06 Mayıs 2016 15:08 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 08:53

12. IASAJ Kongresi

- Danıştay Başkanı Güngör:- "Adalete ulaşmayı hızlandırmak, etkili hale getirmek biz hukukçuların, yargıçların öncelikli görevi. Devletler, sistemlerini kurar ama bunların uygulayıcısı kişiler, kurumlar daha etkili, daha başarılı yöntemleri sürekli tartışmalıdır"- "Yenilik arayışı gereklidir. Zaman.

İSTANBUL (AA) - Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, adalete ulaşmayı hızlandırmanın, etkili hale getirmenin hukukçuların, yargıçların öncelikli görevi olduğunu belirterek, "Devletler, sistemlerini kurar ama bunların uygulayıcısı kişiler, kurumlar daha etkili, daha başarılı yöntemleri sürekli tartışmalıdır. Yenilik arayışı gereklidir. Zaman içerisinde bazı sistemlerin işlemez, beklentilere cevap vermez olduğu çok net görülür. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri arayışı da bunlardan biridir." dedi.

Güngör, Danıştay'ın dönem başkanlığını yürüttüğü ve "İdari Konularda Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları" ana temasıyla Grand Tarabya Oteli'nde düzenlenen 12. Uluslararası Yüksek İdari Yargı Mercileri Birliği (IASAJ) Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bütün sistemlerin, kurumların insanların mutluluğu, huzuru ve güveni için bulunduğunu, toplumsal güveni, huzuru sağlamada da hukukçuların önemli katkı, destek ve çalışmaları olduğunu söyledi.

Toplumun beklentisinin, adalete bir an evvel ulaşmak olduğunu ifade eden Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Adalete ulaşmayı hızlandırmak, etkili hale getirmek biz hukukçuların, yargıçların öncelikli görevi. Devletler, sistemlerini kurar ama bunların uygulayıcısı kişiler, kurumlar daha etkili, daha başarılı yöntemleri sürekli tartışmalıdır. Yenilik arayışı gereklidir. Zaman içerisinde bazı sistemlerin işlemez, beklentilere cevap vermez olduğu çok net görülür. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri arayışı da bunlardan biridir. Güvenlik ve özgürlük dengesinde kişi hak ve hürriyetini koruyarak, toplum huzurunu temin etmek, başarılı ve mutlu bir geleceği sağlamak adına hepimizin çalışmaları çok değerli."

Türk Danıştayı'nın 2013'te dönem başkanlığına seçildiği tarihten bu yana birliğin amacı doğrultusunda önemli adımlar attığını anlatan Güngör, birlik üyesi ülkeler arasında hakim değişimi programının, önemli faaliyetlerden biri olduğunu belirtti.

Güngör, 2015'te 5 coğrafi bölgeden seçilen 5 hakimin programdan yararlandığını, Paris Yürütme Kurulu Toplantısı'nda hakim değişim programından yararlanacak aday sayısının 2016'dan itibaren 10'a çıkarılması önerisinin kabul edildiğini söyledi.

Bir uluslararası idare hukuku oluşturulabilmesi için birliğin belirleyici olması gerektiğini ve bunun da imkansız olmadığını belirten Güngör, "Gerekirse, akademik dünyanın da katkısı alınarak evrensel bir idare hukuku inşa edilebileceğine inanıyorum. Ulusal idare yargı organlarının, üye ülkelerin yargı organlarıyla paylaşma iradesine sahip olması gerekir diye düşünüyorum." dedi.

- Alternatif yollar

Fransız Danıştay Başkanvekili Jean-Marc Sauve de Afrika, Amerika, Asya ve Avrupa olmak üzere dört coğrafi bölgenin temsil edildiği birliğin, çerçevesindeki çalışmaları gerçekleştirmeyi ve deneyimlerini paylaşmayı amaçladığını söyledi.

