17 yıl Gülen grubunda çalışan "Maceracı" Cemaat'e saydırdı!
'Maceracı' isimli pogramla ünlenen ve 17 yıl Gülen grubunda çalışan Murat Yeni, Zaman gazetesine 'paralel yapıyı' anlattı.
Samanyolu Televizyonunda yaptığı “Maceracı" isimli program ile
tanınan sunucu Murat Yeni ilginç açıklamalar yaptı.
2014 yılının son günlerine kadar paralel yapıyı destekleyen
açıklamalar yapan Yeni, kayyum yönetimindeki Zaman Gazetesine
verdiği röportajda ilginç açıklamalar yaparak paralel yapıyı hedef
aldı.
Ali Değermenci'ye röportaj veren Yeni'nin açıklamaları, manşetten
"Mesele Erdoğan değil Türkiye cumhuriyeti" başlığıyla yer aldı.
İşte "Darbe girişimi başarılı olsa Türkiye 50 yıl geriye giderdi."
diyen Yeni'nin çarpıcı açıklamaları:
"HEPSİ AYARLANMIŞTI"
“Darbe girişimi başarılı olsa Türkiye 50 yıl geriye giderdi.
Dershane sürecinin hemen arkasından 17-25 Aralık darbe süreci
geldi. Bu olaylar esnasında Hizmet, Twitter ile tanıştı. Daha
öncesinde Twitter yasaktı. Televizyon bile cemaatin içinde yasaktı.
Sosyal medya aracılığı ile nefret oluşturuldu. Bunların hepsi
ayarlanmıştı."
Paralel yapının Tahşiye kumpasından dolayı tutuklanan
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca 2014 yılının Aralık
ayında gözaltına alınmıştı. Karaca, sağlık kontrolünden geçirilmek
için İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilirken
Murat Yeni de kendisini bekleyenler arasındaydı. Yeni, hastanede
önünde bir açıklama yaparak, “Ben kendimi ihbar ediyorum. Beni de
alsınlar. Beni neden almıyorsunuz" demişti.
"PARALEL YAPI KARGAŞA İSTEDİ"
Paralel yapının istediği tek şey kargaşaydı ve 2 yıldır masum
insanları kullanarak yapmaya çalıştığı da o zaten. Lakin tek hesap
edemedikleri bu milletin Sayın Cumhurbaşkanı'na olan büyük sevgi ve
güveniydi.. Başaramadılar.
"BU HAREKET ÜMMETİ PARÇALADI"
Bu Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir yapı… Bu Tayyip Erdoğan
meselesi değil. Bu mesele devlete yönelik bir mesele. Sayın
Cumhurbaşkanı'mızın dediği bir şey var ya: 'Ümmeti parçaladı…' Bu
hareket ümmeti parçaladı.
"HİZMET'TEN ÇIKANIN ÖLECEĞİNE İNANILIR"
Müthiş bir çember var. Bu çember nasıl yapılmış, nasıl oluşmuş
bilmiyorum ama, Hizmet'in içindeki insan buradan çıktığı anda
öleceğine inanır. Böyle bütün insanlara enjekte ediliyor. Bana
sorarsanız sistemi ayakta tutan en alttaki abi ve ablaların
özverisi ile oluyor. Onlara da yukarıdan emirler geliyor. Yukarıyı
da bize hep; bir yere kadar bilin, diyorlardı. Bir yerden sonrasını
da bilmeyin. Bize hep bu söylendi.
"GÜLEN PEYGAMBER DEĞİL DEMEK ZORUNDA
KALIYORDUK"
"Öyle şeyler oluyordu ki; İslamiyet Hizmet demek, Allah inancını
Hizmet biliyorlar. Çevremize Fethullah Gülen peygamber değil, demek
zorunda kalıyorduk. Öyle bir algı oluşuyordu ki; Hocaefendi olmadan
dua, İslam olmaz, inancı oluşturuldu. Hocaefendi için asla hata
yapmaz, inancı oluşturuldu."
"SOSYAL PENCERE HESABI BİZE KODLAR
GÖNDERİYORDU"
"Sosyal Pencere diye bir yapı oluşturuldu. Sosyal Pencere her gün
başlıklar açıyor, belirli klişeler yazıyor. Bize de bu başlıkları
tweet atın, deniliyordu. Biz koyun muyduk? Bu şekilde taban yavaş
yavaş hazırlandı. Arkasından 17 / 25 Aralık süreci başlatıldı. Bir
süre önce hazırlanan taban, bu süreçten sonra tepki vermesi
isteniyordu. Bütün bunlara rağmen Hizmet Camiası Erdoğan'a olan
sevgisinden yine tepki vermiyordu. O klik yapı bu işi çok
sistematik bir şekilde organize ediyor ayarlıyordu ki, bize resmen
kodlar gönderiliyordu. Birçok insan istemeden tweet'ler atmak
zorunda kaldı. Sosyal Pencere, Zeybek Havası gibi 10-15 tane klik
sosyal medya hesapları oluşturuldu. Bununla birlikte oradan gelen
mesajlar tabanda kullanıldı. Ve taban nefret etmeye hazır hale
getirildi."
"ERDOĞAN'I YIKACAĞIZ..."
"Erdoğan yıkılacak. Bizi yıkmaya çalışıyor ama biz onu yıkacağız,
söyleniyordu. Allah var ben bunu hiç kabul etmedim. Dershane
sorunundan sonra 17 / 25 Aralık Süreci gelince tabana her şeyi
hazırlayıp sundular. Her şey çok güzel planlandı ve sunuldu."
"FAKİR ÇOCUKLARI DEVLETE YERLEŞTİRİP BİATÇI
YAPTILAR"
Hizmet kurumları ücrete tabidir. Hizmet içine girmek için burs
almanız gerekir. Bu insanlar özel seçildi. Parasız olanları ve hem
de zeki olması gerekir. Ben çok iyi biri olabilirim. Ama zeki
değilim. Beni alır iki yıllık okulu bitiririm ama beni kurumlara
koyar. Bunlar biatçıdır. Biatçıların akıllı olmalarına gerek yok.
Sadece verilen emirlere uyan ihtiyaç sahipleri alınır. Varoşunun,
köy çocukları alınır.
"ZEKİ ÇOCUKLARIN NEREDE GÖREV YAPTIĞI
BİLİNMEZ"
Hem zeki hem de ihtiyaç sahibi isem beni alırlar, farklı bir
eğitimden geçirirler. Bunları biz bilmeyiz. Bu çocuklar okuduktan
sonra nerededirler? Nerede görev yapmaktadırlar? Ben çok
sorguladım, bu zeki çocuklar nerede, diye kılıf şu: Onları yurt
dışına yolluyoruz… Buna da hicret derler. Nerede kim için görev
yaparlar bilinmez… İnanılmaz girift bir yapı var. Bu nasıl bir
sistemdir anlamak imkansızdır. Kesinlikle bu sistem bizim
insanımızın düşüneceği bir sitem değildir. Bu sistemi bu insanlar
kurgulayamazlar. Benim milletim açıktır, benim milletim sır
saklayamaz. Bu kadar kapalı asla olamaz.