Bu hafta aşı oldun. Çok konuşuldu. Bir kronik rahatsızlığın var ama değil mi?
Evet. Bir bağırsak rahatsızlığım var. Ama ‘crohn’ olduğum için değil, hastalığımın seviyesinden ve bu nedenle kullanmak zorunda olduğum bir ilaçtan dolayı öncelikli gruba girmişim. Bu ilacı kullananlar enfeksiyona açık oluyor. Bu yüzden ilacı kullananlar önceliklendiriliyor.
NFT’ye Kobe Bryant portresi koydun ve sattın. Resme nasıl başladın?
Küçükken evde duvarlar annemin çizdiği resimlerle doluydu. Belli bir yaştan sonra onun çizdiğini idrak etmiş, çok etkilenmiştim. Ben de çizmeye başladım. Biraz büyüyünce bunu ek meslek olarak devam ettirmeye karar verdim.
NFT’yi nasıl keşfettin?
Tahmin edersin ki eşim Hakan bu olayları takip eden kişi. Anladın mı dersen, hâlâ tam değil. Nasıl toplantılarımız falan dijitale çevrildiyse bu da aslında işlerini sergilediğin bir dijital sergi. Ve dijital alım-satım yapıyorsun.
Sen bu işe nasıl ve neden girdin?
Parayla ilgisi yoktu. Hakan “Böyle bir şey var. Gel işlerini koyalım, insanlar da bu fırsatı görsün, bazılarına güzel kapı olur” dedi. Satılmasına dair bir beklentimiz yoktu. Sürpriz oldu.
4 bin dolarmış (32 bin TL). Doğru mu?
Şifrem bile Hakan’da, o kadar hatırlamıyorum ki ama öyle bir şey olması lazım.
Kobe Bryant’ı çizmeye nasıl karar verdin?
Pandemi döneminde evde sürekli çizim yapıyordum. Kobe’nin vefatından sonra Hakan kendi için Kobe’yi çizmemi istedi. Çok detay gerektiren bir resimdi ve gerçekten en emek verdiğim çizimlerimden biri oldu.
Yeni çizimlerini aynı mecraya yükledin. Neler var aralarında?
Çizdiğim şeylerin ortak noktası bana verdikleri pozitif etki. İçimden ne geliyorsa öyle çiziyorum. Bazen dijital, bazen vaktim bolsa, daha büyük tablolara yağlıboya, akrilik çalışıyorum.