08 Kas 2017 23:13 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:43

15 Temmuz'da Orhanlı Gişeleri’ndeki olaylara ilişkin dava

- FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylarda 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 184'ü tutuklu 187 sanığın yargılandığı davada, üç gündür süren duruşmalarda toplam 69 sanığın savunması alındı- Eski Hava Harp...

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylarda 6 kişinin şehit edilmesi ve 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 184'ü tutuklu 187 sanığın yargılandığı davada, üç gündür süren duruşmalarda toplam 68 sanığın savunması alındı.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda görülen duruşmaya 163 tutuklu sanık ile müştekiler ve avukatlar katıldı.

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık İsmail Özek yaptığı savunmasında, Hava Harp Okulu birinci sınıf öğrencisi olduğunu söyledi.

Kampta telefonları teslim ettiği için dış dünyayla bağlantısı olmadığını öne süren Özek, 15 Temmuz’da birlikten otobüsle çıkarıldıklarını ve Tuzla ile Sultanbeyli’ye gittiklerini söyledi.

Özek, geçmişte FETÖ çetesiyle ile bağlantılı olduğunu belirterek, yapı içerisinde tartışmalar yaşadığını ve tehdit edildiğini iddia etti.

Ses yükseltenin sesinin kesildiği yapıya itaat etmediğini ama devlete gidemediğini öne süren Özek, “Mecbur bekledik, ölümden korkmadık ama ailemle tehdit ettiler. Devlete şikayet edemiyoruz maalesef kimi kime şikayet edeceğimizi bilmiyoruz, mecbur bekledik, daha ihtiyatlı davrandık.” dedi.

FETÖ abisiyle tartışma yaşadıklarını ve tartışmaları kısa kestiğini, uzatmadığını ifade eden Özek, şöyle konuştu:

“Umursamaz hale geldik ilgilenmedik. Tüm bu süreçte devletten bir operasyon, adım bekledik. Bu adım maalesef hain girişimden sonra geldi. Onlarla aynı kefeye konmak mantık duygusunu sarsmaktadır. Benim bu girişimin bir parçası olmam mümkün değildir. Zira onlara karşı mücadele eden, onlardan tehdit alan bir insan nasıl olur da onlarla aynı amacı güder.”

FETÖ’cü ve darbeci olmadığını ileri süren Özek, 481 gündür mağduriyet yaşadığını öne sürerek, "Şefkat tokadı şeklinde tehdit ediyorlar. Ders ve disiplinsizlikle tehdit ediliyoruz, bayağı bir tartıştık kendileriyle birçok konuda. Arkadaşlarım var. 'Buradan çıkışta bir kaza' cümlesiyle tehdit edildim. 'Buradan çıkışta kaza olmaz da ailenize bir şey olabilir’ şeklinde de tehdit edildim.” ifadelerini kullandı.

Okuduğu lisede kendisiyle beraber iki kişinin daha olduğunu ve Çağrı isimli bir abinin kendileriyle ilgilendiğini anlatan Özek, bu iki kişinin 15 Temmuz’da kampta olduğunu ama dışarı çıkarılmadığını, tutuksuz olduğunu ve bir kişiyi mahkemenin çağırması halinde şahit olarak dinlenebileceğini ileri sürdü.

FETÖ’den en son Çağrı isimli kişiyle iki kez görüştüğünü ve ikisinde de tartıştığını öne süren Özek, örgütün kendisine 6. sınıfın sonlarındayken kod ad bulmasını söylediklerini ve kendisinin Hamza kod adını kullandığını belirtti.

Çağrı’dan önce Enes isimli bir abi ile görüştüğünü ve muhtemelen bu isimlerin kod isimler olduğunu kaydeden Özek, örgüte bir ara gitmediğini iddia ederek, “Gitmediğim dönem adam geldi evime kapıyı tıklattı. Arabaya geçtik niye gelmiyorsun, bir daha gel şeklinde bir konuşması oldu.” şeklinde konuştu.

