17 Mar 2011 08:54
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:08
"20 YIL SABAH'IN TAŞRA BASKISINI GÖRMEDEN UYUYAMADIM!'' ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN İLGİNÇ İTİRAF!
Taraf Gazetesi'nin Wıkıleaks belgelerini yayınlayacağını öğrenmesinden sonra Özkök'ün neden uykusu kaçtı?
En büyük sitcom başlıyor
ALLAH kahretsin, kendimi bir türlü bu illetten kurtaramıyorum.
20 yıl boyunca, “Sabah” gazetesinin taşra baskısını öğrenmeden uyuyamadım.
Berbat bir merak...
Ondan da berbat bir rekabet hırsı.
Hâlâ üzerimden atamadım.
Üç gündür “Taraf” gazetesinin tepeden ilan ettiği büyük gazetecilik olayını öğrenmeye çalışıyorum.
Sonunda önceki gece saat 24.00 civarında öğrendim.
“WikiLeaks belgelerini” yayınlamak için Assange ile anlaşmışlar.
“Helal olsun!” dedim. İyi gazetecilik.
Sana ne değil mi? Değil, yine de uykum kaçtı.
Düşünmeye başladım.
Böyle bir şeyi ölesiye isterdim.
Ama bu dönemde? Vallahi “dertsiz başa dert”...
Ateşten de kızgın bir top.
Doğrusu meraktan ölsem de, bu sorumluluğu şu sırada taşımayı hiç istemezdim.
Allah “Taraf” gazetesindeki arkadaşlarımıza kolaylık versin.
Başları epey ağrıyacak, epey uykusuz gece geçirecekler.
* * *
Tasası sana mı düştü, diyeceksiniz ama, yine de kafamda bazı sorular var.
Ellerinde Türkiye ile ilgili binlerce belge varmış. Belli ki epey insanın canını yakacak.
Assange ile yaptıkları anlaşmaya göre, yayınlayacakları belgeyi 48 saat önceden WikiLeaks’e bildireceklermiş.
Tabii insan merak ediyor. Binlerce belgenin hepsi yayınlanamayacağına göre, seçim nasıl yapılacak?
Gazete bu konuda “taraf” mı olacak, yoksa “tarafsız” mı?
Hükümetin canını sıkacak belgeler konusunda, muhalefet hakkındakiler kadar “bonkör” davranabilecekler mi, yoksa orada da “Fransız” mı kalacaklar.
Diyeceğim, okuyucular bir noktada, “yayınladıklarından” çok “yayınlamadıklarını” merak eder hale gelirse, düş kırıklığı yaratır.
* * *
Bu konuda şu kuralı belirlemişler:
“Taraf, ölüme ya da ciddi tahribata sebebiyet verecek şekilde zulüm görme ya da kovuşturmaya uğrama ya da hukuka aykırı bir adli ve idari süreç sonucunda hapse atılma riski taşıyan bir bireyin kimliğinin ortaya çıkmasına neden olması mantıken muhtemel olan bilgiyi redakte edecektir.”
Güzel bir tarif. Diyorum ki, keşke bugüne kadar Ergenekon’la ilgili her şeyi duyururken de aynı titizlik gösterilseydi.
Belki davaların bugünkü seyri konusunda uluslararası camiada oluşan fevkalade olumsuz hava da önlenebilir, birçok insanın hayatını kaybetmesine, vicdanları yaralayacak şekilde evlerinden alınıp, yıllarca içerde kalmasına mani olunabilirdi.
* * *
Assange, “Taraf” gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı Yasemin Çongar’la yaptığı görüşmede sansürle ilgili çok ilginç bir şey söylemiş:
“Sansür her zaman fırsattır. Sansür, halktan duyulan derin bir korkuyu açığa vurur. Halkın gücünden duyulan korkudur bu. Dolayısıyla sansürün uygulanmaya başladığı an, çok cesaretlendirici bir andır. Çünkü sansür yapan kurumlar, özgür yayıncılık yoluyla reforma zorlanabileceklerini de ortaya koymaktadırlar aslında.”
Çok doğru.
