışıydı’. Kendisi hep reddedecek olsa bile, iyi biliyoruz ’İstifaya zorlandı’. Sebebi gayet net; ’Doğan Grubu’nun içine düştüğü -Düşürüldüğü- ekonomik dar boğaz’. Yazarlar birer birer gönderilmekte. Tıpkı balonun yere çakılmaması için, sepettekilerin tek tek atılması gibi. Ertuğrul Özkök’ün görevden alınışı, Radikal’e cemaat kökenli Eyüp Can’ın atanması bunlardan. ’Kellesi istenenler’ arasında Yılmaz Özdil’in de olduğunu duymayan yok.
...
Çoktandır fısıldananlara da değinmek zorundayız. Aydın Doğan köşeye sıkışmış durumda. Petrol Ofisi’nin Avusturyalılara devri, bir yerde ’Petrol rafinerisi kurma sözü’nün Ankara tarafından engellenmesinin sonucudur. Yabancılardan alınan avans, böyle ödenebildi. Murdoch’un satın alma girişimine hükümetçe onay tanınmadığı yine konuşulanlar arasında. Onun yerine ’İktidara yakın bir konsorsiyum oluşturulduğu’ biliniyor. Bütün bu gelişmelerin sonucunu, 2011 seçimlerinden önce birlikte göreceğiz.
...
Gelelim ’Amiral Gemisi’nin Seyir Defteri’ne. Kaptan Kirk’in yazdıklarına benzetelim; ’31 Ekim 2011. Hürriyet’in pruvasına beyaz bayrak çekildi’. Neden mi? Gazetenin sol alt köşesinde Oktay Ekşi’nin vedası yer almakta. Sürmanşetinde ise ’Başbakan’ın Yaşamından Özel Kareler’. Enis Berberoğlu komutasındaki yayın organının tercihi bu. Hüseyin Besli-Ömer Özbay ikilisinin hazırladığı ’RECEP TAYYİP ERDOĞAN. Bir Liderin Doğuşu’ adlı kitap taaa tepelerde. Aydın Bey’in naralar attığı ’Küçük dağları ben yarattım’ havası bastığı dönem olsa, kesinlikle ilaveye atılırdı. En çok kanımıza dokunan ’Şeyini şey ettiğim’in mucidi Bülent Arınç’ın ’Yetmez. Basın Konseyi’nden de istifa etsin’ çıkışı. Kendisi, etti mi?
...
İşte böyle. Sanırız size birtakım gerçekleri özetledik. Haaa, bu yönetim değişikliklerinin, konsorsiyumların tek bir yere özgü olmayacağını söylemeyi unutmayalım.
ÖZEL NOT: Oktay Ekşi Ağabeyimizle Beykoz’dan Büyükçekmece’ye uzanan bölgelerde yediğimiz balıkları, anılarımızın en tatlı bölümü olarak saklayacağız. Tekrar buluşmak dileğiyle, saygıyla ellerinden öpüyoruz.
Burhan AYERİ / AKŞAM
Oktay Ekşi Ağabeyimizi severiz. Basın Konseyi’ni kuruş aşamasında, ’Tercüman Grubu’ her bakımdan lider konumdaydı. Dönemin mükemmel tesisleri, Akdeniz Haber Ajansı ve bir sürü yan yayını mevcuttu. Hatta Kervan Kitap adlı kuruluşa sahipti. Bu listeyi uzatmak mümkün. Ekşi Büyüğümüzün Konsey’in kurucuları arasında yer almamız teklifine ’Evet’ dedik. Bizimkilerde kıyamet koptu. Maaşımızı ödeyenler, ünlü yazarlarımız örtülü-açık uyarıda bulundular. Her zaman olduğu gibi ’Verdiğimiz sözden dönmedik’. Merak edenler açıp baksın, ’Basın Konseyi’nin Kurucular Kurulu’ içinde ismimiz yer alır. Aradan iki yıl geçmeden, tehdit savuranların üye olduklarını gördük. Hatta, yönetimde yer alanlar mevcut. Onlarla aramızdaki fark ’Çizgimizde hiç kırık olmaması’. Hayatta ne çalıştığımız müesseseyi, ne de sevdiğimiz insanları sattık.
