28 ŞUBAT'IN KULLANIŞLI GAZETECİLERİ! YENİ AKİT KİMLERE YÜKLENDİ?
Yeni Akit gazetesi "Bunlar mı gazeteci" başlığıyla duyurduğu haberde "kullanışlı" diyerek hangi medya mensuplarına saldırdı?
Kendi yazarı Merve kavakçı’nın ’Darbe Komisyonu’na yaptığı
açıklamaları manşetine çeken Yeni Akit, bu vesileyle medya
patronları ve bazı gazetecilere de yüklendi.
Gazete, Merve Kavakçı’nın, Komisyon’a söylediği, "Bugün demokrat ve
özgürlükçü rolü oynayan gazeteciler, o dönemde en az cuntacılar
kadar insafsız merhametsizdi’ sölerini haberin spotunda
kullandı.
Sözü edilen gazeteciler ise habere fotoğrafları ile eşlik etti.
İşte Yeni Akit’in haberi...
Bunlar mı gazeteci
"Masumum. Cadı avı başlatılmasın. Ben de 28 Şubat’ın mağdurum”
yalanı çöktü. Kavakçı’nın komisyon üyelerini de hayli etkilediği
gözlenen açıklamaları, postmodern darbe sürecinin “postal
parlatıcısı” medya mensuplarının, en az emir aldıkları cuntacılar
kadar acımasız ve insafsız davrandığını ortaya koydu.
1999 seçimleri için Fazilet Partisi’nden milletvekili adayı
olduğunu hatırlatan Kavakçı, seçim kampanyası süresince
“kullanışlı” medyanın son derece kaba ve nezaket dışı bir şekilde,
sistematik olarak kişiliği üzerinde bir karakter cinayetine
başladığını, kendisini destekleyen dindar seçmenin gözünde küçük
düşürülmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını dile getirdi.
Vekil seçilmesinin ardında Meclis’te yaşanan yemin krizinden sonra
darbeci generallerin talimatı doğrultusunda hareket eden holding
medyasının, üstlendiği “haddini bildirme” kampanyasını daha da
ileriye taşıdığını dile getiren Kavakçı, muhabir kılıklı
tetikçilerin 24 saat evinin önünde nöbet tuttuğunu, geceleri sık
aralıklarla ve uzun süreli zile basarak aile fertlerini taciz
ettiğini belirtti. Kendisini karalamak için her yolu deneyen
muhabirlerin bazı komşularının evinde saklandığını anlatan Kavakçı,
“Ben yukarı çıkarken komşunun evinden çıkan bir muhabir, daireme
girene kadar sözlü olarak rahatsız etti. Bir diğeri daha saygısız
bir tavırla ayağını araya koyarak kapıyı kapatmama engel oldu.
İçerinin görüntüsünü almaya çalışıyorlardı.”
Kendisine reva görülen muamelenin benzerinin diğer aile bireylerine
de yapıldığını ifade eden Kavakçı, muhabirlerin küçük kızlarının
okuluna giderek onları rahatsız ettiği, başörtüsü takıp
takmadıklarını öğrenmeye çalıştıklarını, bir keresinde kızlarının
panodaki fotoğraflarını çaldıklarını ve bu yüzden teneffüse dahi
çıkmaya korkan kızlarını okul müdürünün ricasıyla bir süre okula
göndermediğini söyledi.
DÜNDAR’IN GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ
Komisyon üyelerine candaş medyanın kendisine çektirdiklerini
anlatan Merve Kavakçı, tanınmış simaların da maskesini indirdi.
Kavakçı’nın, “28 Şubat’ın en büyük mağduru Fethullah Gülen’dir”
diyerek muhafazakar kesime yaranmaya çalışan, “28 Şubat’ta
kendisinin bizzat mağdur olduğunu” öne süren Uğur Dündar’la ilgili
aktardıkları kan dondurdu. Yemin olayından sonra kendisine
militanca saldıran Dündar ve ekibinin, dayısı Orhan Güngen’in
ofisini silahlarla bastığını belirten Kavakçı, Arena programında
aleyhine iftira içerikli yayınlar yapıldığını dile getirdi.