Umarım, Türkiye’yi bütün dünyanın gözünde “sansür ve baskı devleti” haline getirenler de bu sözleri benim kadar gönülden alkışlarlar.
“Taraf”taki arkadaşları tebrik ediyor, ama aynı zamanda taraf olacaklarsa, “demokrasi, adalet, vicdan ve eşitlikten” yana taraf olmalarını diliyorum.
En çok neleri merak ediyorum
- WIKILEAKS belgelerinde Türkiye ile ilgili en çok şunları merak ediyorum:
- “1 Mart Tezkeresi”nin görüşüldüğü günlerde kim ne demiş, çok merak ediyorum.
- AK Parti’nin iktidara geldiği günlerde Amerikalı diplomatların, Türkiye’de konuştukları insanların düşüncelerini merak ediyorum.
- Bugün Ergenekon davasına konu olan yıllarda Ankara’dan geçilen kriptolarda neler var, hangi yorumlar yapılmış merak ediyorum.
- Amerikalı şirketlerin, onların Avrupalı rakiplerinin Türkiye’de girdikleri ihalelerde kimlerle ne görüştüklerini, kimlere neler vaat edildiğini merak ediyorum.
- Dışarıdaki görüşlerini çok iyi bildiğimiz insanların, kapalı kapılar ardında neler söylediklerini de çok merak ediyorum.
- Bir de şunu merak ediyorum. Acaba okuduklarımızın hangisinin doğru, hangisinin yalan, hangisinin gerçek, hangisinin iftira olduğunu nasıl ayıracağız.
- Büyük bir ihtimalle, iktidar yanlıları, iktidar mensupları hakkındaki kötü şeyleri iftira diye görecek, karşısındakilerle ilgili her şeye inanacak. Ötekilerin de farklı davranacağını sanmıyorum.
Yine de Türkiye’de eğlenceli bir “sitcom” dönemi başlıyor.
Hepimiz “ertesi günkü” “Taraf”ı merakla bekleyeceğiz.
Sevgili arkadaşlar, merak böceğinin bendeki ısırık izi çok derin.
Lütfen beni uykusuz bırakmayın, hiç olmazsa internet sayfanıza erken koyun da, üç beş saat uyku uyuyalım.
Ertuğrul ÖZKÖK / www.hurriyet.com.tr
ALLAH kahretsin, kendimi bir türlü bu illetten kurtaramıyorum.
20 yıl boyunca, “Sabah” gazetesinin taşra baskısını öğrenmeden uyuyamadım.
Berbat bir merak...
Ondan da berbat bir rekabet hırsı.
Hâlâ üzerimden atamadım.
Üç gündür “Taraf” gazetesinin tepeden ilan ettiği büyük gazetecilik olayını öğrenmeye çalışıyorum.
Sonunda önceki gece saat 24.00 civarında öğrendim.
“WikiLeaks belgelerini” yayınlamak için Assange ile anlaşmışlar.
“Helal olsun!” dedim. İyi gazetecilik.
Sana ne değil mi? Değil, yine de uykum kaçtı.
Düşünmeye başladım.
Böyle bir şeyi ölesiye isterdim.
Ama bu dönemde? Vallahi “dertsiz başa dert”...
Ateşten de kızgın bir top.
Doğrusu meraktan ölsem de, bu sorumluluğu şu sırada taşımayı hiç istemezdim.
Allah “Taraf” gazetesindeki arkadaşlarımıza kolaylık versin.
Başları epey ağrıyacak, epey uykusuz gece geçirecekler.
* * *
Tasası sana mı düştü, diyeceksiniz ama, yine de kafamda bazı sorular var.
Ellerinde Türkiye ile ilgili binlerce belge varmış. Belli ki epey insanın canını yakacak.
Assange ile yaptıkları anlaşmaya göre, yayınlayacakları belgeyi 48 saat önceden WikiLeaks’e bildireceklermiş.
Tabii insan merak ediyor. Binlerce belgenin hepsi yayınlanamayacağına göre, seçim nasıl yapılacak?
Gazete bu konuda “taraf” mı olacak, yoksa “tarafsız” mı?