- "1 doların ve FETÖ kitaplarının adresimde çıkması tesadüf"

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık İdris Bahçe, emniyet güçleri tarafından yapılan aramalarda cüzdanında çıkan iki adet 1 doları, askeri liseden arkadaşı olan Azeri bir kişiden aldığını söyledi. Azeri kişinin kendisine borcu olduğunu ve bu borcu dolar ile manat olarak aldığını, cüzdanında manat olmasının da bu söylediklerini doğruladığını iddia etti.

Evindeki aramalarda bulunan FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen’in kitaplarıyla ilgili de konuşan Öztürk, bu kitapların varlığından o zamana kadar haberdar olmadığını ve kitaplarının dedesine ait olduğunu ileri sürdü.

Başbakanlık adına Avukat Necip Kibar’ın, "1 dolar ile kitapların adreslerinizde çıkması tesadüf mü?” sorusuna Öztürk, “Tesadüf” şeklinde cevap verdi.

Eski Hava Harp Okulu öğrencisi tutuklu sanık Hamza Öztürk, eski Yüzbaşı Sinan Canlı’nın komutasındaki otobüsle kamptan dışarı çıktığını, ortamın gergin olduğunu ve bu yüzden korku ile dehşet içerisinde kaldığını söyledi.

Tuzla'da otobüsün durduğunu ve araçtan indiğini ifade eden Öztürk, sonra tekrar araca bindiğini ve aracın sonra Sultanbeyli’de tekrar durduğunu kaydetti.

Otobüs çevresinde olan halk tarafından darbe girişiminden haberdar olduğunu anlatan Öztürk, "Hain darbe girişiminde alçakça yalanlarla kandırıldım, kandıranlardan şikayetçiyim. Sıradan bir öğrenciydim, darbeyle bir ilişkim olmadı, olamazdı da.” dedi.

Savunma yapan diğer sanıklar da, hakkındaki suçlamaları reddetti. Bugünkü duruşmada 30 sanığın savunması alınırken pazartesiden itibaren yapılan duruşmalarda toplam 69 sanık savunmasını yaparken duruşma yarına ertelendi.

- İddianameden

İddianamede, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı Gişeleri ve Mehmetçik Vakfı'nda meydana gelen olaylara yer verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından biri polis 6 kişinin şehit edilmesi, 42 kişinin yaralanmasına ilişkin 4 subay, 178 Hava Harp Okulu öğrencisi ve 5 er olmak üzere 184'ü tutuklu 187 şüpheli asker hakkında iddianame hazırlandı.

Hazırlanan 866 sayfalık iddianamede, 4 subay, 176 Hava Harp Okulu öğrencisi ve 5 er "şüpheli", aralarında yaralıların da bulunduğu 118 kişi "mağdur-müşteki" sıfatıyla yer aldı. Şüphelilerden 184'ünün tutuklu olduğu belirtildi.

Darbe şüphelisi askerlerin Yalova Hava Meydan Komutanlığı'ndan İstanbul'a intikal ederek, Tuzla Orhanlı Gişeler ile Sultanbeyli / Mehmetçik Vakfı bölgelerinde faaliyet gösterdikleri anlatılan iddianamede, olaylarda biri polis 6 kişinin şehit edildiği ve 42 kişinin yaralandığı hatırlatıldı.

Orhanlı Gişeleri'nde darbecilerin tüm uyarılara rağmen teslim olmadıkları, bölgede görev alan kolluk kuvvetleriyle çatışmaya girdikleri anlatılan iddianamede, söz konusu çatışma sırasında darbeci subaylar Binbaşı Ferhat Güney ve Teğmen Emre Demirbilek'in etkisiz hale getirildiği kaydedildi.

İddianamede, şüphelilerin "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

İddianamede, bazı şüphelilerin ise "kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, silahla kasten yaralama, cebir ve tehdit kullanarak, silahla ve birden fazla kişi ile birlikte kişileri özgürlüklerinden yoksun kılma, mala zarar verme, iştirak halinde kamu malına zarar verme" suçlarından 10 yıl ila 5 kez müebbet hapis cezası arasında değişen oranlarda cezalara çarptırılmaları talep edildi.