20 DAKİKA İYİ DİZİ AMA İŞİ ÇOK ZOR!
Star'ın yeni dizisi 20 Dakika bu akşam yayınlandı. İlker Aksum'um müthiş oyunculuğuna rağmen dizi bekleneni verememiş gibi&... Murat Tolga Şen yazıyor.
AY Yapım seyircinin nabzını tutan işlere imza atmayı seviyor.
Şirketin şimdiye kadar ki yapımlarına baktığımızda Samanyolu, Aşk
Yeniden, Dudaktan Kalbe, Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu gibi entrikası
bol duygusal işleri görüyoruz. Öte taraftan Menekşe ile Halil’le
başlayan ve Ezel’le devam eden bir “heyecanlı izleme” kurgusunu da
sevdiğini biliyoruz bu şirketin yapımcılarının.
Ay Yapım’ın Star kanalına çektiği son dizi olan 20 Dakika işte
böyle bir yapım… İçinde sevgi dolu bir “kutsal aile” barındıran bir
kaçış öyküsü…
Senaryosunu Kerem Deren ve Pınar Bulut’un kaleme aldığı 20
Dakika, birbirlerini ölesiye seven Ali ve Melek’in aşk öyküsünü
anlatıyor. Serdar Işık’ın yönetmen koltuğunda oturduğu
dizide Tuba Büyüküstün ve İlker Aksum başrolleri paylaşıyor.
Halaskar ailesinin kapısı çalınır bir gece. Polisler içeri dalar ve
Ali Halaskar’ın eşi Melek’i cinayete teşebbüsten tutuklar. Ali
hiçbir şey yapamaz. Her şey çok hızlı gelişir. Bugüne kadar bir
faturayı bile yatırmayı becerememiş tarih öğretmeni Ali, karısının
masumiyetini ispatlama peşinde bir yola çıkar ancak yol çok uzun ve
dikenlerle doludur.
20 Dakika uyarlama bir kurgu… Aslında ikinci el bile sayılmaz,
daha eski… Ülkemizde de gösterime girmiş Pour Elle / Aşk Uğruna
adlı Fransız filminden uyarlanan The Next Three Days / Kaçış
Planı’ndan uyarlanmış bu dizinin ilk bölümünden yola çıkarak bazı
tahminler yapalım.
Hikaye güzel, öyle olmasa Hollywood’un işbilir patronlarının
ilgisini çekemezdi zaten. Türk seyircisi, eğer iyi yapılırsa böyle
bir diziyi elbette izler ancak…
Pour Elle ve The Next Three Days güçlü bir “adaleti tesis etme”
duygusundan beslenen ancak daha çok aksiyona odaklanan yapımlardı.
Bizim dizi sektörünün böyle bir şeye gücünün yetmeyeceği ortada…
Para olsa vakit yok!
Yani biz işin daha çok duygusal boyutunu seyredeceğiz. İlk bölüm
100 dakika kadar sürdü. Ay Yapım diziyi 30 bölüm devam ettireceğini
ve 30. Bölümde final yapacağını açıkladı. 30x100: 3000 dakika (50
saat) boyunca ne seyredeceğimizi inanın dizinin senaristleri bile
bilmiyordur şu anda… Üzülerek söylüyorum. Bu hikayenin o kadar
ileri gidecek yakıtı yok… Dallanıp budaklanırsa da çatısını yitirip
çökecek, sıkıcılaşacaktır.
Tahminlerimi boşa çıkarabilecek tek etkenin İlker Aksum’un
inanılmaz oyunculuğu olduğunu düşünüyorum. Daha ilk bölümden bu
kadar karaktere girebilen çok az oyuncu vardır. Onun yanında Tuba
Büyüküstün durakta bekleyen kadından hallice duruyor. Dizinin
kalanında da İlker Aksum’un oynadığı karakterin dönüşümünü
izleceğimizden, 20 Dakika’nın kalabalık oyuncu kadrosuna sahip tek
kişilik bir şov olacağını iddia edebilirim sanırım.
20 Dakika’nın bir talihsizliği de Ezel, Son, Suskunlar derken
seyircinin artık bu şaşırtmacalı kurguya alışmış, hatta biraz
sıkılmış olması… Buradaki tuzak şu; hiç kimse 100 dakika boyunca bu
kadar odaklanamıyor. 40-50 dakikalık bölümler olsa neyse! O yüzden
seyirciden azami dikkat isteyen çetrefilli işler bir süre sonra
bünye tarafından reddedilir hale geliyor.
Ne diyelim; 20 Dakika fena dizi değil ama işi zor. İlker Aksum gibi
çok iyi bir başrol var ama Fırat Çelik gibi okuma provasındaki gibi
oynayan bir oyuncusu da var. Görüntü, ses, kurgu iyi… Gerçi ilk
bölümler üzerinde fazlaca çalışıldığı için bu konuda biraz
yanıltıcı olabiliyor. İlk bölüm, Ezel’in senaristlerinin maddi
hataları ya umursamadıklarını ya da mantıklı bir senaryo yazmayı
kıvıramadıklarını da gösteriyor yine… Fazla Amerikanvari bir
baskın, saldırıya uğrayan kişi ölmemişken cinayetle yargılanma, ilk
duruşmada kararın çıkması, tutuklu yargılandığı sırada defile yapar
gibi gezen, 20 yılı yedikten sonra yanında bir tane bile
polis-jandarma olmadan çocuklarına sarılan bir kadın… Bunlar küçük
çöpler belki ama göze batıyor.
twitter.com/murattolga