Hükümetin canını sıkacak belgeler konusunda, muhalefet hakkındakiler kadar “bonkör” davranabilecekler mi, yoksa orada da “Fransız” mı kalacaklar.
Diyeceğim, okuyucular bir noktada, “yayınladıklarından” çok “yayınlamadıklarını” merak eder hale gelirse, düş kırıklığı yaratır.
* * *
Bu konuda şu kuralı belirlemişler:
“Taraf, ölüme ya da ciddi tahribata sebebiyet verecek şekilde zulüm görme ya da kovuşturmaya uğrama ya da hukuka aykırı bir adli ve idari süreç sonucunda hapse atılma riski taşıyan bir bireyin kimliğinin ortaya çıkmasına neden olması mantıken muhtemel olan bilgiyi redakte edecektir.”
Güzel bir tarif. Diyorum ki, keşke bugüne kadar Ergenekon’la ilgili her şeyi duyururken de aynı titizlik gösterilseydi.
Belki davaların bugünkü seyri konusunda uluslararası camiada oluşan fevkalade olumsuz hava da önlenebilir, birçok insanın hayatını kaybetmesine, vicdanları yaralayacak şekilde evlerinden alınıp, yıllarca içerde kalmasına mani olunabilirdi.
* * *
Assange, “Taraf” gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı Yasemin Çongar’la yaptığı görüşmede sansürle ilgili çok ilginç bir şey söylemiş:
“Sansür her zaman fırsattır. Sansür, halktan duyulan derin bir korkuyu açığa vurur. Halkın gücünden duyulan korkudur bu. Dolayısıyla sansürün uygulanmaya başladığı an, çok cesaretlendirici bir andır. Çünkü sansür yapan kurumlar, özgür yayıncılık yoluyla reforma zorlanabileceklerini de ortaya koymaktadırlar aslında.”
Çok doğru.
Umarım, Türkiye’yi bütün dünyanın gözünde “sansür ve baskı devleti” haline getirenler de bu sözleri benim kadar gönülden alkışlarlar.
“Taraf”taki arkadaşları tebrik ediyor, ama aynı zamanda taraf olacaklarsa, “demokrasi, adalet, vicdan ve eşitlikten” yana taraf olmalarını diliyorum.
En çok neleri merak ediyorum
- WIKILEAKS belgelerinde Türkiye ile ilgili en çok şunları merak ediyorum:
- “1 Mart Tezkeresi”nin görüşüldüğü günlerde kim ne demiş, çok merak ediyorum.
- AK Parti’nin iktidara geldiği günlerde Amerikalı diplomatların, Türkiye’de konuştukları insanların düşüncelerini merak ediyorum.
- Bugün Ergenekon davasına konu olan yıllarda Ankara’dan geçilen kriptolarda neler var, hangi yorumlar yapılmış merak ediyorum.
- Amerikalı şirketlerin, onların Avrupalı rakiplerinin Türkiye’de girdikleri ihalelerde kimlerle ne görüştüklerini, kimlere neler vaat edildiğini merak ediyorum.
- Dışarıdaki görüşlerini çok iyi bildiğimiz insanların, kapalı kapılar ardında neler söylediklerini de çok merak ediyorum.
- Bir de şunu merak ediyorum. Acaba okuduklarımızın hangisinin doğru, hangisinin yalan, hangisinin gerçek, hangisinin iftira olduğunu nasıl ayıracağız.
- Büyük bir ihtimalle, iktidar yanlıları, iktidar mensupları hakkındaki kötü şeyleri iftira diye görecek, karşısındakilerle ilgili her şeye inanacak. Ötekilerin de farklı davranacağını sanmıyorum.
Yine de Türkiye’de eğlenceli bir “sitcom” dönemi başlıyor.
Hepimiz “ertesi günkü” “Taraf”ı merakla bekleyeceğiz.
Sevgili arkadaşlar, merak böceğinin bendeki ısırık izi çok derin.
Lütfen beni uykusuz bırakmayın, hiç olmazsa internet sayfanıza erken koyun da, üç beş saat uyku uyuyalım.
Ertuğrul ÖZKÖK / www.hurriyet.com.tr