Bunların hepsini hukukun üstünlüğü ve en iyi şekilde adaleti gerçekleştirmek adına yaptıklarını anlatan Sauve, bu bağlamda hakimler ve yargıçlar topluluğunun benzer zorluklarla karşılaştığını ifade etti.

Sauve, yargı mercilerinin uyuşmazlık çözümü kapsamında, vatandaşlar ve idareler bağlamında alınacak önlemlere değindi.

Alternatif yollar ile idari uyuşmazlıkların çözülmesi konusunda daha genel çerçevede düşünülmesi gerektiğini anlatan Sauve, alternatif yolların, uyuşmazlıkları daha çabuk ve daha az maliyetli şekilde çözmek için önemli bir yöntem olduğunu aktardı.

İdarenin kanundan kaynaklanan bir takdir yetkisi sayesinde adil bir çözüme ulaşıldığını kaydeden Sauve, "Yasallık ilkesi ve kamu düzeni kuralları idarenin uygulaması gereken en önemli ilkeler. Dostane çözümlerin, kanunun çizdiği çerçeveler nezdinde ancak hayata geçirilebileceğini söylememiz gerekiyor." diye konuştu.

Alternatif çözümün mahkemelerin iş yükünü azalttığını ve hızı artırdığını belirten Sauve, yargılama başladıktan sonra ortaya çıkan alternatif yollarda hakimin süreci hızlandırabileceğini anlattı.

Jean-Marc Sauve, taraflar arasında görüş birliği olması durumunda hakimin takipsizlik kararı vererek, alternatif çözüm yolunu öne çıkarabileceğini söyledi.

Bu farklı usuller arasında herhangi bir rekabet, birbirini dışlamanın söz konusu olmadığını dile getiren Sauve, idari itiraz sürelerinin kısıtlı olması veya zaman ve beşeri kaynak eksikliği durumlarında vatandaşların taleplerine her zaman olumlu yönde cevap verilemediği için alternatif çözüm yollarının düşünüldüğünü kaydetti.

Alternatif çözüm yollarında arabuluculuk görevini bazen hakimin, bazen hakim tarafından atanan kamu kuruluşu ya da özel bir kuruluş temsilcisinin, bazen de uygun bir kişinin üstlendiğini dile getiren Sauve, küreselleşmeye rağmen farklı ülkelerde farklı usullerin olduğunu söyledi.

Sauve, "Arabuluculuk, idari hukuk söz konusu olduğunda son derece yeni bir uygulama. Birçok AB üyesi ülke, idari hukuk konusunda arabuluculuğa geçmedi. Fransa'da bu son derece kısıtlı tutuluyor ve şu anda bu uygulama alanının genişletilmesi yönünde çalışmalar söz konusu. Bu usullerle ilgili kullanım kılavuzlarını daha iyi tanımlamamız, alternatif çözüm uygulamalarının avantajları üzerinde durmamız gerekiyor." dedi.

- "Yeni tehditlere karşı demokrasilerimiz kendilerini korumalıdır"

Vatandaşların kişisel haklarının daha fazla teminat altında olduğunu görme beklentisi olduğunu vurgulayan Sauve, şunları kaydetti:

"Halkların ifade ettiği iradelerin, hakimler tarafından gözardı edilmemesi çok önemli. Biz İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ya da diğer bölgesel insan hakları sözleşmeleri metinlerinde ifade edilen değerler ve ilkeler çerçevesinde görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Unutmayalım ki bu hukuki mirasımız, İstanbul'da, Paris'te, Brüksel'de terörist saldırılar vesilesiyle tehdit altına alınıyor. Bu yeni tehditlere karşı demokrasilerimiz kendilerini korumalıdır. Değerleri ve ilkeleri üzerinde daha fazla birleşmeli, iş birliklerini derinleştirmeli ama aynı zamanda da soğukkanlılıklarını koruyarak, hukuk devletinin esas teminatlarına bağlı kalmalıdırlar."