200 gündür tutuklu bulunan 'Cumhuriyet'çiler için Çağlayan'da protesto!
Cumhuriyet gazetesinin 10 yazar, çizer, yönetici ve avukatının tutukluluğunun 200. gününde, meslektaşları ve yakınları aileleri Çağlayan’daki Adalet Sarayı önündeydi.
DİSK Basın İş Genel Başkan Faruk Eren, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Genel Sekreteri Sibel Güneş ve Ertuğrul Mavioğlu gazetecilerin
tutuklanmasına dair tepkilerini dile getirirken tutuklu Cumhuriyet
çalışanı ve yöneticilerinin yakınları adına basın açıklamasını
Adalet Dinamit yaptı.
Cumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra
Kurulu Başkanı Akın Atalay, Kitap Eki yönetmeni Turhan Günay, yayın
danışmanı ve yazar Kadri Gürsel, okur temsilcisi Güray Öz, çizer
Musa Kart, yazar Hakan Kara, avukatlar Bülent Utku ve Mustafa Kemal
Güngör ile yönetici Önder Çelik 200 gündür Silivri Cezaevi'nde
tutuklu olarak bulunuyor. Yazar, çizer ve yöneticilerin "FETÖ ve
PKK/ KCK örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç
işlediği" iddia ediliyor.
On 'Cumhuriyet'çinin tutuklanmasının ardından da gazeteye yönelik
soruşturmalar son bulmadı. Gazetenin muhabiri Ahmet Şık, muhasebe
servisi çalışanı Emre İper ve son olarak cumhuriyet. com.tr Genel
Yayın Yönetmeni Oğuz Güven gözaltına alındı. Bu süreç içerisinde
ulaştırma çalışanı Yavuz Yakışkan gözaltına alındı, sonra serbest
bırakıldı.
Bianet'te yer alan habere göre, mahpus gazetecilerin aileleri,
arkadaşları ve gazeteci meslek örgütlerinin katıldığı protestoda
tüm mahpus gazeteciler için özgürlük istendi.
DİSK: Adaletin 200'ü
DİSK Basın İş Genel Başkan Faruk Eren, 31 Ekim 2016’da
Cumhuriyet’in yönetici ve çalışanlarının evlerinin basıldığını
hatırlatarak tutuklananların 200 gündür özgürlüklerinden mahrum
olduklarını belirtti.
"Biz buna adaletin 200’ü" diyoruz diyen Eren şöyle devam
etti:
"Cumhuriyet operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklananlar ilk
başta dokuz kişiydi. Daha sonra artan tutuklamalara Ahmet Şık,
muhasebe çalışanı Emre İper ve cumhuriyet.com.tr Genel Yayın
Yönetmeni Oğuz Güven de eklendi. Ayrıca diğer gazete,
televizyon ve haber ajanslarında çalışan yaklaşık 160 gazeteci
hapiste. Biz tüm gazeteciler için özgürlük istiyoruz. Gazetecilik
suç değildir.”
TGC: Gazetecileri tutuklamak ülkenin sorunlarını
çözmüyor
Eren’in ardından konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel
Sekreteri Sibel Güneş, son yedi yıldır ikinci adreslerinin
adliyeler olduğunu vurgulayarak “Sürekli dışarıdan içeriye mektup
yazar durumdayız” dedi.
Son iki yıldır mahpus meslektaşları ile görüşmelerine izin
verilmediğini hatırlatan Güneş, "Basın hürdür, sansür edilemez’
deniyor ama meslektaşlarımız tutuklu, ‘Her türlü ifade anayasal
güvence altındadır' deniyor ama kendimizi ifade edemiyoruz, ifade
edenlerse hapis" dedi.
“Gazetecileri tutuklamak Türkiye’nin sorunlarını çözmüyor” diyen
Güner tüm mahpus gazetecilerin en kısa sürede serbest bırakılmasını
istedi.
Mahpus Cumhuriyet çalışanı ve yöneticilerinin yakınları adına basın
açıklamasını Adalet Dinamit yaptı.
Dinamit “Gazetecilik yaptığı için tutuklanan tüm gazeteciler için
özgürlük istiyoruz. Gazetecilik suç değildir” diye konuştu.
Mahpus yakınlarının açıklaması
"Merhaba. Bugün yakınlarımızın haksız tutukluluğunun 200’üncü günü.
24 Temmuz’da, 9 ay sonra ilk kez yargı karşısına çıkacaklar. Bu
durum bize tutukluluk uygulamasının yargısız infaz aracı haline
getirildiğini açık olarak gösteriyor.
"Yargısız infazlar kamuoyunu vicdanında onarılamaz yaralar açıyor.
Bunun en son örneği arkadaşımız cumhuriyet.com.tr Genel Yayın
Yönetmeni Oğuz Güven’e uygulanmıştır. Oğuz Güven 55 saniyelik bir
başlık nedeniyle tutuklanmıştır.
"Gazetecilik faaliyetinin 'terör örgütü adına faaliyette bulunma'
ve 'terör propagandası' olarak sayılmasının asıl nedeni halkın
gerçekleri öğrenmesini engellemek, devletin korunması bahanesiyle
özgürlükleri sınırlandırmaktır. Özetle amaç Cumhuriyet Gazetesi’nin
ödünsüz ilkeli yayıncılığını susturmaktır.
"Halkın bilgi edinme hakkı engellenmeye çalışılıyor. Basını özgür
olmayan bir ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez.
Gazetecilik yaptığı için tutuklanan tüm gazeteciler için özgürlük
istiyoruz. Gazetecilik suç değildir.
"Yakınlarımızı unutmadığınız ve unutturmadığınız için hepinize
aileler adına teşekkür ediyorum."
Mavioğlu: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet
Dinamit’in ardından konuşan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu şunları
söyledi:
“200 gündür arkadaşlarımız cezaevinde her türlü özgürlüklerinden
mahrumlar. Mektup almaktan, kitap okumaktan bile yoksunlar. Küçücük
bir hava, gökyüzü onlara mahrum ediliyor. Bu zulmün mutlak surette
hesabının görüleceği gerçeğini de mevcut iktadara, bu zulmü
gerçekleştirenlere hatırlatmak istiyorum. Kahrolsun istibdat
yaşasın hürriyet.”
Protestocular “Özgür basın susturulamaz” sloganı attıktan sonra
protestoyu sona erdirdi.