09 Kas 2017 13:25 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:43

15 Temmuz'da Orhanlı Gişeleri’ndeki olaylara ilişkin dava

- FETÖ'nün darbe girişiminde Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylarda 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 184'ü tutuklu 187 sanığın yargılanmasına devam ediliyor- Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Akagündüz:- "Yüzbaşı Sinan Canlı...

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylarda 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 184'ü tutuklu 187 sanığın yargılandığı dava, sanık savunmalarıyla sürüyor.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada bulunan büyük salonda yapılan duruşmada savunma yapan eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Mustafa İhsan Akagündüz, birinci sınıf öğrencisi olduğunu söyledi.

Yalova Meydan Komutanlığı’nda kamptayken eski Yüzbaşı Fatih Aksoy’un emriyle eski Üsteğmen Ali Apaydın’ın komutasındaki otobüse bindiğini ve saat 00.30 sıralarında nizamiyeden çıktıklarını anlatan Akagündüz, "Aracın ön koltuğunda oturuyordum. Tuzla’ya geldiğimizde, önümüzde yolu tıkayan birtakım araçlar vardı. Üç, dört şahıs cama vurdu ve 'Nereye gidiyorsunuz?' diyerek, tepki gösterdi. Yüzbaşı Sinan Canlı, arkadaki otobüsten havaya ateş ederek geldi. O sırada tartışma yaşandı. Silah sesleri geldi. Başımı eğmiştim, bu sırada merak edip kafamı kaldırdığımda Sinan Yüzbaşı'nın, beyaz kapri giyen adamı bacağından yaraladığını gördüm. Hayatımda ilk defa birisinin vurulduğunu gördüm." diye konuştu.

Eski Yüzbaşı Canlı’nın daha sonra otobüse geldiğini ve şoföre yola devam etmesini, hiç durmamasını söylediğini aktaran Akagündüz, Sultanbeyli’nde otobüsün tekrar durduğunu ve arkadaşlarının güvenlik çemberi aldığını ifade etti.

Halkın söylemesi üzerine darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia eden Akagündüz, daha sonra ise karakola götürüldüklerini ve tutuklandığını kaydetti.

Başbakanlık adına duruşmaya katılan avukat Necip Kibar söz alarak, bugünkü duruşmaya kadar dinlenilen 73 sanığın istisnasız "köprü parasını ödemek" gibi dava açısından önemli olmayan konuları detaylarına kadar anlattığını ama önemli konulara değinmediğini söyleyerek, bu duruma tepki gösterdi.

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Mustafa Cin de Yalova Meydan Komutanlığı’na 13 Temmuz’da kamp için gittiklerini anlattı.

Eski Binbaşı Ferhat Günay’ın 15 Temmuz’da tatbikat olduğunu söylediğini savunan Cin, daha sonra eski Üsteğmen Aydın Gülşan’ın komutasındaki otobüse bindiğini belirtti.

Tuzla’da aracın durduğunu, eski Üsteğmen Gülşan’ın araçtan indiğini, silah sesleri geldiğini daha sonra ise otobüsün tekrar hareket ettiğini ve Sultanbeyli’nde durduğunu dile getiren Cin, darbe girişiminden halkın söylemesi üzerine haberdar olduğunu ve çok şaşırdığını ileri sürdü.

- "Yüzbaşı 'üç tanesini hakladım' dedi"

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Mustafa Sayar ise kamptayken eski Yüzbaşı Fatih Aksoy’un elindeki listeden isimler okuduğunu ve bu kişilerin beş dakika içerisinde tam teçhizatlı şekilde hazırlanıp gelmelerini istediğini söyledi.

Otobüse bindiklerini ve daha sonra araca mermi geldiğini ifade eden Sayar, eski Yüzbaşı Canlı’nın gergin ve asabi olduğunu, otobüse gelip bir konuşma yaptığını, konuşmasında "terör saldırısı olabileceğini, otobüsün hareket edeceğini ve otobüsü durduran olursa alının ortasından vuracağını" söylediğini anlattı.

Sanık Sayar, Tuzla’da otobüsün durduğunu ve inip refüje gittiğini ileri sürerek, daha sonra silah sesleri duyduğunu ve otobüse bindiklerinde eski Yüzbaşı Sinan Canlı’nın "üç tanesini hakladım" dediğini savundu.

Otobüsün hareket etmesi üzerine yerde yatan üç kişiyi gördüğünü ve saçından sakalından dolayı bu kişileri "terörist" zannettiğini iddia eden Sayar, nezarethanede ise bu kişilerin polis olduğunu öğrendiğini öne sürdü.

Sayar, Sultanbeyli’de de kalabalık bir grubun yolu kapattığını ve bu kişilerin halk olduğunu anladığını dile getirerek, "Halk bize darbeyi haber verdi. Biz de konuştuk ve daha sonra beraber İstiklal Marşı okuduk. Halk lehimize slogan attı." dedi.

Savunmaların ardından mahkeme, duruşmaya öğle arası verdi.