12 EYLÜL KARŞITI 28 ŞUBAT DESTEKÇİSİ GAZETECİ HÜRRİYET YAZARIYKEN NASIL KOVULDU!.. KİM BU GAZETECİ!..
Evren´i elime verseniz derhal yargılarım!.. Orduda kalsan şimdi orgeneraldim. Beni Genelkurmay başkanı yapmazlardı çünkü edebiyatım ve sporum iyiydi. Belki darbe metinlerini yazdırırlardı. Askeriye 'yaz ulan' derse emir demiri keser!..
Zaten tanınmış bir gazeteciydi; ancak 28 Şubat sürecinde yaptığı ateşli postmodern darbe savunuculuğuyla ismi hafızalara kazındı. Hele NTV´de hazırladığı programda söz, Çevik Bir´in Manastırlı baba ile Selanikli anadan olduğuna gelince "Ben de oralıyım Paşamm..." vurgusunu yapması uzun süre konuşuldu.
Atatürk´le ilgili bir rüyasını da ertesi gün köşesinde yayımlayan bir gazeteci olarak tanınmaktaydı o: "Çok iyi giyinmiş, fotoğraflardan tanıdığım bir önder durgun, düşünceli, biraz da üzüntülü bir görüntü içinde; sanki bana o ruh hali ile ülkenin durumunu anlatmaktaydı. Etkilendiğim bir rüyaydı o." Rüyanın sahibi, 1963 yılındaki Talat Aydemir Olayı sebebiyle ordudan atıldıktan sonra gazetecilik yapmaya başlamış İsmet Solak´tı.
-İsmet Bey, siz nasıl yorumladınız peki bu rüyayı?
"Ülkenin iyiye gitmediğine yorumladım ben."
43 yıllık gazeteci Solak, 17 yılını verdiği ve en son yazdığı Hürriyet´ten, 2001 yılında, kendisine haber verilmeden ve telefonuna çıkmayan Ertuğrul Özkök tarafından uzaklaştırıldı.
İsmet Solak, hatırlattığına göre Bülent Ecevit ile Fethullah Gülen´in görüşmelerini de ilk haber yapan gazeteciydi.
12 Mart´tan sonra, adının bir listede yer aldığı duyumu karşısında `korktuğu´ için yurtdışına kaçan İsmet Solak´ın bende bıraktığı izlenim, önyargılı biri olduğuyla ilgili.
Sonra, tezatları da olan birisi Solak.
Seneler önce Parlamento Muhabirleri Derneği´ne üye yapılırken, inandığını söylediği parlamenter sisteme, 28 Şubat gibi bir süreçte aykırı düştüğünü bugün bile fark etmiyor mesela.
Solak, ardından "Kenan Evren´i benim elime verseniz ben derhal yargılarım." diyor.
Hürriyet´ten ayrıldıktan sonra bir yıl Damga Gazetesi´nde yazan, şimdilerde Derviş Günday´ın başında bulunduğu TESK´in basın koordinatörlüğünü yapan, 1943 doğumlu Solak, baba tarafından Bulgaristan´dan Kırklareli´ne gelmiş, anne tarafından da Karaman´a dayanan evlad-ı fatihan bir Türkmen olduğunu söylüyor.
-Harbiyeli birisi olarak, 20-21 Mayıs 1963´te Talat Aydemir Olayı olduğunda neler yaşadınız?
İçimizde Aydemir´i tanıyan ve onunla birlikte hareket eden arkadaşlarımız vardı, 20-25 kişi. Ama bizler Aydemir´i hiç görmedik bile. O gece de görmedik. O gece öyle bir şey söylediler ki, yani İsmet Paşa´yı devirmeye kalkmışlar, biz onu koruyacakmışız. Harbiye´den çıkma sebebimiz o. Orada bu sel, yani sel önüne ne gelirse götürür ya, taşı, toprağı bilmem kütüğü... O sel sürükledi.
-Bir günlük hadise mi bu? Onun öncesi yok mu? Hazırlık falan...
Yok hayır. Ertesi sabah topografya imtihanına girecektim ben, o olayda alarm çaldığında hâlâ ders çalışıyordum. Ve bizim şubemizde, kesim derdik, bizim kesimde sanıyorum 17-18 kişi ders çalışıyorduk o sırada. Gece, saat yarım. Birden alarm çalıyor. Ne oluyor derken bir gürültü, patırdı; `alın silahları, yürüyün.´ Bölük komutan yardımcımız orada idi zaten. Sonra Ankara´ya dağıldık.
-Sonra askeriye ile ilişiğiniz kesildi.
Tabii. O olaydan dolayı 1459 Harbiyeli de ihraç edildi. 20-21 Mayıs Olayları´ndan sonra bir tek öğrenci bırakılmadı. Bizim dönemden, 1963-64 yıllarında Türk Silahlı Kuvvetleri´ne kara subayı yetişmedi. Bizim önümüzdeki 1962´lilerden kim vardı? Mesela Hurşit Tolon Paşa bizden bir dönem evveldi. Ondan sonra Doğu Aktulga. Bizden büyüktü.
-28 Şubat döneminde görev alanlardan var mıydı, sizden önceki veya sonraki dönemlerden?