18 Mar 2016 08:51
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:24
135 Alman milletvekilinden Erdoğan’a mektup: Can Dündar ve Erdem Gül davasına son verin!
Alman milletvekilleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak, Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin kaygılarını dile getirdi.
135 milletvekilinin imzaladığı mektupta Can Dündar ve Erdem Gül
hakkındaki davaya son verilmesi istendi. Mektupta, ülkedeki ifade
ve basın özgürlüğünün durumu nedeniyle derin kaygı duyulduğu
vurgulandı.
Alman milletvekilleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin kaygılarını dile getirdi. Mektupta Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül hakkındaki davaya son verilmesi istendi.
İktidar partileri Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yanı sıra muhalefetteki Yeşiller ve Sol Parti’den milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yazdıkları mektubu Alman Federal Meclisi’nde grubu olan partilerden 135 milletvekili imzaladı. Mektupta, MİT TIR’ları haberi nedeniyle Dündar ve Gül hakkında açılan soruşturmayı “suç duyurusunda bulunarak desteklediniz” ifadesi yer aldı. “İslamcılara silah sevkıyatına ilişkin eleştirel haberlere yönelik bu tutum ve ağır ceza tehdidi bize göre orantısızdır” denilen mektupta, gazeteciler ve medyaya yönelik bu tavrın, Türk devletinin kabul ettiği ifade ve basın özgürlüğü ile bağdaşmayacağı vurgulandı. Milletvekilleri, Dündar ve Gül hakkındaki davaya son verilerek, beraat kararı verilmesini talep etti. Mektupta, Türkiye’de Kürtlerle yürütülen barış sürecine son verilmesi ile ülkedeki ifade ve basın özgürlüğünün durumu nedeniyle “derin kaygı duyulduğu” kaydedildi.
Türkiye’ye çağrı
CDU’dan Frank Heinrich, SPD’den Cansel Kızıltepe, Sol Parti’den Sevim Dağdelen ve Yeşiller’den Tom Koenigs’in girişimiyle hazırlanan mektubun okunduğu toplantıda Başbakan Angela Merkel’in lideri olduğu CDU’dan milletvekili Frank Heinrich, “Türkiye’nin mülteci krizi ve ülkedeki terör saldırıları nedeniyle zor günler geçirdiğinin farkındayız Ama özellikle Dündar ve Gül’ün durumunu kaygıyla izliyoruz” dedi. Türkiye’nin çeşitli metinleri imzalayarak, basın özgürlüğünü sağlayacak kıstaslara uymayı kabul ettiğini anımsatan Heinrich, “Türkiye’ye imzaladığı bu metinleri ciddiye alma çağrısında bulunduklarını” belirtti.
Alman milletvekilleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazarak Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin kaygılarını dile getirdi. Mektupta Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül hakkındaki davaya son verilmesi istendi.
İktidar partileri Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yanı sıra muhalefetteki Yeşiller ve Sol Parti’den milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yazdıkları mektubu Alman Federal Meclisi’nde grubu olan partilerden 135 milletvekili imzaladı. Mektupta, MİT TIR’ları haberi nedeniyle Dündar ve Gül hakkında açılan soruşturmayı “suç duyurusunda bulunarak desteklediniz” ifadesi yer aldı. “İslamcılara silah sevkıyatına ilişkin eleştirel haberlere yönelik bu tutum ve ağır ceza tehdidi bize göre orantısızdır” denilen mektupta, gazeteciler ve medyaya yönelik bu tavrın, Türk devletinin kabul ettiği ifade ve basın özgürlüğü ile bağdaşmayacağı vurgulandı. Milletvekilleri, Dündar ve Gül hakkındaki davaya son verilerek, beraat kararı verilmesini talep etti. Mektupta, Türkiye’de Kürtlerle yürütülen barış sürecine son verilmesi ile ülkedeki ifade ve basın özgürlüğünün durumu nedeniyle “derin kaygı duyulduğu” kaydedildi.
Türkiye’ye çağrı
CDU’dan Frank Heinrich, SPD’den Cansel Kızıltepe, Sol Parti’den Sevim Dağdelen ve Yeşiller’den Tom Koenigs’in girişimiyle hazırlanan mektubun okunduğu toplantıda Başbakan Angela Merkel’in lideri olduğu CDU’dan milletvekili Frank Heinrich, “Türkiye’nin mülteci krizi ve ülkedeki terör saldırıları nedeniyle zor günler geçirdiğinin farkındayız Ama özellikle Dündar ve Gül’ün durumunu kaygıyla izliyoruz” dedi. Türkiye’nin çeşitli metinleri imzalayarak, basın özgürlüğünü sağlayacak kıstaslara uymayı kabul ettiğini anımsatan Heinrich, “Türkiye’ye imzaladığı bu metinleri ciddiye alma çağrısında bulunduklarını” belirtti.