12 Ara 2008 08:34 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:25

17 YAŞINDAKİ KIZINIZ EVLİLİK DIŞI HAMİLE KALIRSA NE YAPARSINIZ?.. TÜRKİYE ANNEM DİZİSİNİ KONUŞUYOR!..

Sabah yazarı Yüksel Aytuğ yazdı Vatan yazarı Mutlu Tönbekici o kritik soruyu sordu.

Çok fazla dizi izlemiyorum. Kanal D´de "Annem" diye bir dizi varmış. Sabah Gazetesi´nde yazan Yüksel Aytuğ´un köşesinden öğrendim. Dizideki kız, kendisinden çok büyük birinden hamile kalmış ve doğurmak istiyormuş. Ailesi de kıza sahip çıkmış.


Yine Yüksel´in yazısından, izleyicinin fena halde tepki gösterdiğini öğreniyoruz.


Adamla yattığı için kıza mı, kızın doğurmak istemesine mi, sahip çıktıkları için aileye mi tepkililer bilmiyoruz ama herhalde hepsine birden olmalı.


Kural bir: Kızlar yatamaz.


Kural iki: Yatıyorlarsa hamile kalamaz.


Kural üç: Kalmışlarsa doğuramaz.


Kural dört: Aile böyle bir durumda kızlarına sahip çıkamaz.


Dört kural ihlali birden. Yüksel Aytuğ´un "dizi tehlikeli sularda yüzüyor, benden uyarması" dediği bu olmalı.


İlk üçünü geçelim ve son kural ihlaline gelelim: Aile sahip çıkmamalı mıdır?


Milletin esas korktuğu, esas rahatsız olduğu bu galiba.


Zira burada ezber bozan şey ailenin kıza sahip çıkması. Öbürleri, çok iyi biliyoruz ki bol miktarda oluyor zaten.


Devir değişti. Kızlar sevişiyor, kızlar hamile kalıyor, kızlar gizli gizli kürtaj oluyor, kızlar gizli gizli kızlık zarı diktiriyor´85


İstediğiniz kadar "benim kızım yapmaz" deyin yapan yapıyor. Ruhunuz bile duymuyor.


Yıllardır aynı oyun oynanıyor. Bir yalan dolandır, bir sahtekârlıktır gidiyor. Kızlar, kuralların sağından solundan dolaşıyor, marifetli slalomlar yapıyor ama nihayetinde düzeni çok da bozmayıp durumu "kurtarıyorlar" .


Anne babalara iş düşmüyor yani.


Durumu "kurtarmak" istemeyen, mertçe çıkıp "durum böyle böyle" diyen olursa ne oluyor?


Henüz dizi oluyor.


Diziyi eleştirmek kolay. Başınıza gelirse ne yapacaksınız esas onu düşünün.


Kolejlerde okusun diye bir servet döktüğünüz, yemeyip yedirdiğiniz, içmeyip içirdiğiniz, sevgi böceği, şefkat çiçeği, babasının biricik prensesi/procesi yaptığınız kızınıza "git ne yaparsan yap gözüm görmesin seni artık" diyebilir misiniz o noktadan sonra?


Nereye kadar hakiki bir "aile" siniz alın size nefis bir yüzleşme!


Zira "çocuğuna sahip çıkma" çok enteresan bir kavram bizim ülkemizde. Böyle bıçak sırtında, bir sağa bir sola, her an düşmeye meyilli, son derece oynak bir şey.


Daha doğrusu öyle idi. Batılılaşmanın en "fena" tarafı da galiba bu oldu. Aile kavramı değişti. Aile fertleri birbirini sevmeye başladı Türkiye´de. Tanıyorsun, seviyorsun ve teslim oluyorsun.


"Babişko" deyip kucağına tırmandığı yaşlarda sevip, "baba" deyip karşı koltukta oturduğu yaşlarda sevmeme devirleri geçti.


Beğenmediğin bir şey yaptığında kapı önüne atılacak bir şey değil artık çocuk. "Çağdaşlık efendim çağdaşlık nedir bu gericilik" diye yırtınıp, "hadi bakalım gerçek bir aile ol şimdi" denirken "ama geleneklerimiz var bizim" demek oluyor mu?


Olmuyor.


MUTLU TÖNBEKİCİ/VATAN