Kavakçı, o günlerde Dündar ile emrinde çalışan şahısların dayısıyla
yaptıkları telefon kayıtlarının incelenmesini istedi.
ALTAYLI ARŞİVDEKİ BU YAZILARA NE DİYECEK?
Fazilet’ten Kayseri Milletvekili seçilen Abdullah Gül’ün kendisini
uyarmasıyla ilk vekil maaşını aldığını, çünkü maaş almanın devletin
vekilliğinin meşru olduğunu kabul ettiği anlamına geldiğini
vurgulayan Kavakçı, Hürriyet yazarı Fatih Altaylı’nın bu durumu
gündeme getirerek aleyhine yazı yazması üzerine bir daha kendisine
maaş verilmediğini bildirdi. Kavakçı ayrıca Altaylı’nın “Bizim kız
İran” başlıklı yazısında, Türk vatandaşlığından çıkarılmasının
yetmeyeceğini belirtip, “Şimdi Amerikan vatandaşlığından da
atılırsa iyi olacak” dediğini aktardı.
ÇONGAR DALLAS’TA NÖBETTE
Medyanın, yaşananlardan sonra gittiği Amerika’da da kendisini rahat
bırakmadığının altını çizen Merve Kavakçı, basından birilerinin
özel hayatına dair belgeler bulmak üzere ABD’ye gönderildiğini
açıkladı. Kavakçı, o dönem Milliyet’te çalışan Yasemin Çongar’ın
Dallas’a giderek, babası Prof. Yusuf Ziya Kavakçı’nın görev yaptığı
İslam merkezinin kapısında bekleyip, çıkan cemaatten aleyhinde
beyanlar toplamaya çalıştığını söyledi.
HER DEVRİN KADINI SUNA!
Yurtdışında akademisyen kimliğiyle konuşmacı olarak davet edildiği
her yerde takip edilip taciz edildiğini ifade eden Kavakçı, o
dönemde ABD’de öğrenci olarak bulunan Habertürk sunucusu Suna
Vidinli’nin kendisine yaptığı hakareti unutamadığını ifade etti.
Kavakçı, Harvard Üniversite’sindeki konuşmasından sonra soru sorma
bahanesiyle söz isteyen Vidinli’nin, hakaret yüklü sözlerle
kendisini taciz ettiğini, moderatörün müdahalesi üzerine ise
kendisine “Sen soru sormaya bile değmezsin” dediğini anlattı.
Kavakçı ayrıca Vatan yazarı Mustafa Mutlu’nun tahrikiyle aleyhine
bir kampanyanın başlatıldığını da komisyon üyeleriyle paylaştı.
28 ŞUBAT’IN KULLANIŞLI GAZETECİLERİ
Kavakçı’nın kendisine yönelik linç kampanyasıyla ilgili isimlerini
verdiği medya aktörleri şöyle: Dönemin medya patronları Aydın
Doğan, Mehmet Emin Karamehmet, Cem Uzan, Dinç Bilgin, Turgay Ciner,
Zafer Mutlu. Hürriyet, Milliyet, Vatan, Akşam, Posta, Öncü, Takvim,
Cumhuriyet ve Sabah gazetesinin genel yayın yönetmenleri. Yazarlar
Uğur Dündar, Yasemin Çongar, Fatih Altaylı, Rıza Zelyut, Defne
Samyeli, Ali Kırca, Savaş Süzal, Oktay Ekşi, Emin Çölaşan, Yağmur
Atsız, Can Ataklı, Ertuğrul Özkök, Yalçın Bayer, Tufan Türenç,
Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil, Güneri Cıvaoğlu, Suna Vidinli, Turgut
Özakman.
Yeni Akit