...
Gelelim Hürriyet’in, magazin diliyle ’Ex Başyazarı’na. Aynı kefeye koymak istemeyiz ama Mehmet Ali Erbil’e rahmet okutacak hata yaptı. ’Analarla ilgili benzetme’ yakışmadı. Hani bir laf vardır; ’Vuruşa vuruşa çekilmek’. Tıpkı Emin Çölaşan ya da Bekir Coşkun gibi. Böyle olmadı. Açıkça kabulleniyoruz; ’Duayen gazetecinin, meslek hayatında en büyük yanlışıydı’. Kendisi hep reddedecek olsa bile, iyi biliyoruz ’İstifaya zorlandı’. Sebebi gayet net; ’Doğan Grubu’nun içine düştüğü -Düşürüldüğü- ekonomik dar boğaz’. Yazarlar birer birer gönderilmekte. Tıpkı balonun yere çakılmaması için, sepettekilerin tek tek atılması gibi. Ertuğrul Özkök’ün görevden alınışı, Radikal’e cemaat kökenli Eyüp Can’ın atanması bunlardan. ’Kellesi istenenler’ arasında Yılmaz Özdil’in de olduğunu duymayan yok.
...
Çoktandır fısıldananlara da değinmek zorundayız. Aydın Doğan köşeye sıkışmış durumda. Petrol Ofisi’nin Avusturyalılara devri, bir yerde ’Petrol rafinerisi kurma sözü’nün Ankara tarafından engellenmesinin sonucudur. Yabancılardan alınan avans, böyle ödenebildi. Murdoch’un satın alma girişimine hükümetçe onay tanınmadığı yine konuşulanlar arasında. Onun yerine ’İktidara yakın bir konsorsiyum oluşturulduğu’ biliniyor. Bütün bu gelişmelerin sonucunu, 2011 seçimlerinden önce birlikte göreceğiz.
...
Gelelim ’Amiral Gemisi’nin Seyir Defteri’ne. Kaptan Kirk’in yazdıklarına benzetelim; ’31 Ekim 2011. Hürriyet’in pruvasına beyaz bayrak çekildi’. Neden mi? Gazetenin sol alt köşesinde Oktay Ekşi’nin vedası yer almakta. Sürmanşetinde ise ’Başbakan’ın Yaşamından Özel Kareler’. Enis Berberoğlu komutasındaki yayın organının tercihi bu. Hüseyin Besli-Ömer Özbay ikilisinin hazırladığı ’RECEP TAYYİP ERDOĞAN. Bir Liderin Doğuşu’ adlı kitap taaa tepelerde. Aydın Bey’in naralar attığı ’Küçük dağları ben yarattım’ havası bastığı dönem olsa, kesinlikle ilaveye atılırdı. En çok kanımıza dokunan ’Şeyini şey ettiğim’in mucidi Bülent Arınç’ın ’Yetmez. Basın Konseyi’nden de istifa etsin’ çıkışı. Kendisi, etti mi?
...
İşte böyle. Sanırız size birtakım gerçekleri özetledik. Haaa, bu yönetim değişikliklerinin, konsorsiyumların tek bir yere özgü olmayacağını söylemeyi unutmayalım.
ÖZEL NOT: Oktay Ekşi Ağabeyimizle Beykoz’dan Büyükçekmece’ye uzanan bölgelerde yediğimiz balıkları, anılarımızın en tatlı bölümü olarak saklayacağız. Tekrar buluşmak dileğiyle, saygıyla ellerinden öpüyoruz.
Burhan AYERİ / AKŞAM